Ilımlı İslami çizgideki kanal
Abone olNTV ve CNN Türk'te iç çalkantılar yaşanıyor. İki kanal da aynı şekle büründü. CNN Türk yeni yayın döneminde daha da İslami bir çizgiye mi bürünecek? İşte konunun detayları:
Akşam'ın Yazı İşleri Müdürü Oray Eğin, yine ilginç bir
medya eleştirisi yaptı. Eğin, CNN Türk ve NTV'ye değindi. Bu iki
kanalın en bariz özelliği haberlerle dolu olması. Ne yazık ki son
zamanlarda iki kanal da bu çizgiyi terk etmeye başladı. Eğin, dedi.
Ve iki kanalda da yaşanan iç çalkanltıları anlattı.
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
NTV pek çok önemli programdan vazgeçebilir gibi görünüyor. Listenin başında Mirgün Cabas ve Banu Güven'in sunduğu '24 Saat' programının olduğu söyleniyor. Bu program büyük ihtimalle kaldırılacak
NTV hafta sonunda büyük bir işe girişip Live8'i yayınladı. Gerçi yayın canlı değildi, 'global feed'lerden gerçekleşti, dolayısıyla konseri İnternet'ten takip edenlerle televizyondan takip edenler arasında epey saat farkı vardı. Birtakım gruplar da kötü reklam planlamasına kurban gitti. R.E.M.'in 'Man on the Moon'unu izleyemedik mesela, Muse'un dört parçasından biri yayınlandı, Roxy Music sahneye çıktığında hala Türk televizyon izleyicisi reklamlara bakıyordu. Artık eksiklerimizi DVD'den tamamlarız; olsun, varsın, yine de İstanbul'dan bu konsere tanık olmak güzeldi.
Güzeldi ama bunu NTV'nin yapmış olması da bir o kadar şaşırtıcı doğrusu. Malum, burası bir haber kanalı ve her
ne kadar hafta sonları Türkiye'de gündemin uyuduğuna ilişkin yaygın bir kanı oluşsa da bir haber kanalının cumartesinin büyük bölümünü konsere ayırması fazlaca lüks değil mi?
Değişen yayın politikası
Aslında, NTV'nin kurulduğu günden bu ana gelen ve zamanla değişen yayın politikasına bakıldığında çok da şaşırtıcı değil. Dahası, böylesi yayınları NTV'den ileriki günlerde daha çok bekleyebiliriz. Bu durum şöyle de yorumlanabilir: Sanki NTV giderek haberden vazgeçiyor.
Malum, Türkiye'deki haber kanallarının izlenme oranları epey düşük ve medya patronları bu durumdan kurtulmak için çözüm üretiyor. Doğuş Medya Grubu'nun amiral gemisi NTV de günü haberle geçirirken, prime time ve sonrasına daha hafif, daha eğlenceli, daha izlenebilir programlar koymaya başladı ne zamandır. Belki kendi gruplarının içindeki CNBC e'nin Beyaz Türkler arasında yakaladığı başarıdan cesaret aldılar; malum, gündüzü borsayla falan geçiren kanal, akşam aniden bir sinemateke dönüşüyor ve büyük de bir takipçisi var.
Banu Güven gidici mi?
NTV uzun vadede pek çok önemli programdan da vazgeçebilir gibi görünüyor. Listenin başında ise Mirgün Cabas ve Banu Güven'in sunduğu '24 Saat' programının olduğu söyleniyor. Bu program büyük ihtimalle kaldırılacak. Programın sunucuları da bunu biliyor olmalı ki şimdiden kulislere başladılar: CNN Türk'e geçmek istiyorlar. Hatta PR işlerinden son derece iyi anlayan Banu Güven, bir-iki yere kendisinin ne kadar iyi gazeteci olduğunu anlattığı röportajlar bile verdi.
NTV'de bir türlü tutturamayan bir isim ise şüphesiz Mithat Bereket. Bereket, kanalda o kadar çok yer değiştirdi (bir ara sağlık programı da yapıyordu, değil mi) ki bütün ekran istikrarını kaybetti. Ve şimdi 'Pusula'nın alışılmadık bir yayın periyoduyla, 15 günde bir yayınlanmasına karar verildi.
Bereket'in hareket alanını kısıtlayan, onunla hiç yıldızı barışmayan bir isimse NTV'nin başındaki Cem Aydın. Genç ve başarılı bir kanal yöneticisi olan Cem Aydın, zamanında Nuri Çolakoğlu'nu bile yerinden edebilecek kadar da yetenekli ve Bereket'in kendi yerine oynadığı hissini aldığı günden beri rahatsız.
Bereket'in öfkesi
Mithat Bereket, bir zamanlar adeta 32.Gün'ün yıldızı gibiydi - yurtdışı haberlerinden getirdiği faturalar hala efsanesini korumakta. Sonra nasıl oldu da bu hale geldi? Bir yandan da Bereket'in öfkesi var; mesela hala gazetelere röportaj veriyor ve beni yalanlıyor: Mehmet Ali Birand'la görüşmediği için. Ben iki kişi arasındaki çok özel bir telefon konuşmasının nasıl İnternet sitelerine yansıdığını, Mehmet Ali Birand'ın bundan duyduğu rahatsızlığı yazmıştım ya. Bereket görüşmediklerini iddia ediyor hala: Halbuki muhatabı ben değilim ki, Birand'a sorabilir.
Ben Mithat Bereket'in bu öfkesinin sebebini de biliyorum. Ona canını sıkabilecek şu haberi de vereyim: CNN Türk yöneticileri ona epey soğuk bakıyor.
Light İslamcı çizgi
Gerçi CNN Türk'ün de epey kafası karışık. Yeni yayın döneminde Ahmet Hakan'ı da büyük ihtimalle kadrosuna katacak kanal; 'İskele Sancak' tarzı bir program yapması düşünülüyor. Böylece Amerikan CNN'i Türkiye'de 'light İslamcı' çizgiye girecek. Malum, Taha Akyol kanalın başında, şimdi Ahmet Hakan eklendi, e Gürkan Zengin de namazlarını genellikle Bebek Camii'de kılar.
CNN Türk'ün izleyici toplamak için bulduğu formül ise NTV'nin başından beri uyguladığı çizgiye gelmek. Bir zamanlar NTV'yle 'haber kanalı' olmadığı için dalga geçen, rakiplerinin maç yayınlarını, Oscar törenlerini falan eleştiren CNN Türk yöneticilerinin şimdi nerede tenis maçı, Formula 1 falan varsa üzerine atlamaları dikkate değer. Cumartesi günü NTV konser yayınlarken CNN de uzun uzun tenis maçı yayınlıyordu.
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
NTV pek çok önemli programdan vazgeçebilir gibi görünüyor. Listenin başında Mirgün Cabas ve Banu Güven'in sunduğu '24 Saat' programının olduğu söyleniyor. Bu program büyük ihtimalle kaldırılacak
NTV hafta sonunda büyük bir işe girişip Live8'i yayınladı. Gerçi yayın canlı değildi, 'global feed'lerden gerçekleşti, dolayısıyla konseri İnternet'ten takip edenlerle televizyondan takip edenler arasında epey saat farkı vardı. Birtakım gruplar da kötü reklam planlamasına kurban gitti. R.E.M.'in 'Man on the Moon'unu izleyemedik mesela, Muse'un dört parçasından biri yayınlandı, Roxy Music sahneye çıktığında hala Türk televizyon izleyicisi reklamlara bakıyordu. Artık eksiklerimizi DVD'den tamamlarız; olsun, varsın, yine de İstanbul'dan bu konsere tanık olmak güzeldi.
Güzeldi ama bunu NTV'nin yapmış olması da bir o kadar şaşırtıcı doğrusu. Malum, burası bir haber kanalı ve her
ne kadar hafta sonları Türkiye'de gündemin uyuduğuna ilişkin yaygın bir kanı oluşsa da bir haber kanalının cumartesinin büyük bölümünü konsere ayırması fazlaca lüks değil mi?
Değişen yayın politikası
Aslında, NTV'nin kurulduğu günden bu ana gelen ve zamanla değişen yayın politikasına bakıldığında çok da şaşırtıcı değil. Dahası, böylesi yayınları NTV'den ileriki günlerde daha çok bekleyebiliriz. Bu durum şöyle de yorumlanabilir: Sanki NTV giderek haberden vazgeçiyor.
Malum, Türkiye'deki haber kanallarının izlenme oranları epey düşük ve medya patronları bu durumdan kurtulmak için çözüm üretiyor. Doğuş Medya Grubu'nun amiral gemisi NTV de günü haberle geçirirken, prime time ve sonrasına daha hafif, daha eğlenceli, daha izlenebilir programlar koymaya başladı ne zamandır. Belki kendi gruplarının içindeki CNBC e'nin Beyaz Türkler arasında yakaladığı başarıdan cesaret aldılar; malum, gündüzü borsayla falan geçiren kanal, akşam aniden bir sinemateke dönüşüyor ve büyük de bir takipçisi var.
Banu Güven gidici mi?
NTV uzun vadede pek çok önemli programdan da vazgeçebilir gibi görünüyor. Listenin başında ise Mirgün Cabas ve Banu Güven'in sunduğu '24 Saat' programının olduğu söyleniyor. Bu program büyük ihtimalle kaldırılacak. Programın sunucuları da bunu biliyor olmalı ki şimdiden kulislere başladılar: CNN Türk'e geçmek istiyorlar. Hatta PR işlerinden son derece iyi anlayan Banu Güven, bir-iki yere kendisinin ne kadar iyi gazeteci olduğunu anlattığı röportajlar bile verdi.
NTV'de bir türlü tutturamayan bir isim ise şüphesiz Mithat Bereket. Bereket, kanalda o kadar çok yer değiştirdi (bir ara sağlık programı da yapıyordu, değil mi) ki bütün ekran istikrarını kaybetti. Ve şimdi 'Pusula'nın alışılmadık bir yayın periyoduyla, 15 günde bir yayınlanmasına karar verildi.
Bereket'in hareket alanını kısıtlayan, onunla hiç yıldızı barışmayan bir isimse NTV'nin başındaki Cem Aydın. Genç ve başarılı bir kanal yöneticisi olan Cem Aydın, zamanında Nuri Çolakoğlu'nu bile yerinden edebilecek kadar da yetenekli ve Bereket'in kendi yerine oynadığı hissini aldığı günden beri rahatsız.
Bereket'in öfkesi
Mithat Bereket, bir zamanlar adeta 32.Gün'ün yıldızı gibiydi - yurtdışı haberlerinden getirdiği faturalar hala efsanesini korumakta. Sonra nasıl oldu da bu hale geldi? Bir yandan da Bereket'in öfkesi var; mesela hala gazetelere röportaj veriyor ve beni yalanlıyor: Mehmet Ali Birand'la görüşmediği için. Ben iki kişi arasındaki çok özel bir telefon konuşmasının nasıl İnternet sitelerine yansıdığını, Mehmet Ali Birand'ın bundan duyduğu rahatsızlığı yazmıştım ya. Bereket görüşmediklerini iddia ediyor hala: Halbuki muhatabı ben değilim ki, Birand'a sorabilir.
Ben Mithat Bereket'in bu öfkesinin sebebini de biliyorum. Ona canını sıkabilecek şu haberi de vereyim: CNN Türk yöneticileri ona epey soğuk bakıyor.
Light İslamcı çizgi
Gerçi CNN Türk'ün de epey kafası karışık. Yeni yayın döneminde Ahmet Hakan'ı da büyük ihtimalle kadrosuna katacak kanal; 'İskele Sancak' tarzı bir program yapması düşünülüyor. Böylece Amerikan CNN'i Türkiye'de 'light İslamcı' çizgiye girecek. Malum, Taha Akyol kanalın başında, şimdi Ahmet Hakan eklendi, e Gürkan Zengin de namazlarını genellikle Bebek Camii'de kılar.
CNN Türk'ün izleyici toplamak için bulduğu formül ise NTV'nin başından beri uyguladığı çizgiye gelmek. Bir zamanlar NTV'yle 'haber kanalı' olmadığı için dalga geçen, rakiplerinin maç yayınlarını, Oscar törenlerini falan eleştiren CNN Türk yöneticilerinin şimdi nerede tenis maçı, Formula 1 falan varsa üzerine atlamaları dikkate değer. Cumartesi günü NTV konser yayınlarken CNN de uzun uzun tenis maçı yayınlıyordu.