Ilıcak Star TV'ye talip mi?
Abone olAydın Doğan, Tercüman'ı neden ve neyin karşılığında destekliyor? Aydın Doğan'la geçmişte yaşanan tatsızlıklar nasıl tatlıya bağlandı? Ilıcak, Star'a talip mi?
İnternet Haber yazarlarının, Mehmet Ali Ilıcak'la yaptığı
röportajın ikinci bölümü de çok ses getireceğe benziyor. Ilıcak bu
bölümde, Akşam Gazetesi'ni çıkardığı sırada kendisiyle kanlı
bıçaklı olan ve Akşam'ı batırmasına neden olan Aydın Doğan ile
nasıl barıştığını, Nazlı Ilıcak'ın güç potansiyelini, Star TV'ye
talip olup olmayacağını, atv ve Cine 5'i isteyip istemediğini
anlatıyor. Dün kaldığımız yerden devam ediyoruz..
- Baki Karakol- Kaç yaşınızdasınız?
- Yaşlandık 34
-Baki Karakol- Sizin gibi 34 yaşında bir kişinin
gazete sahibi olması dikkati çekiyor. Ekonomik sıkıntıya da
düşmüştünüz o dönemde. Rahmetli babanız o dönem bu sıkıntı yüzünden
felç olup hayatını kaybetmişti. Bu genç yaşta bir gazetenin patronu
olmanın altyapısı nedir. Yani nereden bu değirmenin suyu?
-Aydın Doğan basının yaşayan en büyük duayeni!
-Bazı insanlar vardır çok para ile az iş yapar, bazıları da vardır
ki az para ile çok işler yapar. Oturduğunuz müessese o ikinci gruba
girer. Mesela İnternethaber sıfırdan bir müesseseyi nasıl kurdu.
Aynı şekilde biz de büyük bir gazeteyi ölçülü imkanlarla yaptık. 5
bin dolarlık binalar tutmadan, mütevazı ortamlarda. Şimdi birinin
de hakkını vermek lazım. Aydın Doğan... Mesela bize baskı
tesislerini açmakla yardımcı oldular. Aydın Bey'in tesislerinde
basılıyor gazete. Paramızı veriyoruz ama bize her türlü hoşgörüyü
gösteriyorlar. Bunun için onlara ayrıca teşekkür ediyorum.
Televizyon kampanyaları sırasında bize hoşgörü ile bakıyorlar. Çok
büyük paralar harcamadan barter ile şunla bunla yapıyoruz
sonunda. Mesela bilboard kiralamıyoruz da bez afişler asıyoruz.
Yani küçük para ile büyük işler yapıyoruz. Gazete sahibinin
sıkıntısı büyüktür. Ben bundan 10 yıl önce de gazete sahibiydim ve
o günden bugüne bir gün bile maaşları aksatmamışımdır. Allah'ta
aksatmasın.
-Hadi Özışık- Aydın Bey'in hoşgörülü baktığını
söylüyorsunuz. Geçmişte yaşadığınız sıkıntıların bir kısmı da Aydın
Bey'den kaynaklanıyordu. Doğan Grubu'nun bünyesinde çıkıyor
gazeteniz. Patronu M. Ali Ilıcak görünüyor gibi söylentiler
sözkonusu. Doğan Grubu ile bundan böyle yeni projelerde buluşacak
mısınız, görüşmeleriniz var mı? İlişkileriniz ticari anlamda nedir?
Hakikaten bunlar söylendiği gibi Doğan Grubu'na ait gazeteler mi?
Yoksa sizin kendi gazeteniz de paranızı verip orada mı
bastırıyorsunuz?
-Bahri Kayaoğlu- Hadi Bey'e bir ek yapacağım.
Akşam Gazetesi de yine Doğan grubu bünyesinde basılıyordu. Dağıtımı
da Sabah yapıyordu. O konuda dağıtımınızın tekrar durdurulması
endişesi taşıyor musunuz?
-Aydın Bey şu an Türk basınının çok önemli noktasında. Yaşayan
gazete sahipleri arasında duayen. Biz Aydın Bey'le geçmişte bir çok
şeyler yaşadık. Bizlere küçük olarak hatalısın demek yakışmaz.
Hatalı da olsak hatasız da olsak biz Aydın Bey'le el ele tutuştuk o
bizi affetti. 1,5 yıldır makul olabilecek her türlü toleransı
gösteriyor. Bu demek değil ki Tercüman'ın Aydın Bey'le ilişkisi
var. Uzun zaman Haber Türk'ün yayınladığı Yarın Gazetesi için
Turgay Ciner'in dediler. Halbuki 1 gecede Yarın gazetesini aldı
Ufuk Bey gitti Aydın Bey'in tesislerinde bastı. Bu spekülasyonlar
çıkar. Gazetecinin işi spekülasyon yapmaktır. Aydın Bey bu noktada
olmasaydı biz bu gazeteyi bu şartlarda çıkaramazdık. Gerçekten de
televizyonlarda destek oluyor. Bunlar çok büyük paralar.
-Fikri Akyüz- Nazlı Ilıcak'ın potansiyel gücünü
görmüş olabilir mi?
-Bence Aydın Bey artık doruk noktaya ulaştı. O, bir gün rekabet
edebileceği düzgün şartlarda anlaşabileceği basın patronları
üretmek istiyor olabilir. Türkiye de malesef gazete patronu
noktasında sıkıntılar var. 3 büyük grup var. Karamehmet, Sabah
Grubu ve Aydın Doğan. Şimdi Karamehmet grubunun ne olacağı belli
değil. Bunlarla arası açık olabilir. Aydın Bey belki beni de daha
iyi tanıma fırsatı buldu son iki senede. Bugüne kadar ben Aydın
Bey'in verdiği sözden geri adım attığını görmedim, yani son
Tercüman'ı çıkardığım tarihten beri. Bizim Nazlı Hanım'la bir
gücümüz yok. Bir yere geliyorsak önce Allah'ın, sonra milletin
sonra da kendi gücümüzle geldiğimize inanıyorum. Kimseye güvenerek
ne gazete çıkarttık, ne de başka şeyler yaparız. Aydın Bey'in de
böyle şeylere ihtiyacı yok zaten. Türkiye'nin en büyük medya
patronu. Komik gelir yani.. Adamın zaten gücü var. Onun kedi
grubunda bir sürü Nazlı Ilıcak var.
-Fikri Akyüz- Nazlı Ilıcak hanımefendinin bir sözü
ile parti kapandı. Kolay değil yani.
-Bir güç değil o.( gülüşmeler...)
-Hadi Özışık- Gazetede televizyon çalışmaları ile
ilgili söylentiler var. İstanbul TV ile ilgilendiniz mi?
-Hiç görüşmedim. Bir kere birisi geldi. Genel Müdürümüz Tayfun
Bey'le konuştular ama, yani benim ilgimi çekmedi.
-Hadi Özışık- Starla ilgilendiniz mi?.
-Benim düşünceme göre medya grubu sahibinin medyadan gelmesi lazım.
Bir tekstil firması sahibinin olmaması gerekir. Bunu geçmişte ne
kadar sıkıntı yarattığını hepimiz yaşadık. Bugün televizyonlarını
silah olarak kullanan insanlar.. 28 Şubat'ın doğuşu televizyonları
manüple edebilmekten doğdu. Bunu kim yapabilir? Hükümetlere zayıf
iktidarlara güçleri ile birlikte imtiyaz elde etmek isteyen
insanlar bu sektörü girebilirler. Bakın ne para kazandırıyor
kolayca, üstelik kolay da bir iş değil. Borsacı sabah 10'da gidiyor
5'te bitiyor. Senin gazeten 24 saat faal, yani bitmiyor. Sürekli
başında olman gereken, ilgilenmen gereken bir iş.. Yani bu işten
zevk alan biri. Siz bana bir hastane sahibi ol deseniz ben anlamam.
Ya da bir çimento işi yap deseniz ben anlamam, yapmam. Ama bir
çimentocunun da zaten gazete sahibi olmaması lazım. Çünkü bu iş kar
zarar gözetilerek yapılacak bir iş değil. Ben yeni satılacak medya
gruplarının bir basın grubuna ya da oradan gelen insanlara
devredilmesinden yanayım.
-atv'yi ve Sabah'ı peşkeş çeken Akçakoca hesap
verecek!
-Hadi Özışık- ATV'ye talip oldunuz mu?
-Sabah-ATV konusu da ayrı bir konu. Dinç Bilgin'in 1 milyon dolar
borçları ile kurulmuş, sonunda millete bunun faturası yüklenmiş bir
kurum. Benim Turgay Ciner'e karşı hiç bir art niyetim yok. Yani
Turgay Ciner'in gazete ya da televizyon sahibi olma fikrine karşı
değilim. Memnun da olurum. Gazete sahipleri farklı farklı olsa. Her
gazetenin ayrı sahibi olsa. 10 tane televizyon patronu olsa Türkiye
rahatlar. Benim karşı olduğum nokta, 7 milyar doları millete yük
bindirmiş bir kurumun, 10 milyon dolara 10 yıl boyunca
kiralanmasına karşıyım. Bunun doğru olduğuna inanmıyorum. Onların
ödemediği parayı TC'deki herkes ödüyor. Ben basında olmam sebebi
ile haksız rekabete girmek durumunda kalıyorum. Ben Tercüman
Gazetesi'ni güçlendirmek için dişimi tırnağıma katıyorum. Öbür
tarafta var olmuş bir marka senede 10 milyon dolara kiralanıyor. O
zaman ATV bir programa 300 bin dolar verebiliyor. Çünki ne
amortisman ne faiz ne borç hiç bir şey olmazsa rahat edilir. Keşke
Turgay Ciner bu sektörde kalıcı olsa ve bir gazete patronu olarak
kademe kaydetse, Aydın Bey'in yanında anılan bir medya patronu
olsa. Ancak bunun bedelini insanlar ödemeli. Turgay Bey bunun
bedelini ödediği noktada başımızın üzerinde yeri var. Biz o noktada
BDDK'ya öneri verirken rakam oluşsun diye verdik. Engin Akçakoca
muhatap bile almadı, çok büyük hata yaptı. Tabi bunun da hesabını
verecek o noktada. Biz bunun bir değeri olduğunu söyledik. Sen bana
vermeyeceksen bile o değer üzerinden konuşman lazım. Bunu yok saydı
Engin Bey. Bana da bedava verse ben de alırım. Niye almıyayım. Kim
almam der. Turgay Bey işadamı pazarlığını yapmış. Çok büyük bir
imparatorluğu almış. Ama onu verenlerin takipçisi olurum.
-Hadi Özışık- Sorum arada kaynadı, aynı şeyi
tekrar soracağım. Star'a talipmisiniz?
-Şunu diyorum. Ben televizyonların bir basın patronunun, basından
gelen insanların alması gerektiğini söylüyorum. Bize görev düşerse
gereğini yaparız.
-Hadi Özışık- Cine 5 için de mi aynı şey
geçerli?
-Her şeyi biz alırız diye bir şey yok. Cine 5 yeni bir şey onu
düşünmedim.
-Bahri Kayaoğlu- Dinç bilgin banka sahibiydi
şirketine el kondu. Aynı şey Erol Aksoy'un da başına geldi. Bunu
neye bağlıyorsunuz? Aynı durumda olan patronlar da var. Yapılanlar
doğru mu? Uzan Grubu'na ve Erol Aksoy'a yapılanları doğru buluyor
musunuz?
-Hem Erol Bey hem de Cem Bey'i yakinen tanıyorum. Benim bir şey
söylemem yanlış olur. Ancak gazete olarak bu iki kurum ve bu iki
kişi hakkındaki fikirlerimizi ortaya koyduk. İddialar doğru ise
korkunç bir durum. Bizim ne düşündüğümüzü herkes biliyor. Benim
şahsi fikrimi sorarsanız üzülürüm, üzüntü duyarım. Eğer değinilen
iddialar doğruysa da yapılacak başka bir şey yok.
-Bahri Kayaoğlu- Cem Uzan'ın siyasete atılmasaydı
başına böyle bir şey gelmeyeceği söyleniyor. Sizce doğru mu?
-Erol Aksoy'un siyasetle alakası mı var? Hayır yok. Demek ki bu
söylenti yalan.. Her şey kılıfına uydurulur. Denilenler doğru ise 6
milyar dolar yada 8,5 milyar dolar para uçmuş. Ha siyasete
girmişsin ha da girmemişsin. Daha önceki siyasiler niye yapmamış
bunu. Asıl üzerinde durulması ggereken konu bu. Yani Tayyip Bey'i
ayakta alkışlamak lazım. Bugün yüzde 42'lere varan oy almış bir
lider. Tayyip Bey, 17 yaşından itibaren siyasete girmiş çalışmış.
30 yıllık geçmişi olan bir lider. Parası ve çevresi ile değil kendi
imkanları ile bir AKP'yi iktidara taşımış lider. Siz Cem Uzan'ı
rakip gördüğüne inanıyor musunuz? İkincisi Cem Uzan gitti diyelim,
e Ahmet var Mehmet var. Mehmet Ağar var, CHP var MHP var. Aslına
bakarsanız, Genç Parti'nin gitmesi AKP'ye yaramadı. Ne güzel CHP
ile MHP'nin oylarını bölüyordu Genç Parti. Onlar baraj altında
kalıyordu. AKP'de daha fazla koltuk sahibi oluyordu bu durumda. Bu
gruba müdahale edilmemişsi, bu iş tamamen geçmiş
iktidarların suçu.. Bunun en büyük vebali Yılmaz
Hükümeti'nin, Ecevit Hükümeti'nin.. Bu kadar memleket istismar
edildi. Bu milletin sırtından 50 küsur milyar uçup gitti. Siyasi
rüşvetler buna dahil. 50 milyar dolar 22 ailenin cebine gitti.
Yapılanlar o açıdan bakıldığında doğrudur. Daha ağırları
yapılmalıdır. Eğer hortumlama olduysa bunun cezası bu olmamalı.
Bunlar fakir insan olmak mecburiyetindeler. Bunların elinden
herşeyi alacaksın, bir varoş bölgesinde bir gecekondu vereceksin.
Yatı, katı, özel şoförleri ve arabaları olmayacak. Türkiye'deki
fakir insanlar gibi hergün çile çekecekler. İşlerine otobüsle gidip
gelecekler. Çünkü onlar zevki sefa içinde yaşarken, halkı
fakirleştirdiler. Ama bakıyoruz ki, bunlara yapılanlar az bile.
Devleti soyup soğana çevirmişler, hala yalıda kalıp yat sefası
yapıyorlar. Ben yapılanların az olduğunu düşünüyorum.
YARIN: TAYYİP ERDOĞAN HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ?