Ilıcak, gökdelen tetikçiliğini eleştirdi

Nazlı Ilacak, ismini vermediği bir meslektaşını Kadir Topbaş hakkında yaptığı bir haberden dolayı kınıyor. Nazlı Ilacak'a göre meslekdaşının yaptığı gökdelen tetikçiliği. Ilacak, gazetecinin nasıl tektikçi olduğunu "Siyasetçi mi, yoksa gazeteci mi olmak istersiniz?" başlıklı yazısıyla anlattı...


"Siyasetçi mi, yoksa basın mensubu mu olmak istersiniz?" sorusuna, bir çok kişi, "Basın mensubu" diye cevap verir. Hele bir de köşe yazarı veyahut genel yayın müdürü oldunuz mu, istediğiniz siyasetçinin canına ot tıkarsınız.

Gökdelen tetikçiliği

Geçenlerde, aslında halim selim olan bir meslektaşımız, baktım Kadir Topbaş'a “senli benliî girişmiş. Şöyle yazıyor: "Ey benim 'esaslı devrimci' olmadığı için idareyi maslahat sarmalında debelenmekten başka şansı olmayan pek muhterem Kadir Abim. Bilirsin severim seni. Öyle uzun boylu bir tanışıklığımız olmasa da, senin muhallebi kıvamında, acayip janti ve muhterem bir adam olduğunu bilirim... Ey benim ihtiyat kumkuması sevgili Kadir Abim, şu İstanbul denilen azgın şehre heves ettin... inat ettin... hevesin karşılığını buldu. Ama işte seni Brezilya'da yakalayan yağmur, bu huysuz ve tekinsiz şehirle arandaki doku uyuşmazlığını en hoyrat biçimde ortaya çıkarıverdi..."

İsmini vermeyeceğim ama, yazdığı gazete peş peşe, yağmurda İstanbul'da bulunmadığı gerekçesiyle Topbaş'a "giydirmişti." Hal böyle olunca, maalesef halim selim arkadaşımız da, tetikçi durumuna düşüyor. Kimse, gidip ondan, gazete patronuna, Kadir Topbaş'a yapılan haksızlığa karşı bir çift söz söylemesini beklemiyor elbette. Bu sözü söyleyebilmek için, idareyi maslahatçı olmamak gerek. Ama tutup da, tetikçiliğe soyunacağını doğru beklemezdik. Patron gökdeleni diksin diye sen tetikçi olacaksın... Vallahi yazık, billâhi yazık

YAZI:Nazlı ILICAK