Ilıcak, Akşam Gazetesi'ne yüklendi
Abone olBugünkü köşesinde Akşam Gazetesi'ne yüklenen Ilıcak, haberlerin tek bir yanlış dışında doğru olduğunu belirtti.
Türkbank Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, Karamehmet'in
ifadesinin basına sızması üzerine, "Çıkan haberler zabıtlarla
örtüşmüyor, çarpıtılmış" dedi. Akşam gazetesi, bu ifadeyi
çarpıtarak, Karamehmet'in sözlerini yayınlayan gazeteleri müfteri
ilân etti. Oysa Tercüman'ın haberi, tek bir ayrıntı hariç, tamamen
doğruydu.
Akşam gazetesinde Türkbank Komisyonu Başkanı Mustafa Demir'in
açıklamasını okuyunca, doğrusu hayret ettim. Akşam gazetesi, "Yeni
bir iftira kampanyası başlatan Doğan Grubu gazeteleri, Hürriyet,
Milliyet, Radikal ile Star ve Dünden Bugüne Tercüman gazetelerine,
Mustafa Demir'den cevap" başlığını verdiği haberinde, Demir'in söz
konusu gazetelerde çıkan haberleri yalanladığını belirtiyordu.
Bir tuhaf yalanlama
Önce haberi hatırlatalım: Mehmet Emin Karamehmet, Türkbank
Komisyonu'na bazı bilgiler aktarmış, bu aktardığı bilgiler de, adı
geçen gazetelerde yayınlanmıştı. Demir, Hürriyet, Milliyet,
Radikal, Star ve Tercüman gazetelerine yansıyan o bilgilerin
zabıtlarla örtüşmediğini ve çarpıtıldığını belirtiyordu.
Demir'in sıkıntısını anlıyoruz. Çünkü, soruşturmanın gizli
yürütülmesi, ifade verecek kişilerin tedirginlik duymaması önemli.
Ama sanıyoruz, Komisyon Başkanı'nın yalanlaması, Karamehmet'in
sahip olduğu Akşam gazetesi tarafından maksadını aşan bir biçimde
ve bazı yayın organlarını suçlamak amacıyla kullanıldı.
Haydi Doğan Grubu'nun özel husumetle hareket ettiğini varsayalım.
Star ve Dünden Bugüne Tercüman niçin haberi çarpıtmış olsun? Kaldı
ki o haber, Mehmet Emin Karamehmet'in değil, Mesut Yılmaz ve Güneş
Taner'in aleyhinde. Ve aşağı yukarı yıllardır bilinenlerin,
komisyona ifade veren Mehmet Emin Karamehmet tarafından teyit
edilmesinden ibaret.
Neresi yalan!
Mehmet Emin Karamehmet, Güneş Taner'in evine, Fisko Birlik'ten
alacağıyla ilgili bir konuşma yapmak üzere gidiyor ve orada Korkmaz
Yiğit'i görüyor. Taner, Karamehmet'ten, Korkmaz Yiğit'e kredi
vermesini istiyor.
Mehmet Emin Karamehmet, Korkmaz Yiğit'e kredi açabilmek için
teminat talep ediyor. Korkmaz Yiğit cevaben "Bu bir siyasi
kredidir, teminatı olmaz" diyor.
Şimdi soruyorum ve Komisyonu'nun diğer üyelerini de şahit
tutuyorum:
1) Güneş Taner'in evinde Korkmaz Yiğit ve Mehmet Emin Karamehmet
bir araya gelmedi mi?
2) Güneş Taner, Mehmet Emin Karamehmet'e "Korkmaz'a kredi ver"
demedi mi?
3) Mehmet Emin Karamehmet teminat isteyince, Korkmaz Yiğit'ten "Bu
bir siyasi kredi" cevabını almadı mı?
Bu iddiaların hepsi doğru.
* * *
Şimdi gelelim bir başka konuya.
1)Mehmet Emin Karamehmet, Güneş Taner'e "Çakıcı tarafından tehdit
ediliyorum" şikâyetinde bulunmadı mı?
2)Güneş Taner bir yerlere telefon ettikten sonra, Karamehmet'e
"Merak etme" cevabını vermedi mi?
Bu iddialar da doğru.
Gazetecinin görevi
Bir tesadüf eseri, dün AK Parti grubundan çıkarken, Türkbank
Komisyonu Başkanı Demir ile karşılaştım. Beni odasına davet etti.
"Haber yanlış" deyince, "Neresi yanlış" diye sordum. Yanlış olan
kısım, sadece, Güneş Taner ile Karamehmet ve Korkmaz Yiğit'in
görüşmesinde, Mesut Yılmaz'ın da bulunduğu iddiasıydı. Bir de,
haberde, Çakıcı'nın Karamehmet'i tehdit etmesi, Türkbank
ihalesinden sonraya, kredi aşamasına denk geliyor izlenimi
yaratılmıştı. Oysa tehdit, Türkbank ihalesinden önce
gerçekleşmişti. Haberdeki yanlış bundan ibaretti ve esasa taallûk
etmiyordu. Komisyon Başkanı Mustafa Demir'in gazetecilere haber
sızmış olmasından dolayı üzülmesini anlayabiliyoruz. Ama,
muhabirimizi yalancı çıkartacak ve zor duruma düşürecek haksız bir
yalanlama yapmasını etik bulmuyoruz. Komisyon Başkanı'nın görevi,
konuşmaların dışarıya sızmaması. Ama gazetecinin de görevi, bu
bilgileri almaya çalışmaktır. Demir'in, basının suskun kaldığı ve
haberlerin üzerinin örtüldüğü bir noktada, doğruların izini
sürmekte zorluk çekeceğini de bilmesi gerekir.
Özkan ve yalan
Yaşadığım bir örneği hatırlatmak isterim. Fazilet Partisi,
Hüsamettin Özkan hakkındaki soruşturma önergesini, benim ısrarım
üzerine vermişti.
Meclis kürsüsünde iddiaları dile getirmiştim. Sonradan Özkan
kürsüye çıkmış, bütün beyanlarımın gerçekle bağdaşmadığını ileri
sürmüştü. Bazı tâli konulardaki yanlışların altını çizerken, esasa
ilişkin doğruları gözden kaçırmaya çalışmıştı. Hayatında ilk defa
Meclis kürsüsünden söz almış, kendisini savunurken, benim iftira
attığımı belirtmişti. İktidarın oylarıyla ve DYP'nin de çekimser
kalmasıyla, Özkan hakkında soruşturma komisyonu kurulmadı. Ben daha
sonra iddiaları DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e intikal ettirdim.
Yüksel, konuyu araştırdı, belgeleri ve bilgileri daha da
derinleştirdi. Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu. Aslında
belki buna yetkisi yoktu. Bu yüzden de, eleştirilere hedef oldu.
Ama, o çabalar sergilenmeseydi ve Hüsamettin Özkan'ın "bütün bunlar
yalan" sözleriyle iktifa edilseydi, gerçeklerin üzeri
örtülecekti.
Tek yanlış
Türkbank Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, kendi açısından haklı
olabilir. Çünkü, konuşmalar basına yansırsa, şahitler ifade
vermekten kaçınacaktır. Ama gerçeklerin üzerini, "Yalan" diyerek
örtmesi, ileride kendisini sıkıntıya sokar. Meselâ Tercüman'ın
haberi, baştan aşağıya doğrudur. Burada tek yanlış, Mehmet Emin
Karamehmet'in Güneş Taner'le görüşmesinde, yanlarında, Yılmaz'ın da
bulunduğu iddiasıdır.
Evet, Güneş Taner'in evindeki görüşmede Mesut Yılmaz yoktur. Fakat
bu kısım bir teferruattan ibarettir.
Türkbank Komisyonu, iddiaları dinlemeye devam edecek, biz
gazeteciler de, haber sızdırma çabalarımızı sürdüreceğiz.