İlhan Selçuk için en acısı
Abone olKoluna giren polisler, "size abi dersek kızar mısınız?" diye sormuşlar. Emniyet ise Sulçuk'u çok şaşırtmış. İşte anlattıkları;
Ani bir geceyarısı operasyonuyla evinden apar topar
gözaltına alınan İlhan Selçuk serbest bırakıldı. Emniyete,
gözaltılara alışık olan ünlü yazar içeriyi değişmiş buldu. Peki
Selçuk gözaltındaki saatlerde neler yaşadı?
Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’nde yaklaşık 11 saat
sorgulandığını, Beşiktaş Adliyesi’nde üç savcıya 4.5 saat ifade
verdiğini anlatan Selçuk, 48 saatlik gözetim süresinin dolmasına
1.5 saat kala serbest bırakılmış oldu. CHP İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal, gelişmeleri başından sonuna kadar izleyen tek
milletvekiliydi.
Gözaltındaki duygularını şöyle anlattı:
NE YEDİ?
"Dün sabah biraz peynir, adliyeye getirildiğimde de bir
sandviç yedim. İmza karşılığı getirdikleri yemeği ise yemek
istemedim. İnsan sorgudaki sorulara konsantre olunca pek
de açlığı düşünmüyor.
NASIL UYUDU?
Uyku derseniz, gerektiğinde uyudum; her yerde de rahat
uyurum; koltuk veya kanepede. Özel bir şey yoktu."
EMNİYET DEĞİŞMİŞ
Benim için jimnastik oldu sayılır, (gülerek) uzun süre gitmiyordum.
Hayatın cilveleri bunlar. İlk başta şunu söylemeliyim.
Emniyet’in çok şeyin değiştiği anlaşılıyor. Etrafta genç,
yakışıklı, uzun saçlı ve küpeli memurlar vardı. Bilgisayar
kullanıyorlar. Aralarında uzman polisler vardı. Hatta birisi bana
PKK’yı sordu, sonra da kendisi anlattı bana; ilginç bilgiler
aktardı. 180 sayfalık notlardan sorular sordular...
ÜÇ SAVCI SORGULADI
Üç savcı sorular sordu. Çoğu telefon dinlemelerine dayanıyor;
ayrıca yazdığım yazılarla bir bağ aradıkları ve bir yerlere varmak
istedikleri anlaşılıyor. Sorularda pek bir ciddiyet göremedim.
Örneğin ben konuşmalarımda ’kerata’ sözcüğünü çok
kullanırım. Bunu ya İbrahim Yıldız ya da bir başka
arkadaşımla konuşurken, bir hitap anlamında kullanırım. Bu benim
bir sevgi işaretimdir.
SİZE ABİ DİYEBİLİR MİYİZ?
Gözaltındayken yanımdaki polisler ’Size abi dersek kızar
mısınız’ diye sorduklarında güldüm. Merdivenlerden inerken
koluma giren polis memuruna ’Kaçacak halim yok’ deyince, ’Yok abi
bir şey olmasın diye koluna giriyorum’ dedi. Evet böylece de epeyce
yaşlandığımı anladım."
EN ACISI DA
En acısı da... Cumhuriyet’e bomba atanların içinde olduğu bir örgüte üye olduğumuz araştırılıyormuş; böyle bir şey olur mu? Gülünç... Bu işte bir şeyler var. Bu durumda Türkiye başka bir noktaya gidiyor. Olay siyasi hale çekiliyor. Bu konuda Türkiye açısından çok üzgünüm.
ERGENEKON'LA BAĞLANTISI
Örgütün ’fikri lideri’ymişim... Gülerim. Bu Cumhuriyet’i
bombalayanlarla aynı davada yer almak, şaka gibi... Eğer
beni de katarlarsa, bu davanın namusu gider. Yargıyı rahat bırakmak
gerekir. Herkes sorgulansın, hesap versin; ben de bu
hesabını veririm; verdim de... Bu bakımdan yargı görevini
yaparken kimse müdahale etmemelidir. Başbakan Erdoğan’ın art niyeti
yoksa, ülkenin istikrarı için bir uzlaşma yolu bulmalıdır;
muhalefetle bir araya gelmelidir. Ancak bu şekilde Türkiye bu
badireyi atlatır. Yoksa, ülke bir çatışma noktasına doğru gidiyor.
Kutuplaşmayı çok tehlikeli bulurum.
BASINA NOT
Ergenekon Soruşturması kapsamında Cuma sabahı gözaltına alınan ve
önceki gece serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve
başyazarı İlhan Selçuk, dünü Etiler Gazete Muhabirleri sitesindeki
evinde dinlenerek geçirdi. Evinin önünde bekleyen gazetecilerin
görüşme talebi üzerine Selçuk, "Unutmayınız" yazılı bir not
kağıdına "Sevgili Arkadaşlar" başlıklı bir notla karşılılık verdi.
Selçuk, notta "Sevgili arkadaşlar, ben gözaltına alınmadan
önce tv’ye çıkmıyordum. Röportaj önerilerine hayır diyordum. Pek
ortalıkta görünmüyordum. Müsaade ederseniz bu kuralları
uygulayayım. Sizin için üzülüyorum ama elimden bir şey
gelmiyor. Boşuna beklemeyin. Hepinize sevgiler. İlhan Selçuk"
yazdı. Selçuk nota rağmen basın mensuplarının kapının önünden
ayrılmaması üzerine evinin balkonuna çıkarak, "İlkelerimi
bozmayacağım, bana yardımcı olun. Teşekkür ederim" dedi.
Selçuk’un evine cumartesi ve pazar gününe ait gazeteler
getirilirken, evin çevresinde polis güvenlik önlemleri sürdü.
(Haber: Yalçın Bayer/ Hürriyet)