İlber Ortaylıdan ilginç laiklik tarifi
Abone olLaiklik ve din-devlet ilişkilerinde Prof. Dr. İlber Ortaylı, çarpıcı açıklamalar yaptı.
'Hıristiyan dünyasının insanı bile laik devletin değil kilisenin
eğitiminden geçmiştir' diyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, din-devlet
ilişkisi için çarpıcı açıklamalar yaptı. Kırıkkale Üniversitesi'nin
13’üncü akademik yılı açılışına katılan Galatasaray Üniversitesi
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof.
Dr. İlber Ortaylı ilk dersi verdi. Din ve devletin ayrılmasının
imkansız olduğunu belirtti. Ortaylı, “Hıristiyan dünyasının insanı
bile laik bir devletin değil, kilisenin eğitiminden geçmiştir. Hiç
kimse önüne laiklik için reçete alarak fark türetmeye kalkmasın”
dedi.
Prof. Dr. Ortaylı öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, din ile
devlet işlerinin birbirinden ayrılamayacağını belirterek şunları
söyledi:
“Din ve Devletin ayrılması Yahudilik ve Müslümanlıkta imkansızdır.
Çünkü her iki dinde de din, insanların 24 saatini ayarlar. Sadece
devletle olan ilişkilerini değil, özel hayatlarını, nasıl yiyip
içeceklerini, karı-koca arasındaki ilişkileri ve devletle olan
ilişkiyi ayarlar. Devlet ile din iç içe geçmiştir. Devletin görevi,
insanların dini ibadetini hazırlayabilmektir. Bu son nokta çok
önemlidir. Çünkü çağdaş toplumlarda devlet düşmanlığı bir motif
alarak yer almaktadır. Bu desteklenecek bir görüş değildir ve
tarihi gelenekle de bağdaşır bir yönü yoktur. Devlet ve devletin
aygıtı olan bürokrasi ve ordu, insan hayatının toplum hayatının
vazgeçilmez iki unsurudur. Dini görevimizi yerine getirmek için de
bu ikisinin ayakta olması, kuvvetli olması şarttır.”
‘HIRİSTİYANLIK, İNSANLARI ŞEKİLLENDİRMİŞ”
Batıya, laikliğin nasıl yerleştirileceği üzerinde durulduğunu
hatırlatan Prof. Dr. Ortaylı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Asırlar boyunca hıristiyanlık insanları etkilemiş ve
şekillendirmiştir. Hristiyan dünyasının insanı, laik bir devletin
değil, kilisenin eğitiminden geçmiştir. Kilise insanların sadece
ruhunu değil, beynini de ele almıştır. En laik olması gereken
insanların, sosyalist parti mensuplarının bile temel çelişkisi,
‘İslam dünyasında bu iş nasıl olur?’ diye sorduğunu görüyorsunuz.
Kendi dünyasını tahlil ettiği zaman toplumsal gelişme dinamikleri
olarak teknolojik gelişmeyi, sınıf çatışmasını düşünen insanlar,
İslam dünyası diye ayrı bir kategoriden bahsetmektedir. Bu da,
insanlar dindar olmasalar, papazlardan nefret etseler, hatta
çocuklarını vaftiz ettirmeseler bile, kilisenin insanları çok uzun
asırlar boyu eğitimde etkilediklerini gösterir. Böyle bir toplumda
ideal bir laizimden bahsedilemez.”
“TOPLUMDA KAOS BAŞLATIR”
Çağımızda bazı fundamentalistlerin son zamanlarda dinin devletten
ayrılması gerektiğini, dinin ve varidatının herkesçe hesaplanması
ve ödenmesi gerektiğini savunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ortaylı daha
sonra şunları söyledi:
“Dolayısıyla ‘Din tamamen devletin dışına çıkmalıdır’ gibi çok
demokrat ve çok progresif görünen görüşlerin, aslında böyle bir
toplum için en büyük tehlike ve detrüsyonun, hatta kaosun
başlangıcı olacağına hiç şüphe yoktur. Burada yeni bir adet
çıkarmanın gereği yoktur. Çünkü bünyemiz böyledir. Bizim
toplumumuzda laiklik, bilime, anlayışa, yeni gelişmelere, gelişmiş
bir cemiyetin, çalışan bir cemiyetin içtimai gereklerine göre
ayarlanır. Bunun örneği batıda yoktur. Hiç kimse önüne laiklik için
reçete alarak fark türetmeye kalkmasın. Bunun örneği doğuda da
yoktur. Bu tarih boyunca Türk İmparatorluğunun ve Türkiye
Cumhuriyetinin kendi götürdüğü, kendisinin öncü olduğu bir
harekettir. Başkaları ancak bize bakarak bu yolda gidecektir. Bizim
yaptığımız hukuk devrimi bir ihtiyaçtır.”
Konuşması, salondakilerce alkışlanan Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya
günün anısına Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer plaket
verdi. Ortaylı, salondan çıkarken çevresini sardığı öğrencilerle
uzun süre sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi.