İlaçta veresiye dönemi başlıyor
Abone olSGK'nın tek taraflı fesettiği ilaç sözleşmesi 16 Ocak'ta bitiyor. O zamana kadar taraflar masaya oturmazsa olan vatandaşa olacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), Türk Eczacılar Birliği ile
sözleşmesini tek taraflı feshetmesi ve eczacılarla tek tek sözleşme
masasına oturma kararı almasına karşılık, eczacılar bu teklife
yanaşmamakta ısrarlı. Eğer, sözleşmenin geçerli olduğu 16 Ocak
tarihine kadar taraflar masaya oturmazsa, olan yine vatandaşa
olacak.
Eczacı Mustafa Aytaç'a göre, veresiye defterleri yakın bir zamanda
çıkmaya başlayacak. 16 Ocak'tan sonra vatandaş için kaosun
başlayacağını belirten Aytaç, şöyle konuştu: "Eczacı tanıdığı
olanlar çok şanslı. İlaç parasını deftere yazdırabilecek. Tabi o
para ne zaman gelir Allah bilir. Eczacı tanıdığı olmayanın ise
hasta olmaya hakkı yok. Kendine çok iyi bakacak. Yazılan ilacın
alınamaması SGK'nın işine gelecek. Çünkü bu sayede devlet tasarruf
edecek. Eczacı ise yine vatandaşla karşı karşıya gelecek.
Tahsildar ve tampon görevi gören eczacı olduğu için tüm bunların
sorumlusu eczacı gibi gösterilecek ve vatandaş eczacıya
patlayacak."
200 BİN KİŞİNİN EKMEĞİYLE OYNUYORLAR
Yaşanacakların tüm sorumlusunun SGK olacağını öne
süren Aytaç, şunları söyledi: "Türkiye'de 24 bin eczane var,
eczacılık fakültelerinden binlerce eczacı adayı mezun oluyor. Bu
eczanelerde kalfalar çalışıyor. 200 bin kişi bu işte ekmeğini
kazanırken, SGK 200 bin kişinin ekmeğiyle oynuyor. Eczanelerin
kapatılmasına yönelik bu tür girişimler geçmiş dönemlerde de
yapıldı. Ancak mümkün olmadı. Eğer adım atılmazsa yükün altında
kalacak olan SGK'dır."
SGK'NIN B PLANI
SGK'nın, sorunun çözümü için sağlık ocaklarında ve
hastane bünyesinde eczane açılması yönünde B planı hazırladığı
yönünde basına yansıyan gelişmeyi de değerlendiren Eczacı Mustafa
Aytaç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belirli yatak kapasitesine sahip
hastanelerde eczane açmak zaten zorunlu. Ancak bu ilaçlar dışarıya
verilemez. Bunun için yasal düzenleme yapılması gerekir. Ne yazık
ki devlet tek alıcı olarak ilaç almama silahını kullanmaktadır.
Dernekleri, odaları kapatarak, 'kimse benim işime karışmasın'
anlayışı demokratik toplumlarda olmaz."
Türk Eczacılar Birliği'ni devre dışı bırakmaya kalkmak ve örgütsüz
hale getirmenin antidemokratik bir uygulama olduğunu anlatan Aytaç,
"20 tane alıcı olsaydı devlet bu silahını bize karşı kullanabilir
miydi? Biz bıçağı devlete ekmeği kessin diye verdik. Yoksa bizi
bıçaklasın diye değil" ifadelerini kullandı.