İlaçlar testten geçirilmeden satılıyor
Abone olTürkiye'de yapılması gereken ilaç testleri dışarıda yapılan test raporlarının fotokopisi olunca rezalet ortaya çıktı.
Türkiye'de üretilen ilaçların bioeşdeğerlilik testinden geçmeden
satıldığı ortaya çıktı. ilaç sektöründe büyük bir skandalı ortaya
çıktı. Medi Magazin’nin ortaya çıkardığı skandal büyüyor. İlâç
Eczacılık Genel Müdürüne geçici olarak işten el çektirildi. Türkiye
de kullanılan ilaçların bir kısmı tamamen ithal edilirken, bir
kısmı da burada üretilerek kullanıma sunulur. Burada üretilen
ilaçların piyasaya verilebilmesi, hastaların kullanımına
sunulabilmesi için biyoeşdeğerlilik(yurtdışında üretilen eşdeğeri
ilaç ile ile aynı etkide olup olmadığını gösteren testler) ve
biyoyararlanım testleri yapılır. Yani, yerli üretim olarak yapılan
ilaçların etki maddesinin hastalığı tedavi etme gücünde olup,
olmadığının ölçülmesidir. Ne yazık ki ülkemizde, kopya edilerek
üretilen bu ilaçların etkili olup olmadığını ölçecek
biyoeşdeğerlilik ölçümlerini yapacak laboratuar yoktur. Zaten,
patent uygulaması nedeni ile bu tip üretim 20. 06. 2004 tarihinde
de sona erecektir. İşin teknik açıklamasını yaptıktan sonra “ilaçta
Türkiye de biyoeşdeğerlilik ölçümü yapılamadığı için bazı firmalar
bunu yurtdışına yaptırmak zorundadırlar. Bu da yetmiyor... Yurt
dışından gelen biyoeşdeğerlilik raporlarının Türk bilim adamları
tarafından incelenmesi ve onaylanması da gerekiyor. Bu da, otorite
olan Sağlık Bakanlığı tarafından kurulmuş Biyoeşdeğerlilik
Komisyonu tarafından yapılıyor. İşte bu komisyondaki bilim adamları
bir skandalın farkına varıyorlar. Bazı ilaç firmalarının
biyoeşdeğerlilik testlerini yaptırdığı İsviçre Lugano'daki
Allpharma firmasının raporlarının birbirinin fotokopisi olduğunu
tespit ediyorlar. Yani bir sürü ilaca, biyoeşdeğerlilik testi
yapılıp yapılmadığı şüpheli olan raporlar. Bunun üzerine komisyon
araştırmalarını derinleştiriyor. Ve; Türk ilaç sektörü için pek çok
rapor hazırlayan Allpharma'nın "kopya rapor" olayını 2000 yılından
bu yana tekrarladığını buluyor. Doğrudan insan sağlığına yönelik
bir skandal yani! Bunun üzerine komisyon bakanlığa bir rapor
yazıyor. Raporda: "23 Haziran 2003'ten bu yana geçen sürede
komisyonumuzun Allpharma ve ilgili kuruluşlarca yapılan ve
Bakanlığa sunulan BY/BE dosyalarının
(biyoyararlanım-biyoeşdeğerlilik) hiçbir şekilde güven telkin
etmediği, olayın gelişimi ve gidişatı dikkate alındığında
komisyonumuzca bilimsel olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı
kanaatine varılmıştır. Allpharma'da yapılmış olan çalışmalara
dayandırılan tüm BE sertifikalarının gözden geçirilmesi, olay
hakkında kapsamlı araştırmalar yapılması önerilmektedir."
uyarısında bulunuyor. Raporun altına şu imzalar atılıyor: Prof. Dr.
Nurten Özdemir, Prof. Dr. Sedef Kır, Prof. Dr. Nevin Çelebi, Prof.
Dr. Tanju Özçelikay, Prof. Dr. Oğuz Güç, Prof. Dr. Sema Çalış,
Prof. Dr. Nurşen Ünlü, Prof. Dr. Hamza Gamgam. Bunun üzerine bir
gelişme olmayınca ve komisyon üyeleri görevden alınacaklarını
anlayınca istifa ediyorlar. Bu defa Türk Farmakoloji Derneği
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Telli, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.
Dr. Necdet Ünüvar'a yolladığı 31 Mart 2004 tarihli mektubu yolluyor
ve tespitlerini yazıyor: "Sayın Müsteşar; kısa vadede kime menfaat
sağlayacağını bilmediğim fakat uzun vadede kuruma zarar vereceği
kesin olan bu olayla ilgili gerekli duyarlılığı göstereceğinizinden
emin olarak başarılar diler, iyi dileklerimi sunarım." Şimdi Türk
kamuoyu, bu ilâçlardan şifa bekleyen hastalarımız öncelikle bu
bilgilerin doğru olup olmadığını merak ediyor. Doğruysa eğer bu
büyük skandalda adı geçenler hakkında neler yapıldığını öğrenmek
istiyor.