İktidarın yolu işadamından geçmez
Abone olBarlas, TÜSİAD'ın oyunuzu AK Parti'ye verin diye açıklama yapması halinde, AKP'nin oylarını azalacağını iddia etti.
Başbakan'ın, Cüneyd Zapsu'nun evinde işadamları ile yemek
yemesini değerlendiren Mehmet Barlas, hiçbir partiyi, işadamları ve
medyanın iktidara getiremeyeceğini yazdı.
Barlas ayrıca, İşadamlarının bir parti için oy istemesinin ters
etki yapacağını da şöyle kaleme alıyor:
"Bugün TÜSİAD'ın Başkanı kalkıp, "Aman oyunuzu AK Parti'ye
verin" diye açıklama yapsa, bu AK Parti'nin oylarını
azaltır."
İşte Mehmet Barlas'ın yazısı:
İşadamları, partileri iktidar yapamaz ki!
Başbakan Erdoğan'ın, Cüneyd Zapsu'nun evinde işadamları ile
buluşup, yemek yemesi, herhalde muhalefet liderlerini
öfkelendirmiştir.
İktidara verilen destekten ötürü "Medya çeteleri" diye başlayan
konuşmalar yapan CHP Genel Başkanı Baykal, muhtemelen, işadamları
hakkındaki düşüncelerini seslendirmemek için, kendini zor
tutmaktadır.
Baktım, dün de, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
Sefa Sirmen, TÜSİAD üyeleri ile buluşup, kendisini anlatmış.
Yıllarını siyasete vermiş profesyonel politikacıların, artık bazı
gerçekleri öğrendiklerini zannederim hep...
Ve her seferinde yanılırım.
Hiçbir partiyi, işadamları veya medya iktidara getirmez.
Aynı şekilde, Amerika veya herhangi bir dış süper güç, ne
yaparlarsa yapsınlar, istedikleri bir partinin seçim zaferini
sağlayamazlar.
Ama işadamları, medya, Amerika gibi olgular, bir iktidarı
zayıflatabilir ve hatta, o iktidarın devrilmesini
sağlayabilirler.
Bu hep böyle oldu, böyle de olacak.
Bugün TÜSİAD'ın Başkanı kalkıp, "Aman oyunuzu AK Parti'ye verin"
diye açıklama yapsa, bu AK Parti'nin oylarını azaltır.
3 Kasım 2002 genel seçimi öncesinde, hangi merkez medyası AK
Parti'yi tutuyor ve şimdiki gibi Tayyip Erdoğan'ın imajını
cilalıyordu?
Yani "Laik Sermaye" mi, AK Parti'yi iktidara getirdi?
Hatırlayın şimdi Tayyip Erdoğan'ın peşinden koşanların o
dönemini.
Hepsinin ümidi, Hüsamettin Özkan'lı, Kemal Derviş'li bir çözümde
değil miydi?
Bir ebedi gerçek var.
Bir siyasi partiyi ancak "Seçmenler" iktidara getirir.
Eğer 28 Mart yerel seçimlerinde AK Parti adayları güçlü ise, bunun
nedeni, TÜSİAD'cılarla Erdoğan'ın iyi ilişki içinde olması
değildir.
İşadamları ve medya, AK Parti hem iktidarda, hem de güçlü olduğu
için, Erdoğan'ın peşinde koşuşup, duruyorlar.
Yani her alanda olduğu gibi, siyasette de "İlliyet" rabıtasını asla
unutmamalıyız.
Eğer AK Parti çığırından çıkar, yanlış icraat yapar ve ülkede işler
kötüye giderse, şimdiki tablo bir anda değişir.
Demirel'in önce siyasi yasaklı, sonra da iktidar ümidi olmayan
muhalefet lideri kimliği ile geçirdiği, 1980'li yılları
hatırlayın.
Yakınırdı.
- Kelaynak kuşları bile televizyona çıkıyor. Beni hiç
göstermiyorlar, derdi.
Ne zaman ki Özal ve ANAP inişe geçti... O anda, Demirel ekranlarla
özdeş hale geldi.
Yani muhalefet bugüne bakıp, işadamlarına, medyaya, Amerika'ya
falan kızmamalı.
Ya işlerin kötüye gitmesini beklemeli. Ya da "Alternatif iktidar"
olabilmeli.