İktidara yürüyen Kürt partisi

ANALİZ

Adnan Berk Okan

İki seçim sonra bir Kürt partisi iktidar olur…

Ak Parti’nin büyük, büyük, büyük, büyük babası MNP(Milli Nizam Partisi) idi...

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…

Büyük, büyük, büyük babası MSP(Milli Selâmet Partisi) idi…

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…

Büyük, büyük babası RP(Refah Partisi) idi…

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…

Büyük babası FP(Fazilet Partisi) idi…

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı…

Babası ise SP’(Saadet Partisi)dir…

Babası Saadet Partisi büyük babalarının başına gelenlerden ders almamış, seçim kazanmak için değil; sistemle kavga etmek, sistemden büyük babalarının intikamını almak için dizayn edilmiştir…

En son kuşak olan oğul Ak Parti, babasının bu “kavgacı, ilkel, çağa ve uygar dünyaya kapalı” politikalarına karşı çıkarak reddi miras yapmış; ilk ve ikinci genel seçimlerde tek başına iktidar olmuştur…

Ve sonra bir ara kendisi de hukuk çiğnenerek kapatılmaya çalışılmışsa da, müebbet (boynuna, “sen laik eylemlerin odağı bir siyasi partisin” çanı asılarak) suçluluğa terk edilmiştir…

Ancak…

Aynı Ak Parti, Anayasa Mahkemesi tarafından “siyasi plan gereği” kapatılmak istenen kendisi değilmiş gibi bugün DTP’nin kapatılmasına göz yummuş ve hatta kapatılması için el altından çaba harcamıştır…

Bir başka deyişle; siyasi mevta olma yolunda adım atmıştır…

Çünkü…

Büyük babalarının Anayasa Mahkemesi tarafından hukuk kuralları hiçe sayılarak infazına seslerini çıkarmayan siyasi partiler sonunda birer “siyasi mevta” olmuşlardır…

“Ayakta” gibi görünen diğer iki parti (CHP ve MHP) ise zaten fişe takılı olarak yaşamaktadırlar…

Ve…

Bütün büyük babaları ve en sonunda babası da Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan yeni bir “Kürt Partisi”, Sırrı Sakık gibi bir demagogun ve gerektiğinde nabza göre şerbet veren bir ustalaşmış politikacının önderliğinde bu kez bir “Kitle partisi” kimliği ile ortaya çıkabilir…

Hele bir de PKK ile kavgayı göze alır, terör örgütüne “Hadi oradan!.. Ya silâhı bırak, ya da seni Kürt halkına ihanet etmekle suçlarız” diyerek (elbette siyasetin gereği)

yola çıkarsa; o parti ilk seçimlerde barajı aşar…

Ondan sonra yapılacak seçimlerde ise tek başına iktidar olmasa da iktidarın ortağı olur…

O günün tarihçilerinin; bugün DYP’yi kapatan Anayasa Mahkemesi üyeleri için “hangi sıfatları” kullanacaklarını biliyorum ama söylemem…

Çünkü yüce mahkeme beni bile bir siyasi parti zannedip kapatabilir…

Ne kadar “gayri ciddi” bir yazı değil mi?..

Anayasa Mahkemesi’nin DTP ile ilgili kararı çok mu ciddi sanki?..