İktidara Suriye tepkisi
Abone olMHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan ve BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Suriye’ye müdahaleye destek veren hükümeti eleştirdi.<br/>TBM...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan ve BDP Grup Başkanvekili
İdris Baluken, Suriye’ye müdahaleye destek veren hükümeti
eleştirdi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı
Adan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Dünyanın ve
Türkiye’nin gündeminde Suriye bulunduğunu ifade eden Adan, AK Parti
iktidarının ne yapmaya çalıştığını, neyin peşinde olduğunu,
Türkiye’yi nasıl bir maceranın içine sürüklediğini bilemediklerini
ifade etti. Her şeyin kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü kaydeden
Adan, “TBMM’de grubu olan partilerin ve hatta AK Parti
milletvekillerinin, bakanlarının bile aslında ne olduğundan
bilgileri yok. Dünya parlamentoları Suriye ile ilgili
politikalarını belirlemek için toplanırken, açık tartışma
platformlarında mesele tartışılırken, AK Parti iktidarının TBMM’ye
bilgi vermemesi, Meclisi toplayarak muhalefeti dinlememesi
anlaşılır gibi değildir.‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile dış politika
yürütülemez. Kimden ne saklanmaktadır bilmiyoruz. Fakat ortada
kesin bir gerçek vardır. Tıpkı Mısır’da, Irak’ta, Libya’da olduğu
gibi Suriye’de de Müslümanı Müslümana kırdıracaklardır. AK Parti
iktidarı da bu kıyımın taşeronluğuna gönüllüdür” dedi.
BDP’Lİ BALUKEN: SURİYE’YE YAPILACAK MÜDAHALE BÖLGESEL VE ETNİK BİR
SAVAŞI TETİKLEYEBİLİR"
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de Meclis’te basın toplantısı
düzenledi. Baluken, Bingöl’de 16 aşındaki E.A’ya yönelik ’cinsel
istismar ve hürriyetinden yoksun kılma’ iddiasıyla açılan davada
tutuklu kalan tek sanığın da tahliye edilmesine tepki göstererek,
alınan kararın insanlık adına bir suç olarak tarihin kara
sayfalarında yerini aldığını kaydetti.
Basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Baluken,
demokratikleşme paketiyle ilgili yeni bir durum olmadığını ifade
ederek, geçen hafta partiden bir heyetin hükümet yetkilileriyle bir
görüşme yaptığını ve bugüne kadarki genel çerçeve dışında yeni bir
şey öğrenemediklerini söyledi.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in başörtülü milletvekili olabileceği
yönündeki açıklamaları ile ilgili ise, partilerinin geçen yıl
verdiği bir önerge bulunduğunu hatırlatarak, tekliflerinin başta AK
Parti olmak üzere diğer siyasi partiler tarafından kabul
görmediğini ifade eden Baluken, konuyu temel hak ve hürriyetler,
inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirdiklerini vurguladı.
Devletin, bireyin inanç özgürlüğüne müdahil olma hakkının
olmadığını söyleyen Baluken, "Meclis’te başörtülü milletvekili
olması konusunda bu ilke doğrultusunda son derece netiz. İnanç
özgürlüğü kapsamında gelişecek böyle bir durum ülkemizin demokratik
çıtasının yükselmesi açısından önemlidir" diye konuştu.
Gazetecilerin Suriye’ye yönelik müdahale tartışmaları ile ilgili
bir sorusu üzerine ise Bulken şunları söyledi:
"Suriye’ye bir dış müdahaleye karşıyız. AKP’nin Suriye’de yapılacak
dış müdahaleden ve iç mücadelesinden bir an önce elini çekmesi
gerekir. Suriye’ye yapılacak dış müdahale ve bunun içinde
Türkiye’nin bulunması, bölgesel ve etnik bir savaşı
tetikleyebilir."
Baluken, Suriye ile ilgili bir tezkere gelirse karşı oy
kullanacaklarını da ifade etti.
“BU NASIL BİR ZİHNİYETTİR, BU NASIL BİR MÜSLÜMANLIKTIR?”
Adan, "Sayın Başbakan’ın Suriye konusunda ‘Sınırlı operasyon bizi
tatmin etmez’ şeklinde bir açıklamada bulunmasının ne anlama
geldiğini bilmiyoruz. ABD bile ‘Sınırlı bir operasyondan’
bahsederken, Müslüman bir ülkenin Başbakanı, Müslüman bir ülkeye
‘geniş kapsamlı’ bir operasyon istemektedir. Bu nasıl bir
zihniyettir, bu nasıl bir Müslümanlıktır. Tüm bu süreçte barışın
garantörü olması gereken Türkiye, ne yazık ki savaşı ister bir ülke
konumuna getirilmiştir. Sayın Başbakan ‘savaş duası’ etmektedir.
Daha önce Irak’taki ABD askerleri için dua eden Sayın Başbakan,
Suriye’ye çağırdığı ABD ve İsrail askerleri için de dua ederse hiç
şaşırmayız. Kendi iktidarının ikbalini Suriye’de akacak kana
bağlayan bir Başbakan’a Türkiye’nin onuru, istikbali ve çıkarları
emanet edilemez” diye konuştu.
Türkiye’nin itibar kaybettiğini öne süren Adan, Suriye’de akacak
Müslüman kanından medet uman bir Türkiye’yi içlerine
sindiremediklerini ifade etti.
“GEÇMİŞTE VERGİYE BAĞLADIĞIMIZ DONANMALARI ŞİMDİ DÜZELTSİN DİYE
ÇAĞIRIYORUZ”
İnternetteki arama motorlarına ‘tarihte bugün 5 Eylül’ yazdığınızda
karşılarına çok ilginç bir tarihi gerçeğin çıktığını vurgulayan
Adan, “Bundan tam 218 yıl önce bugün, 5 Eylül 1795 tarihinde
‘Osmanlı - ABD Sözleşmesi’ adıyla bir anlaşma imzalanıyor. Bu
sözleşmenin tarihsel arka planını kısaca özetlemek istiyorum: 1793
yılından itibaren uluslararası sularda dolaşan çok sayıda ABD
gemisi, Osmanlılar tarafından ele geçiriliyor. Bunun üzerine
Amerikan Kongresi, 1794 yılında, Osmanlı denizcilerine karşı
koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması
için, Başkan George Washington’a 700 bin altına yakın harcama
yetkisi veriyor. 5 Eylül 1795’te ABD, Osmanlı tehdidine karşı bir
anlaşma yapmayı kabul ediyor. Bu anlaşmaya göre ABD, Cezayir’deki
esirlerin iadesi ve gerek Atlas Okyanusu’nda, gerekse Akdeniz’de
ABD sancağı taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında, 642
bin altın ve yılda 12 bin Osmanlı altını ödemeyi kabul ediyor. Dili
Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan anlaşmaya, Kuzey Amerika adına
Joseph Donaldson ve Osmanlı İmparatorluğu adına Cezayir Beylerbeyi
Cezayirli Hasan Paşa imza koyuyorlar. Bu anlaşma, ABD’nin iki asrı
aşkın tarihinde, yabancı bir dille imzaladığı tek anlaşması olduğu
gibi, yabancı bir devlete vergi ödenmesini kabul eden tek ABD
belgesidir.Şimdi ne yazık ki; geçmişte vergiye bağladığımız
donanmaları, bugün kendi coğrafyamızı düzene soksunlar diye çağıran
bir ülke konumuna geldik. Bunun sorumlularını şimdilik tarihe ve
milletimize havale ediyoruz. Zamanı geldiğinde milletimiz sandıkta
gereğini yapacaktır” diye konuştu.
(İHA)