İklim görüşmelerinde yine zengin-fakir bölünmesi
Abone olBM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un "ivedilik" çağrısına rağmen, küresel iklim değişikliği görüşmeleri yine küresel ısınmanın maliyetinin nasıl karşılanacağı konusunda tıkandı.
Birleşmiş Milletler çatısı altında sürdürülen müzakereler, iklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zararların yasal sorumluluğunu kimin alacağı konusunda tıkandı.
Zengin ülkeler, bu yöndeki bir adıma güçlü şekilde karşı çıkacağını belirtiyor.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Polonya başkenti Varşova'daki
bakanlar arası görüşmelerini açarken, dünyanın, "ısınan bir
gezegenin gazabıyla yüz yüze olduğu" uyarısını yaptı.
Ban delegelere akıl, ivedilik ve azimle harekete geçme çağrısı yaptı.
BM Genel Sekreteri ayrıca, iklim değişiminin mevcut ve gelecekteki kuşakları tehdit ettiğini belirtirken, Filipinler'de geçen hafta meydana gelen felaketi, dünyanın beklemesi gereken aşırı kötü hava koşullarına örnek olarak gösterdi.
Geçenlerde İzlanda'yı ziyaret eden Ban, ısı artışı nedeniyle yakında adada buz kalmayacağını not etmişti.
BM Genel Sekreteri müzakerecilere, 2015'te küresel çapta yeni bir anlaşma sağlamak için tartışmaları hızlandırma çağırısı yaptı.
Ancak Varşova'daki görüşmeler yerinde sayıyor; zenginler ile yoksullar arasında, ısınmayı frenleme sorumluluğunun kimde olduğu ve iklim değişikliğinin oluşturduğu zararın bedelini kimin ödeyeceği üzerine var olan bölünme sürüyor.
Filipinler örneği
Birçok gelişmekte olan ülke, genellikle daha zengin ülkelerden destek alarak iklim değişikliğine uyum sağlamaya çalışıyor.
Fakat kampanyacılar, hava olaylarının giderek daha aşırı noktalara ulaştığını ve çoğu zaman yoksul ülkelerin attığı adımları aşacak düzeyde olduğunu belirterek, bu kaynakların az olduğunu söylüyor.
Uluslararası İklim Değişikliği ve Kalkınma Merkezi Direktörü Dr. Saleemul Huq, Filipinler'de tam da bunun yaşandığını belirtiyor:
"Filipinler kasırgalara alışıktır. İnsanların sığınakları var ve oralara gittiler. Normal koşullarda bu konuda hiçbir şey duymazdınız fakat bu defa sığınaklarda öldüler çünkü bu daha önce görülmemiş büyüklükte bir süper kasırgaydı."
Doha'da geçen yıl yapılan BM görüşmelerinde taraflar, Polonya'da buluşmadan önce kayıp ve zararlarla ilgilenecek bir "uluslararası mekanizma" kurulması konusunda anlaşmıştı.
Bu, zengin ve yoksulların eski bölünmüşlük yarasını kaşıdı. Zengin devletler yasal tazminat sorumluluğunun azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması için yoğun çaba gösteriyor. Fakat, Action Aid adlı yardım kuruluşundan Harjeet Singh'e göre bu defa bundan kaçamayacaklar:
"Zengin ülkeler üstünde büyük baskı var; bir zorlukla karşılaştıklarının farkındalar fakat gözlerini yumuyorlar. Artık bunun işe yarayacağını sanmıyorum, bir yanıt vermek zorundalar."
Milyarlarca dolar gerekli
Fakat herkes bu kadar emin değil. Birçok kampanyacı, politikacıların akın etmesinin, bir ödün anlaşması yapılabileceğinin işareti olarak görüyor.
ABD'deki Alman Marshall Fonu'ndan enerji ve iklim uzmanı Paul Bledsoe, şöyle diyor:
"Kapsamlı bir düzenek ortaya çıkacağını sanmıyorum. Bence 'tazminat' doğru kelime. Benim görüşüme göre, istenen şey bu. Kölelik veya savaş tazminatlarının tarihsel olarak meydana çıkması zor olmuştur."
Bledsoe'ya göre en muhtemel sonuç, zengin ülkelerin hukuki mekanizmanın arada kaynaması karşılığında, mali taahhütlerini artırması.
Varşova'da yayımlanan bir rapor, ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlaması için ihtiyaç duyulan paraların hacmi konusunda fikir veriyor; küresel ısınma 3,5-4 °C arasında artış gösterirse, Afrika ülkelerinin yıllık 350 milyar dolara ihtiyacı olacak.
BM Çevre Programı raporu, Afrika'nın şu anda 2020'ye kadar yıllık 7-15 milyar dolar maliyetle karşı karşıya olduğuna işaret ediyor.
Ama eğer karbon salınmasının azaltılması ertelenirse, toplam maliyet 2100 yılında Afrika'nın gayrısafi yurtiçi hasılasının %4'ü kadar olacak.