İki gündür bu köşede Türkiye' yi yüzde yüz
"SEVR"e teslim edecek uluslararası anlaşmaların
millete nasıl yutturulduğunu anlatıyoruz!.. Ortaya çıkan şudur...
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Kopenhag
Kriterleri üst üste konulunca, Sömürgecilerin ülkemizi
işgali son derece kolaylaşacaktır. BM-AB
dayatmaları sonucu bir "Kürt Halkı" yaratılacak,
böylece işbirlikcilerin topraklarımızı istila için Batı' ya çağrısı
gerçekleşecektir. Tek kelimesi bile abartma olmayan bu dayatma ile
karşı karşıyayız ve istilacılar oyunun sonuna gelmişler,
"Altın Vuruş" a hazırlanmaktadırlar.
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi imzalanmış,
yasalaşması için karma komisyona sevk edilmiştir. Kopenhag
Kriterleri, AB Yasaları için çırpınmaları biliyorsunuz.
Mesut Yılmaz'ın siyasi kanadını oluşturduğu,
adları soyguna vurguna karışmış hakim sermaye kimliklerinin,
"aydın"diye tanımlanan çevrelerin medya
ile.çevrelerin bastırması ile bu yasalar millete "mutluluk
yolu" diye yutturulmaya çalışılmaktadır. Meclis karma
komisyonunda ateş topu gibi bekleyen yasa ve peşinde koştuğu
Brüksel yasalarının ülkemizi yerle bir edeceğini
bilmesine rağmen bu gayretleri Mesut Yılmaz'ın çok
yönlü soru işaretleri taşımasına sebeb olmaktadır.
PKK çetesini neşelendiren B.M sözleşmesinin Türk
mkilleti tarafından şu şekilde algılanması gerekir. "Etnik,
dinsel ve dilsel kimliklerin halk olarak kabul edilmesi sonucu,
kendisini bu şekilde ifade eden bir topluluk, Batı' yı çağırabilir
ve istilacıların topraklarımızı bombalama hakkı doğar"
İşte gerçek budur..
BM Sözleşmesinin imzalanacağı günlerde ulusal
güçler kamuyu uyarmaya çalıştı. Ancak..."İmzacılar
tedbirlerini almışlar dı ve onlar egemen medya ile
kolkolaydılar''..
O günlerde yapılan şu uyarılar asla dinlenmedi!
"Kürt meselesi, siyasi iktidarların bu güne kadar
izledikleri politikalar sonucu uluslararasılaşmıştı. Bugün artık
her büyük emperyalist devletin bir Kürt politikası var. Bütün
emperyalistler boylu boyunca bu sorunun içindedirler."
Avrupa Birliği' ne aday üyelik ile birlikte
Türkiye, emperyalist devletlerin bu
politikalarının meşrulaştırılmasının yolunu açmıştı 'Yeni
Dünya Düzeni', ezilen dünya ülkelerinin mezhep ve milliyet
çatışmaları içine sürüklenerek parçalanması ve Batı tarafından
sömürgelik koşullarına mahkum edilmesidir.
Son on yıl içinde bu gerçeğin onlarca örneğini yaşadık. Şimdi
Türkiye için böyle bir yolun kapısını sonuna kadar
aralayanların kimin çıkarlarını savunduğu yeteri kadar açıktır.
Türkiye Avrupa Birliği' nin kapısına bağlanmıştır
ve o kapıda parçalanmanın koşulları adım adım oluşturulmaktadır.
Ankara' daki işbirlikçiler, Batı tarafından
ülkemize dayatılan yeni Sevr' in koşullarını
hazırlamaktadırlar.)
Bu saptamalara kulaık tıkandı ve neler yapıldı .
Yarın yazacağız.