İkiz kule enkazından cami yükselecek!

Abone ol

Amerika'da son günlerde en fazla bu konu konuşuluyor: 11 Eylül'de yıkılan ikiz kulelerin yerine cami inşa etme projesi....

Bret Stephens'ın Wall Street Journal'daki 24 Mayıs tarihli köşe yazısı, bu fikrin neler getirip neler götüreceğini anlatıyor.

İşte o yazı Bret Stephens'ın o yazısı:

ABD’de son günlerde 11 Eylül’de yıkılan ikiz kulelerinin yerine inşa edilmesi planlanan Müslüman kültür merkezini ve cami tartışılıyor. Bence bu proje mükemmel bir hoşgörü sınavı olacak.

ABD’de muhafazakarlar son günlerde Dünya Ticaret Merkezi’nin 11 Eylül’de yıkılan ikiz kulelerinin yerine (Ground Zero) inşa edilmesi planlanan Müslüman kültür merkezini ve camiyi tartışıyor. Ancak bir Manhattanlı olarak ben olaya daha farklı bakıyorum. Cordoba House olarak isimlendirilmesi ve 100 milyon dolara mal olması planlanan merkez, mükemmel bir hoşgörü sınavı olabilir.

Projenin fikir babası...

En azından projenin fikir babası, Kuveytli imam Faysal Abdül Rauf’un kafasındaki fikir bu yönde. Rauf geçtiğimiz günlerde Wall Street bölgesi yetkililerine yaptığı açıklamada “Biz bunu Müslüman toplumunun Amerikanlaşması için önemli bir adım olarak görüyoruz” dedi.

Proje, Times Meydanı’ndan bombalı saldırı girişiminden sadece birkaç gün sonra, oybirliğiyle kabul edildi. Rauf’un eşi ve Amerikan Müslümanların Gelişimi Vakfı’nın yöneticisi Daisy Han, “Burası sadece Müslümanların faaliyetleri için değil, aynı zamanda dinlerarası faaliyetler için bir mecra olacak” dedi.

MUHALİFLER RAUF'A İNANMIYOR

Merkeze muhalefet edenler, Rauf’un ılımlı imajının sahte olduğunu düşünüyor. American Thinker isimli internet dergisinde yazan Madeleine Brooks, geçtiğimiz günlerde verdiği bir vaazda Rauf’un “11 Eylül’ün Müslümanların işi olduğunu reddettiğini” yazdı.

Pajamas Media isimli internet sitesinden Alyssa Lappen da, imamın ABD’den “dini grupların kendilerini, kendi yasalarına göre idare etmesine alan açmasını” istediğini ifade etti. Bu da tabii ki akıllara şeriat kuralarını getiriyor. Dahası vergi kayıtlarına göre 2008’deki varlığı 18 bin 255 dolar olan Cordoba Girişimi’nin 100 milyon doları nasıl toplayacağı da merak ediliyor.

Muhalifler ayrıca Ground Zero’da böyle bir merkez inşa edilmesinin 11 Eylül kurbanlarının anısına hakaret olduğuna inanıyor. Almanya son 60 yılı Nazi suçlarını affettirmek için harcadı. Ancak Auschwitz’de bir kültür merkezi inşa ederek ne kadar hoşgörülü bir toplum olduğunu göstermeye çalışmıyor. Japonya da aynı şekilde Pearl Harbor’un anısına bir Şinto tapınağını finanse etmeyi reddetti. Görünen o ki Cordoba House’a hevesle yeşil ışık yakan belediye kurulunun aklına Rauf’a 100 milyon doları Riyad, İslamabad ve Kuveyt’te dinlerarası faaliyetler için merkezler kurmayı tavsiye etmek gelmemiş.

SORULMASI GEREKEN SORULAR

Ama yine de her şeye rağmen ben Rauf ve eşinin sözlerine inanmak gerektiğini düşünüyorum. Bizim gibi civarda yaşayanlar için bir güven inşası önlemi olarak, eğer çift inançlarıyla ilgili sorulara gönüllülükle cevap verirse işler daha da kolaylaşacaktır. İşte birkaç soru:

-11 Eylül saldırılarını kim düzenledi ve bu insanların dini neydi?

-İntihar saldırıları, ya da benzer şiddet içeren cihat hareketleri, Irak ve Afganistan’daki Amerikan askerleri üzerine düzenlenenler dahil herhangi bir durumda kabul edilebilir mi?

-İsrail’in bir Yahudi devleti olarak varlık hakkı var mıdır?

-ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Hamas ve Hizbullah’ı terörist gruplar olarak tanımlamasına katılıyor musunuz?

-Şeriat yasasının herhangi bir kısmına uyuyor musunuz?

-Merkezinizde Müslüman eşcinsel grupların katılımına açık olacak mısınız?

-Müslüman Kardeşlerin radikal bir grup olduğunu düşünüyor musunuz?

-Cordoba House’un programlarında ya da söylemlerinde yabancı ülkelerden gelen paraların etkisi olacak mı?

VE ASIL SORU...

Son olarak, Rauf ve Khan’a sorulması gereken daha geniş kapsamlı bir soru var: Hoşgörü hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin Hz. Muhammed karikatürleriyle ilgili tartışmada “ılımlı” Müslümanlar söz özgürlüğünün önemli olduğunu ama Müslüman toplumunun hassasiyetlerinin gözetilmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak hoşgörü tek yönlü bir yol olamaz ve hassasiyetler de sadece Müslümanların tekelinde değil. Dolayısıyla 11 Eylül’de ailelerinden birilerini kaybedenler dev bir camiyle karşılaştıklarında hissettikleri hassasiyetler ne olacak?

İmamın ve eşinin merkezleri için çizmek istedikleri ilerlemeci, orta yolcu ve tamamen Amerikalı hevesi gördükten sonra bu soruları kamuoyunu rahatlatacak bir biçimde cevaplayacaklarına dair hiç şüphem yok. Ancak şehrin ileri gelenlerinin de bu soruları sormaktan utanmaması gerekiyor.

Günün Önemli Haberleri