İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi'lerin sanat yağması
Abone ol1939'dan bu yana kayıp olan 1500 resmin Münih'te bir evde bulunması, 2. Dünya Savaşı'nda sanata karşı işlenen suçlar ve yağmalanan eserlerin eski sahiplerine ulaştırılması tartışmalarını gündeme getirdi.
1939'dan bu yana kayıp olan 1500 resmin Münih'te bir dairede bulunması sanatla ilgili iki suçu içeriyor.
Birincisi, Adolf Hitler'in Avusturya'nın Linz kentindeki Führer Müzesi'ni dünyanın en iyi resimleriyle doldurma girişimiydi. Bu amaçla Naziler, işgal altındaki Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya, Çekoslavakya, Polonya ve Rusya'da bu tür eserleri yağmaladı, el koydu ya da satın aldı.
İkinci suç ise o günden bu yana gerçeklerin saklanması suçu.
80 yaşındaki Cornelius Gurlitt, sahip olduğu resimlerin sırrını 68 yıl boyunca, evindeki eski konserve kutularından oluşma bir yığının ardında sakladı.
Bu resimlerin Hitler hakkında ortaya çıkardığı bilgi, Gurlitt hakkında ortaya çıkandan daha önemli.
Bu resimler Gurlitt'e, babası Hildebrand Gurlitt'ten kalmış. Hildebrand, Hitler'in 1938'de Nazi Müsadere Komitesi'ne atadığı tecrübeli dört Alman Modern Sanat simsarından biri. Görevi ise Hitler'in ve Herrmann Göring'in emri ile ülkeye döviz kazandırmak için "dejenere sanat" ürünlerini satmak.
Resim yakmak
Hildebrand Gurlitt, Karl Buchholz, Ferdinand Moeller ve Bernhard Boehmer, 1937-38'de Alman müzelerinden çıkarılan 16.000 parça resim ve heykeli satmak için Berlin yakınlarında bir dükkân açtı.
Nazi liderlerin, satış öncesinde, Münih'teki Haus der Kunst müzesinde bu eserlerle alay etmek üzere düzenlediği sergiyi 19 Temmuz 1937'de iki milyon ziyaretçi gezdi.
Propagandadan sorumlu Joseph Goebbels, radyo yayınında Almanya'nın dejenere sanatçılarını "çöplük" olarak adlandırdı.
Müzedeki açış konuşmasında da Hitler ağzından salyalar akıta akıta Alman sanatının "büyük ve öldürücü bir hastalıktan muzdarip olduğunu" sölüyordu.
Sergiden sonra istenen satış yapılamadı. Kim "çöplük" olarak nitelenen bir sanat eserine sahip olmak isterdi ki?
20 Mart 1939'da 1004 adet resim ve heykel, 3825 adet suluboya, baskı ve çizim Berlin İtfaiyesi'nin bahçesinde ateşe verildi.
Bu propaganda eylemi beklenen etkiyi yarattı. İsviçre'nin Basel Müzesi 50 bin frankla gelirken, şaşkına uğramış sanat severler de bu eserleri satın almak için geldi.
Bu satışların ardından Gurlitt ve diğer üç meslekdaşının, İsviçre ve Amerika'ya satmak üzere bu resimlerin ne kadarını kendileri için alıkoyduğu bilinmiyor.
Savaş sonrası
Gurlitt 1945'te Bamberg yakınlarında Müttefik askerleri tarafından tutuklandı. Şimdi biliyoruz ki Gurlitt ya da oğlu 1000'den fazla eseri bir şekilde saklamayı başarmış.
Muhtemelen Fransa'da satılmıştır bunlar. Gurlitt'in Komite'deki asıl işi, savaş sırasında Paris merkezliydi.
Hitler'in Führer Müzesi için eser toplamada iki yola başvuruyordu. Birincisi, terkedilmiş Yahudi evlerini dolaşıp sanat eserlerine el koymaktı. Nazi yasalarına göre Fransa'dan kaçanlar vatandaşlık haklarını yitiriyordu.
Diğer yöntem ise sıkıntıda olanların satış yaptığı Drouot müzayede evinde yapılan satışları takip etmekti.
Gurlitt küçük bir alıcı değildi. Savaş yıllarında Paris'teki en pahalı dört resim satışında (Georges Viau empresyonistlerinin 1942'deki müzayedesi) bir milyon Fransız frankından fazla harcamıştı.
Cezanne'ın bir resmi için de 5 milyon frank ödemiş, ama resim sahte çıkmıştı.
Fransa bağlantısı
Peki oğlunun Münih'teki evinde saklı olanlar neydi? Büyük ihtimalle bunların çoğu Fransa'da ele geçirilen resimler olacak ve onların mülkiyet hakları için Fransız ailelerden talep gelecek.
Aynı zamanda Alman müzelerinde el konan Picasso ve Matisse eserlerinin yanı sıra Almanya ve Avusturya'daki Yahudi ailelerden alınan resimler de bunlar arasında olmalı.
Gurlitt bu resimlerin değerinden haberdardı. 1941'de Matisse resimleri 2600 sterlin, Picasso resimleri 880 sterlinden alıcı buluyordu. Gurlitt bunları ateşe atmamış, kendine saklamıştı.
Sanat 2. Dünya Savaşı'nın en son yarım kalan işidir. Müttefikler, Salzburg yakınlarındaki tuz madenlerinde ve Münih'İn güneyindeki bir şatoda çok sayıda çalıntı resim ele geçirdiyse de, bilinmeyen sayıda resim de yok oldu.
Rusya, Moskova civarındaki üç müzede 120 binden fazla savaş dönemi sanat nesnesini sergiliyor.
Birçok açıdan, yok olan eserlerin değeri en yüksek olanlardı. Bunlar arasında Rafael, Ruben, Van Dyck ve Rembrandt resimleri başı çekiyor.
Beş yıl önce Avusturya, Tuna nehri kıyısında bir manastırda ve bazı devlet kurumlarında 1945'ten bu yana saklı olan 10 bin resim ve heykelin varlığını açıklamıştı.
Bunların Yahudi sahiplerine ulaşılmamıştı. Avusturya hükümetinin bunun için ne kadar çaba gösterdiği bilinmiyor.
Sanat eserlerinin eski sahiplerine ulaştırılması işiyle ilgilenen Londralı sanat simsarları, önümüzdeki 25 yıl içinde 100-150 bin eserin Alman müzelerinin duvarından inip asıl sahiplerine geri döneceğine inanıyor.
1950'lerin Avrupa'sında net mülkiyet bağları olmadan ortada dolaşan ve el değiştiren sayısız sanat eseri bulunuyordu. 20. yüzyıl koleksiyonları Hitler tarafından ortadan kaldırılan Alman müzeleri, fazla soru sormadan bu eserleri ucuza kapatmıştı.
Ama bugün Viyana ve Berlin'de avukatlar, toplama kampları kurbanlarının yeni nesillerinin davalarına bakıyor.
Naziler ve onların sanat koleksiyonculuğu bir süre daha manşetlere taşınacak gibi görünüyor.