Bugün bir varsayımda bulunalım.
Diyelim ki, devletin yeniden başlattığı müzakere süreci sonunda,
taşlar yerine oturdu ve barış için mutabakat sağlandı.
Ki bu durumun sağlanması, hiç kolay olmayacaktır. Uzunca bir
süreye yayılan, sabır isteyen, ara ara kazaların olabileceği
meşakkatli bir yoldan bahsediyorum.
Ama diyelim ki her şey yolunda gitti. Ve netice alındı.
Peki, süreç bu şekilde tamamlanırsa, değişen ne olur?
***
Dün akşam CNN Türk’te Tarafsız Bölge Programına katılan Ahmet
Türk, müzakere araçlarından ve argümanlarından en önemlilerinden
birinin “Türkiye vatandaşlığı çerçevesindeki anayasal
eşitlik” olduğunu ifade etti.
Örneğin müzakereler sonunda bu isteğin yerine getirildiğini ve
anayasal eşit yurttaşlık hakkının kazanıldığını varsayalım.
Bu ne demektir, ne anlama gelir biliyor musunuz?
Öncelikle; Türkiye için başlı başına bir
“metamorfoz” demektir.
Yeni bir çağdır.
Çünkü devleti şekillendiren kurucu meclis
“aklının” sona ermesi anlamına gelir.
Bu nedenle "1923 Türkiye’sinin" geride
kalması demektir.
İmparatorluktan ulus devlete geçildiği gibi, ulus
devletten de yine bir devlet anlayışına evrilmektir.
Ve bugünkü resmi ideolojinin kendini tamamlayıp, rafa
kaldırmasıdır.
Yani, devlet aklının ve yasal –
ussal meşruiyetin değişeceği yeni bir devlet gerçeğinden
bahsediyorum.
Hele uzun vadede Aleviler gibi resmi ideolojinin
“ötekileştirdiği” diğer kesimlerle de uzlaşı
sağlanması yoluna gidilirse,
Tamamen “güncellenmiş” –
“yenilenmiş” bir Türkiye’ye tanık olacağımızın
göstergesidir.
***
Çünkü Cumhuriyet, ergenlik dönemini son derece sancılı
geçiriyor. Kendini arıyor. Ve büyürken de “kim ve ne
olacağı yada ne olması gerektiği” sorunsalını tartışıyor.
Yaşadığı kavgalar, asabiyet ve endişeler hep bu yüzden.
Bu nedenle anayasa temelli eşit yurttaşlık payesiyle yapılacak
bir değişiklik olursa; Cumhuriyet, ergenlikten yeni bir kimliğe
sahip olacağı yetişkinliğe doğru yol olacaktır.
Böylelikle birinci Cumhuriyet aşamasını geride bırakıp, resmen
“2. Cumhuriyet” dönemine geçiş yapacaktır.
Yakın siyasi tarihimiz de, eski ve yeni Türkiye diye ikiye
ayrılacaktır.
İşte tüm bunlardan ötürü,
Kürt sorununu çözmek demek, sadece “ göz yaşlarını ve
kanı dindirmek” değildir.
Değişim ve dönüşümün ta kendisidir.
Büyük bir yüzleşmedir.
Hem de tırnaktan başa kadar.
Sevdiğim kült kar lafları
:
* " Sene 86'dan beri böyle kar yağmamıştı.."
* " İyi… iyi... Yağsın. Mikrop öldürür."
* " Kar kalınlığı 1 metreye kadar ulaştı (haberlerden) "
* " Bu güneş kar topluyor.."