İkinci 500 Büyük'te lider Gamateks
Abone olİSO "Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu"nu açıkladı. 2012 yılı çalışmasında 21. sırada bulunan "Gamateks", 2013 yılı araştırmasında ilk sıranın sahibi oldu
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO)
"Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2013 yılı
araştırmasında ilk sırayı, 2012 yılı çalışmasında 21. sırada
bulunan "Gamateks" aldı.
İSO "Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu" 2013 yılı araştırmasına göre, İkinci 500'deki şirketlerin
2012 yılında 34,3 milyar liraya yakın olan toplam borçları 2013
yılında yüzde 28,5 artarak 44 milyar lirayı aştı.
İSO'dan yapılan açıklamaya göre, "Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2013 yılı araştırmasında, İkinci 500'deki şirketlerin de geçen ay açıklanan Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile benzer sorunlarla iç içe olduğu sonucu ortaya çıktı.
Geçen yıl toplam borçlardaki artışın, İkinci 500 Büyük şirketteki borç/öz kaynak oranlarına da ciddi bir negatif etki yaptığı görüldü. Bu da 2012 yılına göre net satışlarını yüzde 13,4 artırarak 73,6 milyar liraya çıkaran İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun özellikle vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı kalemini yüzde 30,2 azaltması sonucunu meydana getirdi.
Toplam borçları 2013'te yüzde 28,5 ile Birinci 500'e göre 3 puan daha fazla artan İkinci 500'deki şirketlerin özellikle uzun vadeli borçlarının büyük şirketlere göre yüzde 61,8 oranında artması dikkati çekti.
İHRACATLARI YÜZDE 3,7
ARTTI
İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun ihracatı 2013 yılında yüzde 3,7 oranında artarak 10 milyar dolar oldu. 2013 yılında Birinci 500 kuruluşun ihracatı yüzde 0,7 oranında düşerek 63,3 milyar dolar olmuştu, Türkiye ihracatı ise yüzde 0,4 gerilemişti. İSO İkinci 500'ün ihracatının toplam satışları içindeki payının 2013 yılında yüzde 25,9 olması da önemli bir gösterge oldu.
İkinci 500'ün toplam ihracatının Türkiye ihracatı içindeki payı ise 2012 yılında yüzde 6,4 iken, 2013 yılında yüzde 6,6'ya yükseldi. İkinci 500 şirketleri ihracatta Türkiye ortalamasının ve Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun üzerinde performans gösterdi. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun ihracattaki göreceli rekabetçiliği orta-uzun vadede ümit verirken, ihracat desteklerinde orta ölçekli firmaların önceliğini de ortaya koydu.
Türkiye'nin İkinci 500'ünde teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer dağılımında ileri teknoloji yüzde 4,6 ile dikkati çekerken, bu oran Türkiye'nin ilk 500'ünde yüzde 2,6'ydı.
İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içinde yer alan sanayi firmalarının orta ölçekli olduğu ve büyük ölçekli hale gelerek küresel ortamda rekabetçi ölçeğe ulaşmayı hedefledikleri belirtilen açıklamada, "İkinci 500 Büyük içinde yer alan firmalar için gerekli ölçek büyüklüğüne ulaşmalarını sağlayacak uygun ekonomik koşulların varlığı önem kazanmaktadır. Ancak Türkiye'de özellikle son üç yıldır uygulanan ve ekonomide dengelenmeyi hedefleyen politikalar sanayi için uygun koşulları yaratamamaktadır. İkinci 500 şirketleri 2013 yılında büyüme ve ölçek kazanmaktan çok ortaya çıkan olumsuz ekonomik koşullar içinde mevcutları korumaya ağırlık vermiş görünmektedirler" denildi.
BORÇ/ÖZKAYNAK ORANI YÜZDE 157,8'E ÇIKTI
Açıklamaya göre, geçen yıl yaşanan finansal dalgalanmalar şirketlerin tüm dengelerini olumsuz etkiledi. Özellikle İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun, bu nedenle borçlar ve öz kaynaklar ilişkisini gösteren verilerinde bozulma meydana geldi.
2013 yılı "İSO 1000" listesine giren şirketlere bakıldığında şirketlerin borçluluk oranlarının 2012 yılına göre yükseldiği ve finansman giderlerinin yükselmesiyle karlılıkların düştüğü sonucu ortaya çıktı. Yüksek borçlanma ve finansman gideri ile düşük karlılık, şirketlerin finansman ihtiyaçlarını artırarak daha çok mali borçlanmaya gitmelerine sebep oldu. Bu da şirketlerin öz kaynaklarının aktifler içindeki payının gerilemesine neden olarak, şirketlerin kaynak yapısı ve bilanço dengesini bozdu.
"İSO 1000" şirketlerinin 2013 yılında faaliyetlerini sürdürmek için finansman ihtiyaçlarının oldukça yükseldiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Burada özellikle aktiflerin optimize edilerek ve etkili bir kaynak yapısı yönetimiyle şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacının düşürülebileceği söylenebilir. Bu sebeple 2014 yılında stratejik ortaklıklar ve duran varlık satışlarının öne çıkabilme olasılığı görülmektedir. Bunun yanında özellikle küçük şirketlerin bu sıkıntısının önüne geçebilmek için, tıpkı ABD'de son aylarda yapıldığı gibi büyük şirketlerin, küçük şirketlerin ödemelerini daha hızlı yapmaları noktasında bir önlem alınabilir. Çünkü net işletme sermayesinin yükselmesi ve yatırımlar nedeniyle artan finansman ihtiyacı karlılıkları düşürmektedir. İkinci 500 verileri de göstermektedir ki bu maliyetler şirketler tarafından iç fonlarla karşılanamamış dolayısıyla banka kredilerinden karşılanarak borçluluk artmıştır.
Bu nedenle şirketlerin borç/öz kaynak oranı sadece 2013 yılında 24,3 puan artarak yüzde 157,8'e çıktı. 2011 yılında ekonomideki hızlı büyüme ortamında yüzde 144,5 seviyesine yükselen, 2012 yılında ise ekonomideki yavaşlama ile yüzde 133,5 seviyesine inen toplam borçlar/öz kaynak oranı, Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nda olduğu gibi, 2013 yılında son 10 yılın zirvesini gördü. Karlılık ve öz kaynak yaratma olanaklarındaki yavaşlama, buna karşın uzun vadeli borçlanma olanakları, bu oranın yükselmesine yol açıyor. Bu oranın yükselmesinde döviz cinsi borçların Türk Lirası karşılığının Türk Lirası'ndaki değer kaybı ile yükselmesinin de etkisi bulunuyor. Ancak bu etkiye rağmen oranın ulaştığı seviye oldukça yüksek. Bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 70'ler seviyesinde olduğu biliniyor."
İKİNCİ 500'ÜN BORÇLARI YÜKSELDİ
Araştırmada, İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun toplam borçlarının da arttığı görüldü. 2012 yılında 34,3 milyar liraya yakın olan toplam borçlar 2013 yılında yüzde 28,5 artarak 44 milyar lirayı aştı. Bu borçların kısa vadeli olan bölümü yüzde 15,8, uzun vadeli bölümü ise yüzde 61,8 oranında yükseldi.
Bu verilerin, şirketlerin mali yapıları açısından sağlıklı bir işaret vermediği belirtilirken, buna bağlı olarak sanayi kuruluşlarının faaliyetleri ile öz kaynaklarını artırmak için yeterli iç kaynak da yaratamadıkları, bu nedenle mali borçlarında da yüzde 40'a yakın bir artış olduğu 25,5 milyar liralık bir mali borçla 2013 yılını kapattıkları ifade edildi.
Açıklamaya göre, borçluluk oranlarına bakıldığında, mali borçların EBITDA'ya oranının İSO Birinci 500 şirketleri için 2,53'ten 2,48'e gerilediği görülürken, İkinci 500 şirketleri için bu oran 3,3'den 3,7'ye yükseldi.
İSO şirketlerinin faiz karşılama oranına bakıldığında ise Birinci 500 listesinde yer alan şirketlerin finansman gideri/EBIT oranı 2013 yılında yüzde 34'den yüzde 53 oranına yükselirken. İkinci 500 şirketleri için bu oran yüzde 44'ten yüzde 51'e çıktı.
İç tasarrufların yüzde 12 seviyelerine indiği bir ortamda şirketler bu borçlanmayı daha çok yurtdışından karşıladı ve dış borçlarında da önemli bir artış yaşandı.
Bu verilerin, sanayi kuruluşlarının cirolarını artırsalar da karlılıkta önemli ölçüde zorlandıklarını gösterdiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İSO İkinci 500 Kuruluşu'nun öz kaynaklarının toplam varlıklar içindeki payı 2007 yılında bu yana gerileme içinde ve 2013 yılında bu pay yüzde 38,8'e indi. Toplam borçların toplam varlıklar içindeki payı ise yüzde 61,2'ye yükseldi. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun mali yapısında öz kaynaklar aleyhine bir gelişme yaşanmaktadır. Böylece toplam borçlar/öz kaynaklar dengesi de öz kaynaklar aleyhine bozulmaktadır. İSO İkinci 500'de toplam borç/öz kaynak oranı 2013 yılında yüzde 157,8'e kadar yükselmiştir.
İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu, Türk sanayi açısından en az Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu kadar önem taşımaktadır. Yeni, yenilikçi, rekabetçi ve ileride küresel ölçekte rekabetçi olabilecek firmalar burada yer almaktadır. Bu firmaların sağlıklı büyümesi önem taşımaktadır. Ancak son yıllarda İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun giderek borçlanarak büyümesi sağlıklı bir gelişme değildir. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun öz kaynak ihtiyacı daha yüksektir."
Açıklamada, sonuçların İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nda da Birinci 500'de olduğu gibi, sanayi sektörünün içinde bulunduğu finansman yükünü tüm açıklığıyla ortaya koyduğu vurgulandı.