Devlet memuru emekli baba ve ev hanımı annenin engelli iki çocuğundan birisi olarak dünyaya gelen Mehmet Metin Budak, iki kolunun da dirsekten aşağı bölümünün olmamasına rağmen hayata küsmedi. Engeliyle yaşama tutunan ve mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayan Budak, İstanbul Adliyesi'nde memur olarak işe başladıktan sonra da eğitim hayatını sürdürerek hayalindeki hukuk fakültesini bitirmeyi başardı. Kayseri Emniyet Müdürlüğü bünyesinde avukat olarak görev yapan Budak, evden dışarı çıkmayan engellilere örnek olmak amacıyla da otostopla ülke ülke gezdi.Lübnan, Bosna Hersek, Ukrayna, KKTC, Kosova, Karadağ, Makedonya, Arnavutluk ve Sırbistan'ı tek başına gezen Budak, yaşantısıyla engellilere örnek oluyor. Budak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 kardeşinden birinin de zihinsel engelli olduğunu söyledi.Engelinin kan uyuşmazlığı gibi göründüğünü ancak ailesinde akraba evliliği olmadığını belirten Budak, şöyle konuştu: "Engelim, benim hayatımda çok büyük problemler yaratmadı. Eğitim hayatımda hiçbir zaman bir yardıma ihtiyaç duymadım. Sınavlarıma kendim girdim, yazımı kendim yazdım, avukatlık mesleğini de kendi başıma yapabildim. Engelli bir avukat olarak, tam olarak engelli tanımına uymuyorum çünkü işimi yaparken hiçbir şekilde bir engelle karşılaşmıyorum. Son yıllarda yapılan adliye sarayları engelli mimarisine barışık şekilde yapıldı. Tekerlekli sandalye veya diğer engel sebepleriyle girip rahatlıkla işinizi halledebiliyorsunuz." Engelinden dolayı hiç rahatsız olmadığını ve bütün ihtiyaçlarını giderebildiğini aktaran Budak, "Evet, dışarıdan bakılınca fiziksel bir engelim var ama kendimi hiçbir şekilde engelli görmüyorum. O nedenle kol naklidir, protez koldur, böyle bir ihtiyaç da hissetmedim. Bu şekilde gayet mutlu ve mesudum, hiçbir sorunum yok." ifadelerini kullandı."Otostopla ülke ülke gezdim" Budak, engellerinden dolayı eve kapanıp dışarıya çıkmayanlara örnek olmak amacıyla bugüne kadar pek çok ülkeye tek başına seyahat ettiğini söyledi. Bazı ülkelere otostop çekerek gittiğine işaret eden Budak, "İnsanların çok tehlikeli dediği yerlere ben otostopla gittim. Eğer fiziksel engeliniz bir şeyleri yapmanıza engel olmuyorsa o an yemek yiyebiliyorsanız, gezebiliyorsanız, o an engelli değilsiniz. Bu nedenle arkadaşlar evden çıkacaklar, mücadele edecekler ve onurlu bir şekilde bu güzel dünyanın tadını çıkaracaklar." dedi.Budak, karşılaştıkları bazı soruların da kendilerini rahatsız ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Sabah evden çıktığınızda engelli olduğunuzu unutursunuz. İşe giderseniz, yemek yersiniz, engelli olduğunuz aklınızdan çıkar. Ancak Anadolu insanının samimiyetinden dolayı size soru sorması, 'geçmiş olsun, anadan doğma mı?', 'Neden böyle oldu?' demesi size gün içerisinde sürekli engelli olduğunuzu hatırlatıyor. Bu da tabi ki sizi psikolojik olarak kötü etkiliyor. Aslında insanlar merak etmese hiçbir şey yokmuş gibi davransa bu bir engelli adına çok daha mutluluk verici bir şey. Çünkü o, o an engelli olduğunu unutuyor. Dışarıda insan sanıyor ki ben engelliyim, 24 saat bu psikoloji ile yaşıyorum, 'hayır' öyle değil."