İki komutan için üçer kez müebbet!
Abone ol15 Temmuz başarısız darbe girişiminde Erzurum'da terör örgütü FETÖ ile irtibatlı oldukları ve darbe girişimi sırasında aktif rol üstlendikleri iddiasıyla iki komutan için üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe
girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında, örgütün sözde "Erzurum
Sıkıyönetim Komutanı" Murat Koçak ile sıkıyönetim komutanları atama
listesinde ismi bulunan Murat Yılmaz'ın, üçer kez ağırlaştırılmış
müebbet ile 22,5 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına
başlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yargılanan dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Murat Koçak ile dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığında görevli Harekat ve Asayiş Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Murat Yılmaz, tanıklar ve sanık avukatları katıldı.
Yılmaz'ın mesajlar geldiğini söylemesi üzerine bahçede toplanan personelin yanına giderek karargahın güvenliği için mevzi almalarını söylediğini belirten Koçak, "Göreve başladığımda birlikte asker sayısı 120 civarındaydı. O gün 30 civarında asker vardı. Rütbeli personel gelince kışlanın emniyeti ancak sağlandı." dedi.
"KİMSEYE HAREKET EMRİ VERMEDİM"
Koçak, "Hiç kimseye hareket emri vermediği, harekatta
bulunmadığı ve sıkıyönetim emrini kimseye tebliğ etmediğini" öne
sürerek, şunları kaydetti:
"Personeli kışla emniyetinin alınabilmesi için o gün kışlaya çağırdım. Yıldırım Harekatı tarafından gelen mesajların içeriğini kışlaya gelince öğrendim. Odama evrakları getirdiklerinde okudum. Mesaj, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından geliyordu. Mesaj ekinde görevlendirme listesi vardı. Mesajda sıkıyönetim ilan edildiği yazıyordu. Evrakların altında Yurtta Sulh Konseyi ibaresi vardı."
Sıkıyönetim ve OHAL gibi durumlarda anayasal düzen içinde bu kararın kim tarafından alınması ve uygulanması gerektiğinin sorulması üzerine Koçak, bu kararların Meclis tarafından alınacağını bildiğini vurguladı.
Dönemin Jandarma Bölge Komutanı Ali Lapanta'nın izinde olmasından dolayı yerine Erzincan İl Jandarma Komutanının baktığını aktaran Koçak, şöyle devam etti:
"Karargah amiri olduğumdan dolayı nöbetçi amir tarafından gelen mesajlar bildirildi. Ayrıca nöbetçi amirler her gün 22.00'de arayarak durum bildirirler. Devamında bölge komutanını bilgilendirirler. Bu durum standarttır. Emir geldiğinde uygulanmayacağını düşündüğüm için Erzincan İl Jandarma Komutanını aramadım, bilgilendirmek amaçlı 9. Kolordu Komutanını aradım. Ayrıca bu tür emirler kuryeyle gönderilir. Ben de uygulanmayacağını düşündüğüm için kuryeyle bile yollamadım. Ayrıntıyı öğrendiğimde ben mesajı Erzurum Jandarma Özel Harekat Komutanlığına kurye ile gönderilmesi işlemini sallayabileceğim gibi bunu yapmadım. Emri okuyup anladıktan sonra göndermedim. Ben de diğer birlikler gibi ilave emniyet almaktan başka bir şey yapmadım."
Koçak, emrin Genelkurmay Başkanlığından bütün il jandarma komutanlıklarına gönderildiğine değinerek, kendilerine bağlı komutanlıklara emirler gitmediği dile getirdi.
"FETÖ YAPILANMASIYLA HİÇBİR ALAKAM YOKTUR"
Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanını aramasına yönelik soru üzerine de Koçak, "Lojman emniyeti bizim sorumluluğumuzda olduğu için toplumsal olay olması düşüncesi oluştu. Nöbetçilere sözlü sataşma olduğu söylendi. Konuya ilişkin Hizmet Muhafız Komutanı İhsan Kaya'yı aradım. Çünkü daha önceden toplumsal olayda görev almıştım. FETÖ yapılanmasıyla hiçbir alakam yoktur." ifadelerini kullandı.
Diğer tutuklu sanık Murat Yılmaz ise olay günü nöbetçi olduğunu ve olay saatlerine yakın mesajlar gelmeye başladığını kaydetti.
Mesajlar gelmeye başlayınca komutanı Koçak'ı aradığına dikkati çeken Yılmaz, "Evinden aldırdım. Olağanüstü hallerde birliklerde yapılması gerekenler bellidir. Biz de onları yaptık. Komutanım odasına geçti. Birden fazla mesaj gelmeye başlayınca komutanım incelememi istedi. Ben de incelediğimde birkaç mesajın mükerrer olduğunu görünce dikkate almadım. Komutanım sadece birlikte güvenlik almamı istedi ben de onu yaptım, başka bir şey yapmadım." şeklinde konuştu.
"DARBE MESAJLARI ARKA ARKAYA GELDİ"
Yılmaz, ilk geldiğinde okuma fırsatı olmadığı mesajların arka arkaya 4-5 kez geldiğini bildirdi.
Mesajların Genelkurmay Başkanlığından geldiğini söyleyen Yılmaz, "İnceleyemedim, komutanıma haber verdim. Komutan geldikten sonra da bildirdim." dedi.
Yılmaz, mesajların çok gelmesi üzerine komutanının isteği üzerine incelediğini savunarak, şunları kaydetti:
"İncelediğimde yanlış olduğunu gördüm. Valinin alınması, Meclisle ilgili ifadelerin olması, siyasi partilerin yürürlükten kaldırılacağı ifadeleri olmasını doğru bulmadım. Kurmay Başkanı geldikten sonra benim emir verme yetkim ortadan kalkar. Ben de bundan dolayı kimseye emir vermedim. Birlikte gelen emre yönelik herhangi bir şey yapıldığını görmedim. Komutanım Murat Koçak kimseye emir vermedi. Mesajları kimseye ilettiğini ve paylaştığını görmedim, duymadım. Böyle bir emir vermiş olsaydı buna ilişkin olarak da emirleri uygulamaz, personeli uyarırdım ve ben de tepki gösterirdim."
"NÖBET TARİHİNİ İZİN İÇİN DEĞİŞTİRDİM"
Mahkeme heyeti başkanının "nöbet değiştirerek olay günü nöbetçi olduğunu" hatırlattığı Yılmaz, nöbet değişikliğindeki amacının ileriki tarihlerde rahatça izne çıkmak olduğunu iddia etti.
Sanık Yılmaz, ilk önce haziran ayının ikinci yarısında iznini planlandığını anlatarak, "Operasyon ve iş yoğunluğu nedeniyle izne çıkamadım. Temmuz ayının ilk yarısı izin kullanmak için talepte bulundum. 17-22-25 Temmuz'da nöbet yazıldı." diye konuştu.
Komutanının izinde olması ve yerine kendisinin vekalet etmesinden dolayı izne gidemediğini savunan Yılmaz, şunları söyledi:
"17 Temmuz nöbetimi 10 Temmuz ile 25 Temmuz nöbetimi de 3 Temmuz ile değiştirdim. 13 Temmuz'da Ali Lapanta'nın yanına 15 Temmuz'dan itibaren izin almak için gittim. Kendisi bana 'Sancar' komutanının izinden dönmesi sonucu izne çıkabileceğimi söyledi. Ben de 22 Temmuz'daki nöbetimi yola yorgun çıkmamak için 15 Temmuz ile değiştirdim. Değişmekteki tek maksadım izne gidebilmekti. Komutanım izin vermiş olsaydı 15 Temmuz'da izinli olacaktım."
Yılmaz, kendisinde ByLock çıktığının iddia edildiğinin hatırlatılması üzerine de o programı kullanmadığını öne sürerek, bu durumun tekrar incelenmesini istedi.
FETÖ ile bağının olmadığını ileri süren Yılmaz, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Duruşma, tanıkların ifadesinin alınmasıyla devam ediyor.