İki dev yazar Berfin için kapıştı
Abone olAhmet Altan Berfin'i tekrar yayınladı, Kılıç'tan zehir gibi yazı geçikmedi. Kılıç'a göre Altan, Kürtçülük yapıyor!
Taraf ve Yeniçağ, Berfin üzerinden Kürtçülük
tartışmasına tutuştu. İlk yazı beş yıl önce kalema aldığı Berfin'i
tekrar yayınlayan Ahmet Altan'tan geldi. Altan'ın yazısına sert bir
üslupla karşı çıkan Yeniçağ'dan Altemur Kılıç, Altan'ı Kürtçülük
yapmakla suçladı.
Ahmet Altan, Taraf'ta beş yıl önce kaleme aldığı 'i tekrar
yayınladı itiraz Yeniçağ'ın usta kalemi 'tan geldi. Kılıç'a göre
Altan, köşesinden Kürtçülük yapıyor. İşte Kılıç'ı çileden çıkaran
Altan'ın Berfin yazısı;
Berfin...
Bu ismi duyduğumda ben bir Kürt oluyorum.
Horlanan, hırpalanan, bela yıldırımlarıyla vurulan bir ırkın
çocuğuyum.
(...)Bu ismi duyduğumda ben bir Kürdüm.
Kardelen çiçeği demek Berfin.
(...)Hep ihanete uğradım, hep hain ben oldum.
Çocuklarımı öldürdüler, bana katil dediler.
Evi yakılan benim, sürgüne gönderilen benim, oğlunun ölü bedeni
akşam vakti bir kağnıyla getirilen benim.
Ne şarkı söylettiler, ne ağlamama izin verdiler.
Ben bir Kürdüm ve hep bir Kürtten başka bir şey olmamı
istediler.
(...)Berfin dendiğinde ben bir Kürt oluyorum.
Ve, ben isyanı artık Türkler’den bekliyorum.
Kürt çocuklarına Berfin denilmesini yasaklayanlara karşı çıkacak
Türkler’in sesini duymak için bekliyorum.
Bir haksızlığa karşı çıkacak benim ırkımdan kimse yok mu?
Çocuğuna annesinin adını koyamamanın kederini ve öfkesini
paylaşacak bir Türk yok mu, yok mu benim kanımdan kimse haksızlığa
karşı çıkacak?
Yok mu bu suskunluktan utanacak, ezenlerin arasında kendi künyesine
rastlamaktan rahatsızlık duyacak biri?
Berfin, kardelen çiçeği demek.
Çocuklara Berfin adının konmasını gene yasaklamışlar.
Kaç yıldır korkuyor bu insanlar bir kardelen çiçeğinden.
Kaç yıldır çocuklardan korkuyorlar.
Berfin adını duyduğumda ben bir Kürt oluyorum.
Kızıldeniz’i yaramayan bir Musa, çarmıhından inemeyen bir İsa,
hicret edemeyen bir Muhammed’im.
Ben, dağlarda bir Berfin’im.
Ve korkuyorum, korkusunu gördükçe korkakların.
Öfkeliyim.
Çaresizim.
Yalnızım.
Altemur Kılıç'ın, Altan'ın Berfin'ine yazdığı cevap;
“Berfin” güzel bir Kürtçe kız ismi, kardelen çiçeği
demekmiş! Torunum kız olsa ona bu adı verebilirdim. Ve eğer Kürt
vatandaşlarımız, içtenlikle “Hepimiz Türk’üz”
diyorlarsa, ben de aynı anlamda ve samimiyetle, “Hepimiz Kürt’üz”
derim! Bu, “Hepimiz Hrant Dink’iz-Ermeni’yiz” demekten başka bir
şey; Kürt vatandaşlarımızla yüzlerce yıllık beraberliğimizin, “iç
içeliğimizin” ifadesi olur! Güneydoğu konusunda, benim öfkem bu
güzel oluşuma, kaynaşmaya, nifak sokanlara, eski yaraları
kaşıyanlara!
(...) Milleti, ülkeyi, “isimler” bölmez, ama Kürtçeyi, adeta ikinci
dil yapmak x-q-w harflerini alfabemize koymak bölünmenin,
altyapısını oluşturur!
Türkiye’nin bölünmesini, “Büyük Kürdistan” ın topraklarımızın
üstünde kurulmasını açıkça isteyenlerin yayın organı Taraf gazetesi
ve bu gazetenin “malûm” yazarları... En başta, Ahmet Altan! Yasemin
Çongar’la birlikte, Kandil Dağı’na gidip orada, terörist
başlarıyla “muhteşem” bir gece geçiren adam.
Altan’ın yakarışı
(...)Adam: Kürtçülük-bölücülük başkaldırısının “manifestosunu” ,
PKK’cılardan, DTP’cilerden, çok daha dokunaklı yazmış! “Kürt
sorununun” Altan versiyonunun özeti; “Başkaldıran, Türkiye’yi
bölmek isteyenler haklı, Türkler haksız!” “Berfin” yasağının
da Ergenekoncuların işi olduğunu söylemesi eksik!
Ahmet Altan bu kadar duygusal ve “Kürt” olabiliyorsa,
Mehmetçikler şehit olunca, acaba neden “biraz olsun Türk”
olamıyor?
Bu tek taraflı “ağıta” verilecek cevapları, tarihte Kürt
başkaldırılarını kimlerin tahrik ettiği, omuz omuza verilen
Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki, Şeyh Sait vb.. isyanları
yabancı ajanların nasıl tahrik ettiklerini, çok yazdım... Ama Ahmet
Altan’ı ve şürekâsını, asıl bu gerçekler ilgilendirmez! Bu olayın
öteki tarafını, bölücülerin yaptıklarına ve yapmakta olduklarına
dair makaleler yazmazlar, hep “ezilen, hakları gasp edilen,
zavallı Kürtler” nakaratı!
Ben Altan gibi şiirsel bir cevap yazacak değilim, ama kısaca
söyleyeyim; her Mehmetçik öldüğünde ben “Mehmet” oluyorum.
Her şehit anasıyla Ayşe, Fatma oluyorum ve teröristlere ve
destekçilerine lanet okuyorum... Ve “Hep Türk’üm”, Türk
kalacağım!