İki çocuğunu kaybeden acılı baba anlattı: Badenaz'ın 'baba acıyor' sözlerini duydum
Abone olKahramanmaraş merkezli ilk depremde Hatay'ın Antakya ilçesindeki evlerinin enkazında 8 ve 10 yaşında 2 kızını kaybeden baba, çocuklarının acısıyla yaşamaya çalışıyor.
Depremin ardından Kırıkkale Gençlik ve Spor il Müdürlüğüne bağlı Hatice Hanım Kız Öğrenci Yurdu'na yerleşen 40 yaşındaki Abdurrahman Haluk, hayatını kaybeden kızlarının hasretiyle yaşamını sürdürüyor.
Abdurrahman Haluk, AA muhabirine, depremde Badenaz ve Masal isimli iki kızını kaybettiğini belirterek, "Onlar çok güzellerdi, başarılılardı, iyilerdi. Biri 8, diğeri 10 yaşındaydı. Üçüncü günü kızımın birini enkazdan çıkardık ama diğer kızımın demir kapı ayağına düşmüş. Sonra madenciler geldi. Onlara çok teşekkür ediyorum. Onlar enkazda kalan çocuğumu çıkartacaklarını söylediler ve çıkarttılar. İki çocuğumu da kendim defnettim." dedi.
"Gerçekten bu deprem değil, kıyametti"
Haluk, binanın bir kısmının yıkılmadığını, banyo tarafında oldukları için kendisi, eşi ve üçüncü çocuklarının enkaz altında kalmadığını ve dışarı çıkabildiklerini dile getirerek, "Biz diğer çocukların dışarı çıktığını zannettik. Sonra kendimiz de dışarı çıkınca çocukları bulamadık. Sonra büyük kızım Badenaz'ın 'baba acıyor' sözlerini duydum. Dışarıya çıktığımızda mahşer yeri gibiydi. Kimse kimseye yardım edemezdi. Nasıl oldu hiç bilmiyorum. Bir yanda panik, bir yanda korku. Gerçekten bu deprem değil, kıyametti. Bir yandan soğuk, fırtına, yağmur ve sel seli götürüyordu." diye konuştu.
Haluk, eşinin ve kendisinin şu anda psikolojik tedavi gördüğünü, küçük çocuklarının durumunun ise iyi olduğunu söyledi.
"Kızlarımla arkadaş gibiydik"
Yurttaki görevlilere desteklerinden dolayı teşekkür eden Haluk, şunları kaydetti:
"Yemekhanesinden temizliğine hepsi çok iyiler. Burada bir sıkıntımız, problemimiz yok. Buradaki doktor da bizimle çok iyi ilgileniyor. Maddi ve manevi herkes ilgileniyor. Ben iki kızımı kaybettim. Onları herkesten fazla seviyordum. Bir kızım kaldı o da 4 yaşında. Kızlarımla arkadaş gibiydik. Hep geziyorduk, dolaşıyorduk. 'Baboş, canım baboş, seni çok seviyorum' mesajlarını gece gündüz okuyorum ama onlara yardım edemedim, koruyamadım."