'İki ay anca yaşarsın' diyen doktor hastasını daha sonra karşısında görünce çok şaşırdı.
Abone olYakalandığı akciğer kanseri hastalığı sebebiyle doktorların 2 ay ömür biçtiği 61 yaşındaki Havva Gürle, tıbbi tedavinin yanında kullandığı bitkisel kürler ve yüksel moral ile 20 yıldır sağlıkla yaşamını sürdürüyor.
Evli ve 2 çocuk annesi Havva Gürle, 40 yaşında iken göğsüne
başlayan ağrı sebebiyle önce ağrı kesiciler kullandı. Bir süre
sonra öksürüğünde kan olduğunu farkedince hastaneye gitti.
Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesine başvuran Gürle, burada yapılan muayenede akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Hastalığı ilerlemiş olan Gürle, yapılan tıbbi tedavinin yanında çevresindeki yakınlarının tavsiyesi üzerine fitoterapiye de yöneldi.
Eşi Osman Gürle ile birlikte Manisa'nın Kırıkağaç ilçesinde "Ege Lokman" olarak tanınan Şevki Güngör'ü ziyaret eden Havva Gürle, kendisine verilen bitkisel kürleri kullanmaya başladı. Moralini de yüksek tutmayı başararak Gürle, bitkisel kürlerin de yardımıyla her geçen gün kendisini daha iyi hissetmeye başladı. Yaklaşık 2 yıl süren tedavilerin sonucunda kanser hastalığından tamamen kurtulmayı başardı.
"İki ay ömrün kaldı demişlerdi"
Bugün 61 yaşında olan Havva Gürle, eşi ve çocuklarıyla birlikte
mutlu ve sağlıkla hayatını sürdürmeye devam ediyor. Başından
geçenleri gülerek anlatan Gürle, "Evde otururken göğsümde ağrı
oluştu. Önceleri çok önemsemeyip ağrı kesicilerle geçiştiriyordum.
Sonraları ağrılarım şiddetlenmeye başladı. Dayanamayacak duruma
gelince doktora gittim. Şikayetlerimi anlatınca doktorlar benden
bir kaç tahlil istediler. Çıkan sonuçlar üzerine doktorum bana
akciğer kanseri olduğumu söyledi. O an adeta yıkılmıştım ve ne
yapacağımı bilemedim. Bu hastalığı yenmem gerekiyordu çünkü küçük
çocuklarım vardı. 'Ailem için yenmeliyim' dedim kendi kendime.
Kafamı toparladım ve bir kaç gün sonra tekrar hastaneye gittim.
Doktoruma 'biran önce tedaviye başlayalım' dedim. Geçen süre içinde
hastalığım çok daha ilerlemiş, öksürürken elime et parçacıkları
gelmeye başlamıştı ama güçlü olmalıydım, bu kanserin beni yenmesine
izin vermemeliydim. Galip gelen ben olmalıydım. Doktorum bana ilaç
tedavisi uyguladı. Yaklaşık 6 ay kadar bu şekilde devam ettim fakat
durumumda her hangi bir değişiklik yoktu. Daha sonra Dr. Suat Seren
Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne gittim. Burada yapılan
kontrollerimde doktorlar hastalığımın çok ilerlediğini söylediler.
Benimle ilgili çok umutlu konuşmuyorlardı. Hatta doktorlardan bir
tanesi 'istersen tedavi vermeyelim evine gönderelim bu durumda iki
aydan fazla yaşamazsın' demişti. Bunun üzerine ben hastaneden
ayrıldım. Kendime söz vermiştim, çocuklarım vardı, 'benim bu
hastalığı yenmem lazım' diyordum. Durumumu öğrenen yakınlarım
Kırkağaç'ta Ege Lokman olarak tanınan Şevki Güngör'den bahsettiler.
Şevki Bey’in bitkisel ürünlerle ilgili çok sayıda hastayı
iyileştirdiğini söylemişlerdi. Eşim Osman Bey'le birlikte Şevki
Güngör’le görüşmek üzere Kırkağaç’a gittik. Yanıma tahlil
sonuçlarımı da almıştım. Raporlarımı Şevki Bey’e gösterdim, bir
süre inceledikten sonra bana Allah'ın izniyle iyileşebileceğimi
söyledi. O an çok mutlu olmuştum. Bana bitkisel sular ve bitkisel
çaylardan oluşan kür verdi. Yaklaşık 8 ay kullandım. Her geçen gün
kendimi daha iyi hissediyordum. Son durumu ben de merak etmiştim.
Yeniden hastanede tahliller yaptırdım. Çıkan sonuçları göstermek
üzere hastaneye tekrar gittim. Bana 'iki ay anca yaşarsın' diyen
doktor karşısında beni görünce çok şaşırdı. Bana ne kullandığımı
sordu. Ben de bitkisel ürünler dedim. Bana ne kullandıysam devam
etmemi söyledi. 'Hastalığı tamamen yenmişsin' dedi. Kanserden eser
yoktu. Aradan 20 yıl geçti, sağlığım çok şükür yerinde" dedi.