IKBY'ye referandum öncesi uyarı geldi
Abone olIKBY'ye yaklaşan referandum öncesi ciddi bir uyarı geldi. Referanduma hazırlanan IKBY'ye Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi'nden uyarı geldi.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi
(TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin
(IKBY) bağımsızlık referandumu girişimine ilişkin, "IKBY’nin ayakta
kalabilmesi için en büyük gelir kaleminin petrol satışları olduğu
ve bunun da önemli kısmının Türkiye üzerinden gerçekleştirildiği
dikkate alınırsa, mevcut durumda bölgede hayatın devam
ettirilebilmesi için söz konusu ticaret gereklidir. Dolayısıyla
bölgesel dinamiklerden onay alamayan IKBY'nin 25 Eylül'de
referanduma gitme kararı, Türkiye ile ortak çıkarlar dikkate
alınarak gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde enerji kozuna
başvurulması doğal bir süreç haline gelir." dedi.
Akyener, yaptığı değerlendirmede, IKBY'de referandum yapılması
kararının zamanlama olarak bölgenin petrol gelirleri sayesinde
ekonomik ve askeri anlamda belli bir seviyeye geldiği bir dönemde
alındığına dikkati çekti.
'GEREKLİ TEKNOLOJİ YOK'
Bölgenin bağımsız olabilmek için gerekli olan altyapı ve üstyapı
imkanlarına sahip olmadığına işaret eden Akyener, "Başkent Erbil'de
bile günün uzun bir bölümünde şehir elektrik şebekesi çalışmadığı
için insanlar jeneratörlerle ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Çok
güvenilen petrol ve doğalgaz kaynaklarının geliştirilmesi için bile
yurtdışına muhtaç olan bölgede insani ihtiyaçların karşılanması
için gerekli olan teknoloji bulunmuyor." diye konuştu.
Türkiye'nin bölgenin başta insani olmak üzere bütün ihtiyaçlarının
karşılanmasında her zaman öncü rol üstlendiğini dile getiren
Akyener, gıda tedarikinden, sanayi ve ticari ihtiyaçlara kadar
geniş çaplı bir tedarik ağı oluşturulduğunu, böylece bölgenin
yaşanabilirliğinin sağlandığını vurguladı.
'TÜRK GİRİŞİMCİLERİN ROLÜ ÖNEMLİ'
Akyener, farklı sektörlerdeki Türk girişimcilerin bölgedeki
rolüne de dikkati çekerek, "Hepsinden de önemlisi Türkiye Irak
merkezi hükümetini karşısına almayı göze alarak bölgede üretilen
petrolün uluslararası piyasalara satışının kendi toprakları ve
limanları üzerinden yapılmasına izin verdi. Bu sayede Irak
bütçesinden kendisine verilmesi gereken payın kesildiği andan
itibaren IKBY’nin ayakta kalmasını sağladı. Halen bölgede devam
eden veya beklemede olan inşaat projelerinin birçoğu Türk firmalar
tarafından gerçekleştirilmekte. Yani bölgenin ekonomik ve doğal
olarak siyasi olarak ayakta kalması Türkiye sayesinde devamlılık
kazanabilmekte." değerlendirmesinde bulundu.
Enerji perspektifinden bakıldığında ise IKBY'in son yıllardaki en
kötü dönemini yaşadığını belirten Akyener, şöyle devam etti:
"Ekonomik zorluklar yüzünden bölgede yatırım yapan uluslararası
firmalara hak ettikleri ödemeleri yapmakta zorlanan yönetim, bu
durumun getirdiği kötü izlenim yüzünden yeni yatırımcı çekmekte de
zorlanıyor. Siyasi durumundan dolayı uluslararası piyasaya normal
fiyatların altından petrol satmak zorunda kalıyor. Bu düşük
fiyattan satış konusunda ihracat hattına dahil edilen düşük
kalitedeki ve varil başına yaklaşık 25 dolardan alınan illegal
Suriye petrolünün de etkisi bulunuyor. Bölgede keşfedilmiş en büyük
sahalardan biri olan Taq-Taq sahasının rezerv miktarı yeni teknik
veriler ışığında ilk yıllardaki tahminlere göre yarı yarıya düştü.
Şu an için Türkiye’ye boru hattı ve tankerler ve İran’a tankerlerle
süren ihracat bölgeyi ayakta tutan tek etmen. IKBY’nin ayakta
kalabilmesi için en büyük gelir kaleminin petrol satışları olduğu,
bunun da önemli kısmının Türkiye üzerinden gerçekleştirildiği
dikkate alınırsa, mevcut durumda bölgede hayatını devam
ettirebilmesi için söz konusu enerji ticareti gereklidir."
'İHRAÇ POTANSİYELİ DÜŞÜK'
Bölgenin doğalgaz ihraç potansiyelinin ise iç talep ve rezervler
dikkate alındığında düşük olduğunu vurgulayan Akyener, şunları
kaydetti: "Öncelikle bölgede halen keşfedilmiş 4 adet önemli gaz
sahası var. Bunlar; Chemchemal, Miran, Bina Bawi ve Khor Mor
Sahaları. Bu sahalardan sadece Khor Mor sahasında bulunan birkaç
kuyu üzerinden gaz üretimi yapılıyor. Üretilen bu gaz da bölgede
bulunan elektrik santrallerine iletiliyor. Chemchemal sahası
taşıdığı üretim potansiyeline rağmen yeterli yatırım yapılamadı.
Bahsi geçen diğer iki saha ise Türk-İngiliz ortaklığında bulunan
Genel Enerji şirketinin yönetiminde. Bahsi geçen tüm sahaların
üretim potansiyeli söz konusu olsa da bu potansiyel düşünüldüğü
gibi Türkiye’yi Rusya ve İran’a olan bağımlılığından kurtarabilecek
seviyede değil. Sonuç olarak hem IKBY hem de Türkiye için en
güvenli ve faydalı senaryo, bölgedeki bütün petrol ve gaz sahaların
ortak işletilerek, Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara arz
edilmesidir. Dolayısıyla bölgesel dinamiklerden onay alamayan
IKBY'nin 25 Eylül'de referanduma gitme kararı, Türkiye ile ortak
çıkarlar dikkate alınarak gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde
enerji kozuna başvurulması doğal bir süreç haline gelir."
Akyener, IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığının Ekim 2016’da açıkladığı
resmi verilere göre, Kürt bölgesi kontrolündeki sahalardan günlük
yaklaşık 600 ile 620 bin varil arasında petrol üretildiğini ve
bunun 540 ile 550 bin varillik arasında bir kısmının Ceyhan Limanı
üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırıldığını sözlerine
ekledi.