II. Abdülhamit Enstitüsü kuruluyor!
Abone olSultan II. Abdülhamid, vefatının 96.senesinde Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyumla anıldı.
Sultan II. Abdülhamid, vefatının
96.senesinde Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet
Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyumla anıldı. Sempozyumda
Abdülhamit’in bilim-teknik, sağlık ve sosyal alanlardaki
çalışmaları konuşuldu.
Sultan II. Abdülhamit, vefatının 96. yılında Yıldız Teknik
Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumla anıldı. Yıldız Teknik
Üniversitesi (YTÜ) ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi ortak
girişimiyle düzenlenen sempozyum, II.
Abdülhamit’in çalışma ofisi olarak kullandığı, günümüzde
de YTÜ Rektörlük Binası olarak kullanılan Hünkar Köşkünde
yapıldı.
Akademisyenlerin yanı sıra öğrenciler tarafından da ilgiyle izlenen
ve iki oturum olarak gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmasını
yapan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, II.
Abdülhamit’in Osmanlı İmparatorluğu’nun en karışık döneminde 33
sene boyunca ülkeyi başarıyla yönettiğini belirtti.
“II. ABDÜLHAMİT ENSTİTÜSÜ
KURACAĞIZ"
“Yıldız Teknik Üniversitesi olarak ecdadımızdan yadigar
kalan ve istifademize sunulan II. Abdülhamit’in Sarayını, bahçesini
kullanırken böyle bir etkinliği gerçekleştirme ihtiyacı
hissettik” sözleriyle konuşmasına başlayan Yüksek,
Abdülhamit’in sağlık ve sosyal alanlardaki çalışmalarının yanı
sıra, bilim ve teknik konulara olan hassasiyetini dile getirdi.
Yüksek, geçmiş yıllara ait bir belgede yer alan ‘Eğer bu
sarayı üniversite yaparsanız geleceğe büyük hizmet etmiş
olursunuz’ cümlesinin, Abdülhamit’in eğitime verdiği önemi
ifade ettiğini belirterek “önümüzdeki yıllarda II.
Abdülhamit Enstitüsü kurma çalışmalarımız var” dedi.
Abdülhamit 33 sene askeri dehası ile ülkeyi yönettiğini ve onun
döneminde çok önemli eserler yapıldığını ifade eden Rektör Yüksek
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık düşüncesinin, o
dönemdeki fikirler ve çalışmalar doğrultusunda geliştiğini
görüyoruz” dedi.
"II. ABDÜLHAMİT ÜNİVERSİTESİ
KURMALIYIZ"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit
Okur da açılış konuşmasında, “Dünyayı 600 yıl
şanla, şöhretle, adaletle ve hoşgörüyle yöneten Osmanlı’yı ne kadar
övsek azdır. Böyle bir ecdadı bizler de çok iyi tanımalıyız ve
nesillere de mümkün olduğunca tanıtmalıyız. Bu ecdadın nesli olarak
biz de aynı şekilde ilerlemeliyiz” dedi ve Türkiye’de bir
Abdülhamit Üniversitesi kurulması gerektiğinin altını çizdi.
Açılış konuşmalarının ardından geçilen sempozyumun, başkanlığını
Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın yaptığı birinci oturumuna Prof. Dr.
Hüsrev Hatemi, Prof. Dr. Nil
Sarı, Doç. Dr. Adem Ölmez ve Dr.
Şerif Esendemir konuşmacı olarak katıldı.
Konuşmasında “II Abdülhamit’in sağlığa bakışı”
konusuna değinen Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, “Şişli Etfal
hastanesinin” Sultan II Abdülhamit tarafından, Berlin’deki
bir hastaneden örnek alınarak yapıldığının altını çizerken,
hastanenin adının yeniden, “Şişli Hamidiye Eğitim ve Araştırma
Hastanesi” olarak değiştirildiğini hatırlattı.
“ABDÜLHAMİT DÖNEMİ HASTANELERİNİ TESPİT
ETMELİYİZ”
II.Abdülhamit tarafından yaptırılan hastanelere değinen Prof. Dr.
Nil Sarı: “Bu dönemde çok fazla hastane yapılmış ve sağlık
alanında önemli yenilikler getirilmiştir. Yapılan araştırmalar
sonucunda yaklaşık olarak 90 adet Gureba ve 16 adet Belediye
Hastanesi yapıldığı tespit edildi. II.Abdülhamid eski dönemlere ait
hastanelerin de onarılmasını sağlamış ve bunlara ek binalar
yaptırmıştır. Ayrıca ‘Sağlık olmazsa fetih de olmaz.’ düşüncesi ile
çok sayıda asker hastanesi yapılmıştır. Yunanistan, Makedonya,
Lübnan, Samsun, Soma, Bursa, Şam, Antep, Bağdat, Kudüs gibi çoğu
yerde kurulan hastaneler sonradan değiştirilmiş ve ismi
değiştirilerek II.Abdülhamid Dönemine ait olduğuna dair tabelalar
indirilmiştir. Gidip görmek ve bunları tespit etmek bizim milli
vazifemizdir.” dedi.
"HASEKİ HASTANESİNİN HÜRREM SULTAN İLE ALAKASI YOK"
Bugünkü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Hürrem Sultan
tarafından yaptırıldığı inancına karşın, bu görüşün yanlış olduğunu
da belirten Sarı, "Bu hastanenin, Hürrem Sultan'ın kurduğu
darüşşifanın yakınında olmaktan başka hiç bir ilişkisi yoktur.
Hastaneye eski isminin yani Hamidiye Hastanesi olarak verilmesi
doğru olmuştur. İlk kadın hastanemizdir, çok modern cerrahi
ameliyatlar burada yapılmıştır. Ne yazık ki Türkiye'nin bu ilk
pavyon mimari tarzındaki eserleri de yıkılarak yok
edilmiştir." dedi.
“OSMANLI’DA BAKTERİYOLOJİHANE-İ ŞAHANE
DÖNEMİ”
Doç. Dr. Adem Ölmez de “Abdülhamit Döneminde Koruyucu
Hekimlik” konusuna değindiği konuşmasında,
“Eğitim, sağlık, asayiş ve ulaşıma önem veren
II.Abdülhamid, Tıp’ta Koruyucu Hekimlik ile ilgili önemli
çalışmalar gerçekleştirmiştir ve aşı tarihindeki önemli gelişmeler
de bu döneme denk gelmektedir. Aşılama Kurumu’nun oluşturulması,
Aşı Yöntemi ile ilgili kanun çıkarılması sağlanmıştır. Kuduz
Hastanesi’nin açılması, Kolera aşısının ve Grip aşısının ülkeye
gelişi de bu dönemde gerçekleştirilmiştir.” dedi. Ölmez,
yine Sultan Abdülhamit tarafından açılan
“Bakteriyolojihane-i Şahane” ile salgın
hastalıklara karşı yoğun çalışmalar yapıldığının da altını
çizdi.
Sempozyumun öğleden sonra gerçekleştirilen ve oturum Başkanlığı’nı
Prof. Dr. Hayrünnisa Alan’ın yaptığı ikinci oturumunda da Doç. Dr.
Mehmet Hacısalihoğlu “II.Abdülhamid ve Jön
Türkler”, Doç. Dr. Ayşe Banu Karadağ “II.Abülhamid
Döneminde Batı Dillerinden Dilimize Çevrilen Romanlar”,
Doç. Dr. Süleyman Doğan “II.Abdülhamit Dönemi Okulları ve
Vefa Lisesi”, Doç. Dr. Ercan Karakoç
“II.Abdülhamid’in Ermeni Bürokratlarından Gabriyel
Nuradunkyan Efendi” konularına değindiler.