II. Abdülhamid'in bilinmeyen hatıraları
Abone olMurat Duman imzasını taşıyan Hakanın Hatırası isimli kitap, bu dönemin bilinmeyenlerini, aktarıyor.
‘Dünyada diplomasi zekâsının yüzde doksanı Abdülhamid Han’ın,
yüzde beşi benim, kalan yüzde beşi de diğer siyasilerindir.’
Almanya Prensi
BİSMARK
Osmanlı Padişahları arasında tahta en zor şartlarda çıkan isimdi
Abdülhamid-i Sâni Hazretleri. Büyük Cihan Harbine doğru giden
dünyada Osmanlı’yı kan deryasında boğmayı hedefleyenler, Devlet-i
Âliye’nin topraklarını kendi aralarında paylaşacak zemini de
hazırlıyorlardı.
İçte ve dışta çok yönlü bir ihanet çemberi oluşturulmuş, Osmanlı
mefkûresi sonu görünmeyen karanlık bir koridora itilmişti. Bir yıl
içinde önce Sultan Abdülaziz askerî müdahale ile tahttan
indirilerek şehit edilmiş, ardından Sultan 5. Murat tahta
geçirilmiş ve 93 günlük tahammülünün ardından da 31 Ağustos 1876
yılında Abdülhamit Han tahta çıkmıştı.
Yitik Hazine Yayınları tarafından yayınlanan ve Murat Duman
imzasını taşıyan HAKANIN HATIRASI isimli kitap, bu dönemin
bilinmeyenlerini, Sultan’ın mâiyetindekilerin hatıraları eşliğinde
bugüne aktarıyor.
YALNIZLIK HİKAYESİ
Her türlü yozlaşmanın ve ayrılık taleplerinin ayyuka çıktığı bir
dönemde ‘İttihad-ı İslâm’ (İslâm Birliği) fikrini esas alarak
asırlık çınarı 33 sene boyunca eşi görülmemiş bir maharetle ayakta
tutan Sultan’ın yalnızlık hikâyesini anlatıyor HAKANIN
HATIRASI.
Kitabın sayfalarını çevirdikçe ciğer delen bir kaderin
bilinmeyenleri ile yol almaya başlıyorsunuz. Dünyanın en hararetli
zamanlarında Osmanlı sınırlarını muhafaza etmekle kalmayıp, Osmanlı
onurunu da muhafaza eden Sultan’a kendi evlatları tarafından revâ
görülenleri okudukça içiniz ürperecek.
O, Osmanlı’yı eski günlerinde olduğu gibi dünya politikasında etkin
bir role büründürmüştü. Japonya’dan İrlanda’ya kadar büyük bir
coğrafyada bugün bile yeni yeni ortaya çıkan hizmetleri olmuştu.
Dönemin konjonktürü gereği birçok hizmetinin yanı sıra niyetlerini
dahi gizlemek durumunda kalmıştı.
DEVRİNDEKİ PAŞALAR KENDİSİNDEN DAHA LÜKS
YAŞIŞORDU
Amcası ve ağabeyine yapılanlardan dolayı sürekli kuşkucu bir hâl
vardı üzerinde. O günlerde kurduğu muhteşem istihbarat teşkilatıyla
uçan kuştan haberi oluyordu. Devrindeki Paşalar, kendisinden çok
daha lüks yaşıyordu. Meclis-i Mebûsan’ı kendisi açmış, meşrutiyeti
getirmek istemiş ama meclisin devleti ateşe sürüklediğini görünce
kapatmıştı. Amacına ulaşamayanlar bu kez basını kullanarak onu
istibdat yanlısı ve şeriat düşmanı gibi göstermeye kalkmışlardı.
İttihat ve Terakkicilerin bu karalama kampanyası, ne acıdır ki
Elmalılı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy gibi birçok ismi dahi
etkisi altına almıştı. Öyle ki sultanın hal’ fetvasının birinci
nüshasını Elmalılı Hamdi Yazır yazmış, bu olaya karıştığı için
hayatı boyunca pişmanlığını ifade etmişti.
Sonunda hal’ edilerek kendisinden önce tahttan ayrılanların aksine
İstanbul dışına Selanik’e sürgüne gönderildi. Sürgünde de rahat
bırakılmadı. Muhafız kumandanı tarafından suikasta uğradı, Osmanlı
ordusunun komutanları tarafından ‘ya paranı, ya canını!’
tehditlerine maruz kaldı. Ama o ne vatan evlâdına silah çektirdi,
ne de vatanına hizmet etmekten geri durdu. 33 senede yaptığı eğitim
hamlesiyle yetiştirdiği bir nesil Çanakkale’de tarih yazdı, tarih
oldu. Çanakkale Savaşları’nın başladığı kendisine iletilince o,
‘Eyvah! Gitti gözbebeklerim!’ deyiverdi.
Her ne kadar Sultan Vahdettin Osmanlı Devleti’nin resmî Son
Padişahı olsa da o tahtı bıraktığı gün tükenmişti Osmanlı rüyası.
Bu tükenişin nasıl bir bitiş olduğunu görmek isteyenler için
HAKANIN HATIRASI gün yüzüne çıktı.
Hakanın Hatırası, Murat Duman, Yitik Hazine Yayınları, 260
sayfa