Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında
çıkan iddialara Habertürk'te cevap verdi. "Mason musunuz" sorusuna
iftira diye cevap veren İhsanoğlu, iddiayı ortaya atanların
delillerini de ortaya koymaları gerektiğini söyledi. İstiklal Marşı
ile ilgili değerlendirmesini ise sürç-i lisan olarak
değerlendiren İhsanoğlu, "birilerinin diline pelesenk etmesi
şaşırtıcı oldu" diye konuştu.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Fatih Altaylı'nın
sorularını cevapladı. Mason olmadığını bu iddiaları ise iftira
olduğunu söyleyen İhsanoğlu, iddiayı ortaya atanların da
bunu delillendirmesi gerektiğini söyledi. Profesörlüğünün
sahte olduğu yönündeki iddialarının sorulması üzerine İhsanoğlu,
profesörlüğünü Türkiye'de profesörlüğün en zor olduğu dönemde
aldığını ifade ederek Doğu'da ve Batı'da birçom yerde bu ünvanının
tanındığını kaydetti.
İşte İhsanoğlu'nun programdaki açıklamalarından bazı satır
başları;
ADAYLIK SÜRECİ
İki taraftan da temaslar başladı. İki genel başkan bir araya
geldi, açıkladı. Bu iki partinin uzlaşması tarihi bir hadisedir.
İlan edildikten sonra DP'den DSP'ye kadar birçok parti
birleşti.
2007 cumhurbaşkanı seçimi için Başbakan ya da AK Parti
tarafından bana bir teklif gelmedi. Ama ismimin konuşulduğunu
anımsıyorum.
"AK PARTİ İÇERİSİNDEN DE DESTEKLEYENLER
VAR"
Ben hiçbir partinin üyesi değilim. CHP ve MHP Genel Başkanları
adaylığı bana bir parti adına teklif etmedi. Millet adına teklif
ettiler. Böylece kabul ettim. AK Parti içerisinden de bizi
destekleyen çok güzel kardeşlerimiz var.
Bu bir parti seçimi değil. Bu Cumhurbaşkanlığı makamına bir
kişiyi seçmektir. Bana oy verenlerin değil, 76 milyon kişinin
temsilcisi olacağım.
"AK PARTİ'YE KARŞI DEĞİLİM"
Ben AK Parti'ye karşı değilim, ben demokratik olmayan
tavırlara karşıyım. AK Parti ortaya çıktığında
destekledik. 12 sene sonra AK Parti ortaya çıktığı noktada
değil. Tek parti hevesi var ve bu çok
tehlikeli.
'ASKERLİK' İDDİASI
Ben cevap vermedim. Hatay Dörtyol'da 2 saat geç kaldık.
Komutanlarından birisi geldi çok güzel konuşma yaptı.
Ankara'da bir askerlik ardaşım da bende olmayan bir askerlik
fotoğrafımı getirdi. Orada halka gösterdim.
Kuvayi Milliyeci bir müftünün torunu olan gelinim hakkında laf
çıkardılar. "Edep yahu" deyip geçelim.
"BEN TÜRK MİLLETİNİNİN ADAMIYIM"
Ben Türk milletinin adamıyım. Bunun da altını çizmek
istiyorum. Türk milletinin adamıyım. Ramazan'da miting yapılmaz.
Yapanlar oldu. Civar köylerden otobüslerle kumanyalar vererek.
Ramazan'dan sonra miting yaptık. Bizim yaptığımız mitinglerde
millet kendiliğinden geldi. Milletle kucaklaştık. Benim etrafımda
binlerce koruma ordusu yok, binlerce beraber Ankara'dan gelen
teknokrat ve bürokratlar yok. Kendiliğinden gelen insanlar var.
Halkın adamıyız, Türk milletinin adayıyız.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Bu konuda çok konuştum. En uzunda Diyarbakır'da konuştum.
Elbette barışa evet, elbette savaşa hayır. Barış başarılı olması
için her türlü desteklerim. Savaşın önlenmesi için elimden geleni
yaparım. 30 bin kişiyi kaybettik bu ülkede bunların hepsi bizim
evladımız.
"PAZARLIK YAPILAN BİR BARIŞ KÜRT KARDEŞLERİMİZİN DE
LEHİNE OLMAZ"
Bir barış, milletin içinde olan iki cenah arasında yapılan
barış, iki şahıs arasındaki hesaplaşmayla yapılırsa bu barış olmaz.
Bu siyasi pazarlık olur. İki taraf için kıymeti olmaz.
Sürdürülebilir barış olmaz. Gerçek barış, TBMM'nin kabul
edebileceği Türk milletinin kabul edebileceği bir barıştır. Hesaplı
barış yapılırsa Kürt kardeşlerimin lehine değildir. Gerçek barış,
milletin kabul edebileceği bir barıştır. Ben bunun garantisini
veriyorum.
İHSANOĞLU NASIL BİR CUMHURBAŞKANI VAAT
EDİYOR?
Halk, seçtiği adama güvenecek. O adam o güvene layık olduğunu
gösterecek. Kendi siyasi görüşünü zorla başkasına kabul
ettirmeyecek. Eşit mesafede olacak. Kendisine oy verenle diğer
yüzde ellinin de temsilcisi olacak. Herkesin temsilcisi olması
lazım. Tarafgir olmaması lazım. Hukukun üstünlüğünü sağlaması
lazım. Türkiye'de hukukun üstünlüğü kanun hakimiyeti kavramları
kayboldu.
Çankaya'daki bulunan Cumhurbaşkanı ne noterdir ne de veto
makinesidir. 104. maddeye göre Cumhurbaşkanının görevlerinden bir
tanesi Anayasa'nın uygulanmasını gözetler. Devlet kurumlarının
uyumlu çalışmasını gözetler. Bu prensip üzerinde çalıştığı zaman
zıtlaşmayı değil ahengi sağlar. Her şey yerine oturur.
Hükümde diyor ki TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
Başkomutanlığını temsil etmek. Şahsınız adına değil Meclis adına.
Devlet idaresinde keyfilik olmaz. Olursa Türkiye'de kriz
olur.
"CUMHURBAŞKANI, MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NI BAKANLARI
AZARLAYAMAZ"
Cumhurbaşkanı Merkez Bankası Başkanı'nı Bakanları icraatler
sebebiyle azarlayamaz. Son dönemin Merkez Bankası Başkanları bu
milletin ekonomisine büyük hizmet etti. Siz nasıl
azarlarsınız?
'MASON' İDDİASI
Hayır, değilim. Bu iftiralar çok atıldı, yanıt vermedim.
Hiçbir gizli aleni tarikata üye olmadım. Bunu iddia edenler ispat
etsinler. Günah işliyorlar. Benim akademi üyeliği var. Rotary
gibi Mason kuruluşlar gibi bir kuruma üyeliğim yok.
"PROFESÖRLÜĞÜ SAHTE Mİ?" SORUSUNA YANIT
Benim profesörlüğüm Türkiye'de profesörlüğün en zor olduğu
zaman. Doğu'da Batı'da birçok yerde profesörlüğüm
tanınmıştır.
İSTİKLAL MARŞI POLEMİĞİ
Gittiğim gün bir bey geldi dediki "Ben şehit babasıyım" Bana
kalbini açtı. Çok etkilendim. "Siz gelin bizim derdimizi dinleyin"
dedi. "Pazar günü şehitlikte sizi bekleyeceğiz" dedi. Oradaki şehit
aileleriyle görüştüm. Dediler ki; "Cenaze merasiminden sonra kimse
bizimle ilgilenmedi. Halbuki evlatlarımızı şehit edenlerle
ilgilleniyorlar. Bizimle meşgul olmuyorlar" Ağlayan anneler kendini
zor tutan babalar... Ben onların halleriyle hemhal oldum. Buarada
şehit anıtına karafil koymak üzere gittim. Orada İstiklal Marşı'nın
mısraları vardı. Birisi bir şey sordu. "Şüheda fışkıracak toprağı
sıksan, şüheda" mısrası... Şehitlerin yoğunluğu daha çok Çanakkale
Şavaşı'nda, onu ifade ettim. Biri bunu kaydetmiş. İfadede yanlışlık
olabilir. Bundan birilerinin malzeme yapması tuhaf. Sürç-i lisandan
malzeme yapılması ve birilerinin diline pelesenk etmesi
şaşırtıcı.
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARI
Hem "Suudi Kral'ın politikasından çıkmadı" hem de Suudi Kralı
"alın bunu" dedi diyorlar. İftira uydururken zekice yapmak lazım.
Filistin konusunda ise benim Filistin davasında yaptığım hizmeti
İslam İşbirliği Teşkilatı tarihinde kimse yapmadı. 9 tane genel
sekreter içerisinde Filistin devletinin en yüksek nişanı olan Kudüs
yıldızı nişanının tek takdim edilen insanım.
Hamas 2006'da seçimi kazandığında herkes onlara sırt çevirdi.
Bütün Arap ülkeleri onları kabul etmedi. İlk kabul eden ben oldum.
Suudi hükümeti onları karşılamadı.
Hamas ile Fetih'in araları bozulduğu zaman onların arasını
bulmak için çok büyük gayretler sarfettim.
Filistin'ihn yeni bir imkanı var, artık BM üyesi olarak
uluslarası hukuk mahkemelerine gidebilir.