İhsanoğlu'na destek BBP'yi karıştırdı
Abone olBBP eski Genel Başkan Yardımcısı ve mevcut MKYK Üyesi Metin Gündoğdu, İhsanoğlu’nu destekleyeceğini açıklayan parti yönetimini topa tuttu.
BBP eski Genel Başkan Yardımcısı ve
mevcut MKYK Üyesi Metin Gündoğdu, Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek
vereceklerini açıklayan BBP Genel Merkezi’nin açıklamış olduğu
kararın doğru olmadığını, bu kararın milletten yana duruşumuza
zarar verdiğini dile getirdi.
Büyük Birlik Partisi, 21 yıllık siyasi hayatında ilkeli, dürüst,
itibarlı ve idealist siyasetin adresi olarak milletimizin gönlünde
müstesna bir makama sahiptir. Partimiz; sivil, demokrat,
milliyetçi, maneviyatçı ve yerli bir hareket olarak her zaman ülke
çıkarları söz konusu olunca parti çıkarlarını geri plana atarak
milletimizin kahır ekseriyetinin takdirini kazanmıştır.
"BU KARAR BBP'NİN DURUŞUNA
TERS"
Bilindiği gibi önceki gün BBP Genel Merkezi tarafından
cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun desteklenmesi
kararı açıklanmıştır. Bu kararın partimizin 21 yıllık siyasi
tarihindeki duruşuna tam ters bir karar olduğunu, geçmiş dönemlerde
alınan kararlara bakıldığında görebiliriz. İhsanoğlu ismi istişare
sonucu gibi gösterilse de esasında bu kararın alınmasında divan
üyelerinin etkili olduğu bilinmektedir. Geçmişi, siyasi duruşu,
dahil olduğu konsept gereği Büyük Birlik Partisi genel
istişaresinden İhsanoğlu isminin çıkması asla söz konusu olamaz.
Zaten kararı duyan toplumun ekseriyeti gibi parti tabanının da
tepkileri gün geçtikçe artarak devam edecektir.
Büyük Birlik Partisi’nin MHP’den ayrılış gerekçelerinin en önemli
sebeplerden biri olan o günkü SHP ve DYP Hükümetine Rahmetli
Alparslan Türkeş’in destek vermesi idi. O günden sonra yaşanan
olaylar Şehit Muhsin YAZICIOĞLU’NUN desteklememesinin ve
ayrılmasının haklılığını ortaya koymuştur. Hatırlarsak o gün SHP
Hükümeti adına bakanlık yapan bir kişinin açıklamalarında “SGK’ya
Dev-sol militanlarını almasına tepki olunca ne yani Ülkücüleri mi
alsaydım?’’ demesiyle ve yaptıkları icraatlarla o gün haklılığımız
ortaya çıkmıştı. Bu gün ne değişti de CHP ve MHP’nin ortaya attığı
ihsanoğlu’nun yanında yer alıyoruz. Bu duruşun siyasi ve ahlaki
sonuçlarına başta Sayın Genel Başkan olmak üzere mevcut yönetim
elbette katlanacaktır. Bunu da özellikle belirtmek isterim.
"İHSANOĞLU KÜRESEL BİR
PROJEDİR"
Ekmeleddin İhsanoğlu CHP’nin önderliğini yürüttüğü küresel bir
projedir. Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı olursa İsrail, ABD,
Suudi Arabistan ile birçok Avrupa ülkesinin çok mutlu olacağı
aşikâr iken BBP’nin böyle bir ismin arkasında durması asla söz
konusu olamaz. Kurucu Genel Başkanımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu,
hayatının hiçbir döneminde CHP’nin değil kıyısından, köşesinden
bile içinde olduğu hiçbir projeye destek vermemiştir. Mevcut
yönetimin BBP’deki geçmişleri ve dolayısıyla hafızaları yetersiz
olduğu için bazı konuları hatırlatmakta fayda var. Yazıcıoğlu’nun
MHP’den ayrılarak BBP’yi kurmasına vesile olan bir diğer olay ise
DYP-SHP Hükümetine Çekiç Güç oylamasında destek olunmasının
istenmesidir. Çekiç Güç’ü küresel güçlerin bir dayatması olarak
gören Yazıcıoğlu, buna destek vermesinin kendisini ve davasını
inkâr anlamına geleceğini söylemiştir. Şimdi küresel güçlerin süslü
ve renkli Ekmeleddin hapı da ülkenin ve milletin faydasına
olmayacak bir projedir ve bu projenin yürütücüsü de CHP’dir. Muhsin
Yazıcıoğlu’nun partisi nasıl böyle bir projeye geçit verebilir,
nasıl böyle bir aymazlık ve zillet içine düşebilir?
CHP VE MHP'NİN GENEL BAŞKANLIKLARINI
KORUMA KARARI
Muhsin Yazıcıoğlu her zaman küresel güçlere, medya baronlarına, her
türlü vesayet güçlerine karşı hep dik durmuş, doğru söylemiş, düz
yürümüştür. Bedeli canı bile olsa ilkelerinden ve davasından asla
taviz vermemiştir. Şimdiki yönetimin BBP’yi dahil ettikleri siyasi
konsept darbelerden, vesayetten, dış güçlerden medet uman eski
Türkiye’nin çarklarıdır. BBP; milli iradenin, demokrasinin, sivil
ve yerli bir anlayışın savunucusu olacak yerde Erdoğan düşmanlığı
ortak paydasında ip gibi dizilmiş emir erlerinin yanında
konumlanıyor. Parti yönetiminin, aklı başında hiçbir BBP’liyi bu
konseptle ortak hareket etme noktasında ikna etmesi mümkün
değildir. Bu konsepti bir araya getiren güçler zaten bu milletin de
devletin de bir adım ileri gitmesini istemeyen, hep müstemleke gibi
yaşamasını isteyen kirli ve karanlık odaklardır. Bu konseptin
siyasi hesaplarına gelince.
Ekmeleddin İhsanoğlu ismini aday yapan CHP ve MHP genel
başkanlarının hesabı genel başkanlıklarını koruma üzerine
kuruludur. Bizzat kendileri veya partilerinden daha
tanınan, bilinen, ehil isimler varken Ekmeleddin İhsanoğlu isminde
uzlaşmışlardır. Partilerinden bir ismin sıyrılarak kendilerine
rakip olmasını da engellemişlerdir. Oy oranı küçük partiler de
2015’te yapılacak genel seçimlere yönelik siyasi rüşvetlerle
konsepte dolgu malzemesi olarak dahil edilerek büyük uzlaşma
görüntüsü verilmeye çalışılmıştır. Gerek kamuoyu yoklamaları
gerekse ortadaki performans çatı adayın bir balon olduğunu net bir
şekilde ortaya koymuştur. Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üç yıl önce
ortaya bir proje olarak atılmış milletin çatı adayı değil küresel
çetenin adayıdır.
SİYASİ PARTİ MEZARLIĞI
İşte hayatı büyük oyunları bozmakla geçmiş Muhsin Yazıcıoğlu’nun
Türk siyasetindeki duruşuna bir bakalım. 1996 yılında ANAP’la
ittifak yaparak meclise girmesiyle ve o günkü ANAP Genel Başkanı’na
karşı olmasının yanında tehditlere aldırmayarak REFAH-YOL
Hükümeti’nin kurulmasına destek olmuş ve milletten yana tavır
almıştır. 1997 yılında REFAH-YOL Hükümeti’ne karşı yapılan 28 Şubat
Darbesi’nde ‘Namlusunu Millete dönen tanka selam
durmam’ diyerek tarihe not düşmesi ile, 2007 yılı
Nisan ayında ülkenin cumhurbaşkanının milletin evlatlarından
-hanımının başı kapalı olduğu için istenmeyen ve o gün e-Muhtıra
yayınlayanlara en sert bildiri ile cevap vererek 2007 yılında
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclisteki diğer partiler boncuk gibi
bir safta yer alırken- bugünkü Cumhurbaşkanımız ABDULLAH GÜL ‘ü
destekleyeceğini açıklamıştı. O gün milletin karşısında duran DYP
VE ANAP bugün millet tarafından siyasi parti mezarlığına
atılmıştır.
2010 Referandum sürecinde o günkü Genel Başkanımız olan Sayın
Yalçın TOPÇU’da önceki süreçlerde olduğu gibi milletin yanında
durmuş ve Türkiye’deki en önemli vesayetin kaldırılmasında katkı
sunmuştur. Büyük Birlik Partisi bu güne kadar milletin çoğunluğunun
ve muhafazakar seçmenin yanında durmuştur. Kurulduğu günden
itibaren her kademesinde görev aldığım, Ordu Ocak Başkanlığı,
Karadeniz Bölge Ocak Başkanlığı, MKYK Üyeliği, Karadeniz Bölge
Teşkilat Koordinasyon Başkanlığı, Rahmetli Şehit Genel Başkanımız
Muhsin YAZICIOĞLU’nun Genel Başkan Yardımcılığı, sonrasında tekrar
Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik görevi yaptığım
partimin almış olduğu bu kararın milletin menfaatine olmadığını
düşünüyorum. Bu kararla partimiz millet milliyetçiliğinden ayrılmış
bu konseptle ulusal bir CHP-MHP milliyetçiliğine kaymıştır. Şimdi
ise tam tersi bir duruş sergilemiş tabanını ve partiyi var eden
seçmen kitlesinin tam karşısında bir duruş sergileyerek kendi
tabanını ve partiye sempati ile bakanları yaralamıştır.
Yazıcıoğlu hiçbir zaman hesap adamı olmadı. Arkasını bilmediği,
önünü görmediği hiçbir güçle bir araya gelmedi. Her zaman sadece
millet dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun 29 Mart 2009’da kendi canına bugün de şahsi
manevisine kast edilmiştir. Sürecin dikkatle takip edildiği
birileri tarafından özellikle bilinmelidir ve şayet ince ince
hesaplarla bir konuma geleceklerini düşünenler varsa bunun hesabını
BBP tabanına vermekten asla kurtulamazlar.
Benim gibi düşünen parti kurucusu, başkanlık divanı üyesi, MKYK
üyesi, il başkanı, ilçe başkanı, eski yöneticiler gibi dava
arkadaşlarımızla birlikte istişare içindeyiz. En kısa zamanda geniş
katılımla bir deklarasyon yayınlayacağız. Her türlü tepkimizi
göstereceğiz.