İhsanoğlu neden tepkilerin odağında?

İNTERNET HABER - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ardından şimdi de Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İslam İşbirliği Teşkilatı'na ve Teşkilatın Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu'na "darbeye sessiz kalıyor" tepkisi gösterdi. 

ERDOĞAN’LA GÜL’ÜN ÇABALARINA YAZIKTIR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, dün, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu’nu Mısır konusunda sessiz kaldığı gerekçesiyle sert sözlerle eleştirmişti.

İHSANOĞLU NEDEN TEPKİLERİN ODAĞI OLDU? 1943 yılında Mısır'ın başkenti Kahire'de dünyaya gelen ve El Ehzer Üniversitesinde akademik hayata katılan Ekmelettin İhsanoğlu, 24 yıl boyunca İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin genel direktörlüğünün yürütmüştü. 2005 yılında daha sonra İslam İşbirliği Teşkilatı ismini alan örgütün seçimle gelen ilk genel sekreteri olan İhsanoğlu, seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın desteğini almıştı. İhsanoğlu, geçtiğimiz günlerde CNN Türk'te yayınlanan Eğrisiyle Doğrusuyla programına katılarak gazeteci Taha Akyol’un Mısır’daki darbeye ilişkin sorularını yanıtlamıştı. İhsanoğlu, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi eleştirmiş ve şöyle konuşmuştu: “Mursi cumhurbaşkanı olduktan sonra Mısır’da bir kutuplaşma oldu ve taraflar uzlaşma gösteremedi. Mursi’nin, mensup olduğu partinin görüşleri doğrultusunda kararlar alması kutuplaşmayı artırdı. 2013’ün Mayıs ayına kadar seçimlerin meşruiyeti tartışılmıyordu. Mısır’da diyalog oluşmadı. İktidar ve muhalefet, süreci birlikte çıkmaza itti ve sonrasında da Temerrüd adı verilen isyan hareketi başladı. Muhalif gençler, Mursi’nin meşruiyetini tartışmaya başladı”.

Twitter üzerinden sert bir açıklama yapan Çelik, “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı”  yazdı.

Ekmelettin İhsanoğlu’nun İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri seçilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük çaba harcadığını hatırlatan Çelik, “Hatırladıkça ‘yazık’ diyorum” yazdı.

"HOLLANDA'NIN BİLE DAHA ÇOK SESİ ÇIKIYOR"

Çelik tepkisini şöyle sürdürmüştü:

"İslam İşbirliği Teşkilatı, böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek. Yoksa teşkilatta her kes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi'ye giden paralarla İİT'nın suskunluk kaynağı aynı mı? Danimarka'nın, Hollanda'nın sesi İİT'ndan daha gür çıkıyorsa bu ne iştir?"

"İSTİFAMI BASAR ORADAN AYRILIRDIM"

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Mısır’daki zulüm karşısında sessiz kalmasını eleştiren bir diğer isim de  Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ oldu. Bozdağ bu kuruluşun kralların çıkarlarının değil İslam’ın teşkilatı olduğunu söyledi ve gazetecilerin bir sorusu üzerine şöyle dedi: 

"Teşkilat Genel Sekreteri olsam, ‘Bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’ derdim. İşbirliğine yanaşmazlarsa ‘Böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’ diye devam ederdim. İstifamı basar, oradan ayrılırdım."

İHSANOĞLU HÜSEYİN ÇELİK'E YANIT VERMİŞTİ

Eleştiriler üzerine Hürriyet'ten Uğur Ergan'a konuşan İhsanoğlu şunları söyledi:

"Sayın Çelik'in Twitter'dan yazdıklarını duydum. Arkadaşlarım bakıyorlar. Sanıyorum bazı yanlış anlamalar var. Siyasetçilerin kamuoyuna yönelik söylemleri farklı olabilir. Bu nedenle benim siyasilere yönelik söyleyebileceklerim farklı ve yanlış anlaşılabilir.

Benim yaptığım açıklama, BM Güvenlik Konseyi'nin açıklamasının gerisinde değildir. Aynı seviyededir. Bazı arkadaşlar bunun ötesinde ifadeler duymak, dinlemek istiyor olabilirler. Ben şahıs olarak herkesten daha fazla şeyler söyleyebilirim. Ama müşterek bir mekanizmanın hareketini, konsensusunu aramak zorundayım. Genel Sekreter demek, teşkilat demek değildir. İİT'nin 3 yıllık zirve dönem başkanı da Mısır'dır.

Ben neler düşündüğümü NTV'de Oğuz Bey'in (Haksever) programında ayrıntısıyla anlattım. İsteyen oradan bakabilir. Mısır'da olan bitenler vahşettir, orantısız güç kullanımıdır ve insan hakları ihlalidir."

"BİZİM SİCİLİMİZ ORTADADIR"

İhsanoğlu önceki gün NTV'ye verdiği özel demeçte özetle şunları söylemişti:

"Mısır'da yüzlerce, binlerce insan öldürülüyor. Böyle bir kıyım karşısında insanın kalbi dağılıyor bütün vicdanınızla reddediyorsunuz. Benim hissiyatım ortalama Türk vatandaşının çok ötesindedir. İki ülke arasındaki tarihi bağların ne kadar güçlü olduğunu biliyorum.

Ölenler arasında benim de yakından tanıdığım insanlar var. Zamanında Libya'da Kaddafi'ye karşı ne AB, ne Arap Ligi ne de BM Güvenlik Konseyi'nin ağzı açılırken, Kaddafi'ye karşı ilk açıklamayı biz yaptık. Bizim sicilimizin ne olduğu ortadır. Bunun farkında olmayanlar, farklı kanaatler ortaya koyabiliyorlar."