İhsan Eliaçık: Bu kültürle yetişen 3 kuşak sonra IŞİD'ci olur
Abone olYazar İhsan Eliaçık "Bugün Türkiye'deki ortalama bir cemaatte mevcut din anlayışıyla eğitilen bir genç 3 gömlek sonra IŞİD'cidir" dedi.
Gezi eylemlerinin yaşandığı süreçte Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın kendisine dava açmasıyla ön plana çıkan, Antikapitalist
Müslümanlar hareketinin teorik altyapısını oluşturan yazar İhsan
Eliaçık, Fransa’nın başkenti Paris’te Charlie Hebdo'nun basılıp 12
öldürülmesini değerlendirmesinde çok konuşulacak açıklamalarda
bulundu.
Eliaçık, egemen İslam anlayışının bu tür katliamlar yapmayı
kendisine hak gören bir ortam yarattığını söyleyerek,
'bugünkü İslam kültürüyle yetişen gençlerin 3 kuşak sonra
'IŞİD'ci' olacağını' iddia etti.
Evrensel gazetesinden Erdal İmrek'in sorularını yanıtlayan Eliaçık,
" Türkiye ’de hükümetin de desteklediği din algısı, bu tür
saldırıları bizim ülkemizde de kendisine hak gören insanları açığa
çıkarır. Bugün Türkiye’deki ortalama bir cemaatte mevcut din
anlayışıyla eğitilen bir genç 3 gömlek sonra IŞİD’cidir” dedi.
İslam’ın adaletli, eşitlikçi, barışçı mesajının Ebuzer’in ölümü, üç
halifenin katledilmesi, Mekke, Medine’nin basılması, Kerbela’da
Hazreti Hüseyin’in kafasının kesilip saraya gönderilmesiyle
bittiğini söyleyen Eliaçık, “Ondan sonraki nedir; kanlı
imparatorluklar tarihidir. Ele geçirme, işgal, fetih hareketleri.
İslam’ın barışçıl ruhu peygamberden 50 yıl sonra bitmiştir”
dedi.
ERDOĞAN, ELİAÇIK'A NEDEN DAVA AÇTI?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Haziran 2013'te 'bir sosyal
paylaşım sitesinden yaptığı paylaşımlarla, kendisine hakarette
bulunduğu' gerekçesiyle açtığı davada, Yazar İhsan Eliaçık'tan 2
bin lira manevi tazminat kazanmıştı.
İşte o açıklamalar:
"ALAY EDENLERİ GÖRDÜĞÜN ZAMAN ONLARIN YANINDAN
UZAKLAŞ"
Bu eylemciler Müslümanlık adına hareket ediyor. 12 kişiyi
öldürdükten sonra tekbir getiriyor ve ‘Müslümanların intikamını
aldık’ diye bağırıyor. Dolaysıyla din kaygısıyla hareket ettikleri
ortaya çıkıyor. Allah’la dalga geçildiğini ve buna karşı din
kaygısıyla hareket ettiklerini söylüyor. Eğer öyleyse yaptıklarının
dine uygun olması lazım. Dine uygun olması için de İslamiyet’te
onun Allahı’yla, peygamberleriyle, diniyle alay edenlerin durumu
nedir? Bu durumda Müslümanlar nasıl davranmalı? Bunun iyi bilinmesi
gerek. Bu konuda ben cehalet, hırs ve taassup (Türkçe karşılığı:
Bir düşünceye, inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını
düşünememe durumu, bağnazlık) içinde olduklarını düşünüyorum. Din
adına hareket ediyorlar ama dinlerini bilmiyorlar. Ben Kur’an-ı
Kerim’de alay konusunun geçtiği bütün bölümleri inceledim. Kur’an-ı
Kerim’de yaklaşık 42 yerde dinle, Allah’la, onun elçisiyle ve
hükümleriyle alay etmek, dalga geçmek konusu ele alınır. Ve burada
dinle alay edenlerin öldürülmeleri ya da cezalandırılmaları
gerektiğine dair hiçbir hüküm yok. Mesela Elam Suresi 68. ayet,
“Alay edenleri, eğlenceye alanları gördüğün zaman onların yanından
uzaklaş, konuyu değiştirene kadar da onlarla oturma” diyor. Bu
kadar. Bu neyi gerektirir; fikire fikirle, yazıya yazıyla karşılık
vermeyi. En fazla mizah dergisinin önünde toplanıp yapılan
alayların rencide edici olduğuna dair bir bildiri okunur.
"BU SALDIRININ ALLAH'IN DİNİYLE ALAKASI
YOKTUR"
Bu saldırının Allah’ın diniyle hiçbir alakası yoktur. Birisi alay
ettiği zaman adam kafasına göre adalet icra ediyor. Sinirleniyor;
‘Bunu infaz etmem lazım’ diyor, gidip onu öldürüyor. Dindar olmak
böyle bir şey değil.
'MEVCUT İSLAM KÜLTÜRÜ ÖLDÜRMEYİ, ÇALMAYI
ÖNEMSEMİYOR'
Türkiye İslamcı bir parti tarafından yönetiliyor. Tayyip Erdoğan
‘Affedersiniz bana Ermeni diyenler bile oldu’ diyor. Hükümet
yetkilileri azınlıklara, Alevilere dair ayrımcı bir dil kullanıyor.
Ya da Vahdet gazetesi yazarı Paris’teki saldırının ardından
Türkiye’den bir karikatüristi hedef gösteren tweet atıyor. Hükümet
yandaşı gazeteler, yazarlar birçok kere başka dinden ya da ateist
olanı hedef gösteriyor. Sizin eleştirdiğiniz İslam anlayışı
Türkiye’deki ortamdan da kendisine vazife çıkarabilir mi?
Evet olabilir. Şimdi zaten Paris’teki katliamı yapan iki kardeş
Mağrib kökenli. Onların beslendiği kültürle Suriye’deki, Irak’taki,
Suudi Arabistan’daki, Türkiye’deki veya İslam dünyasındaki herhangi
bir ülkedeki birçok cemaatin beslendiği kültür aynı. Ben buna
sorgulanmamış eski İslam kültürü diyorum. Sorgulanmamış,
yüzleşilmemiş, eski İslam kültürü, ‘geleneğimiz böyle’ diye
nesilden nesile aktarılıyor. ‘Önceki atalarımız böyle uygun gördü,
önceki alimler böyle diyor. Onların kitaplarında böyle geçiyor’
diye sorgulanmaksızın nesilden nesile aktarılıyor. Bunları
sorgulayanlar da yeni din icat etmekle, modernizmin etkisinde
olmakla suçlanıyor. Bu eski İslam kültürü nerede başladı;
Kerbela’dan sonra kanlı iç savaşlar başladı. Sırf 91 yıllık Emevi
döneminde 40’a yakın ayaklanma var; hepsi kanla bastırıldı.
Abbasiler döneminde yüzlerce, Osmanlı döneminde onlarca ayaklanma
kanla bastırıldı. Sadece Yavuz Sultan Selim, 40 bin Alevi’yi kesti.
İslam dünyasında huzurun ve barışın geldiği, kimsenin kimseyi
öldürmediği, kimseye saldırmadığı, savaşın çıkmadığı, ayaklanmanın
olmadığı ve onun kanla bastırılmadığı 10 sene yok kardeşim. Bu
sorgulanmamış eski İslam kültürü; bütün bu savaş tarihi,
ayaklanmalar, iç savaşlar tarihi içinde yoğrularak oluşmuş bir
kültür. Bu kültür diyor ki; dine girmek için sünnet olacaksın; yani
kesmek. Dine girdiğin zaman namaz kılmak için kırbaç vurulur. Bütün
mezheplerde içtihat. Yani dini inançları ve ritüelleri uygulamak
için kişiye baskı yapılabilir. Örtünmeye zorlanabilir, 7 yaşına
geldiğinde çocuk namaz kılmıyorsa dövülür. Dinden çıkan öldürülür.
Bunu da koymuşlar. Hepsi bu ortamda oluşmuştur. Adam öldürmeyi,
çalmayı, iftira etmeyi önemsemeyen ama tespih çekmeyi, namaz
kılmayı, zikir yapmayı göklere çıkaran bir kültür bu.
"TÜRKİYE'DE EGEMEN OLAN KÜLTÜR DE BU"
Türkiye’de egemen olan da bu kültür de budur. Bu kültür
Türkiye’deki imam hatiplerde, ilahiyatlarda, Kur’an kursunda,
muhafazakar cemaat ortamlarında okutuluyor. Bu şu demektir;
Türkiye’deki ortalama bir cemaatte sorgulanmamış eski İslam
kültürüyle yetişen bir genç 3 gömlek sonra IŞİD’cidir. Yarın
Türkiye’de böyle bir ortamla karşılaştığı zaman içindeki ‘Kafirleri
öldürme, kafirlerin kanını helal görme’ hortlayacaktır. Bu
potansiyel Türkiye’de vardır. Muhafazakar hükümet, sorgulanmamış
eski İslam kültürüyle yüzleşme olayına girmiş değil, bundan haberi
bile yok. Adam ihale koşturmaktan, rant peşinde koşmaktan bunu
nerede yapacak. Kendi içlerinde bunlarla yüzleşecek birileri de
çıkmıyor. Yüzleşecek bir cesaret yok. Mürtedi (İslamı terk eden,
dinden çıkan) öldürmek diye, adamı sünnet etmek, namaz kılmayanı
kırbaçlamak, dinle alay edeni öldürmek diye bir şey yok. Siz
bunları okumaya, okutmaya devam ederseniz, hükümet olarak bunu
korumaya, kollamaya devam ederseniz o zaman burada da türeyecek
bunlar. Aynen Paris’te olduğu gibi adam eline silahı alıp, İslam’a
hakaret ettiğini düşündüğü bir dergiyi basıp, ‘Bunlar İslam
düşmanı’ diye öldürebilir. Çünkü bu egemen din anlayışında kendine
hak görüyor bunu. Hrant Dink’i öldürenler, Maraş’ta, Sivas’ta
insanları yakanlar, öldürenler insanları ‘Haydi Allah için
savaşıyoruz’ diye meydana sürenler kim? Hepsi bu kültürden
beslenenler. Bunlara karşı kültürel panzehir lazım, yüzleşme lazım.
Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. İslam’ın Yenilikçileri 2-İslam
Düşünce Tarihinde Yenilik Arayışları Kişiler, Fikirler, Akımlar
diye her biri biner sayfa iki cilt kitap yazdım. Ben bunun
entelektüel mücadelesini veriyorum. Bu yazdıklarım imam
hatiplerdeki, ilahiyatlardaki, Kur’an kurslarındaki klasik egemen
cemaat ortamlarındaki, sorgulanmamış eski İslam kültürünün
panzehiridir. Bunların girdiği yerde o kültürün olması mümkün
değil. Ama açıp okumuyorlar, cehalet içindeler. İktidara karşı
çıktığımız için bizi düşman ilan ettiler. O iktidara karşı çıkıyor,
Gezi’ye katıldı, bilmem ne deyip okumuyorlar, okutmuyorlar.