İhracat yüzde 33.2 arttı

Abone ol

Türkiye'nin ihracatı, Mart ayında yüzde 33.2'lik artışla 3 milyar 812 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracat tutarı da yüzde 33.9 büyüme göstererek 10.2 milyar dolara ulaştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İhracatçı Birlikleri'nin rakamlarına dayanarak hazırlanan aylık ihracat verilerini açıkladı. Yılın ilk 3 ayına ilişkin ihracat rakamları 2002'nin aynı dönemine göre yüzde 3.9'luk bir artış gösterdi. 2003 yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarında 7 milyar 631 milyon 171 bin dolar olan ihracat, bu yılın aynı döneminde 10 milyar 218 milyon 991 bin dolar oldu. Son 12 aylık döneme bakıldığında ise son 12 aylık ihracat rakamı yüzde 23.5'lik artışla 40 milyar dolara ulaştı. 1 Nisan 2001 - 31 Mart 2002 döneminde 31 milyar 408 milyon 657 bin dolar olan Türkiye'nin 12 aylık ihracatı, geçen 12 aylık dönemde 38 milyar 792 milyon 416 bin dolara çıktı. "ARTIŞ SÜRÜYOR" İhracat rakamlarını değerlendiren TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Mart ayı ve 2003 yılının ilk çeyrek ihracat rakamları geçen yılın Şubat ayından beri devam eden pozitif seyrin devam ettiğini hatta daha da ivmelendiğini müjdelediğini belirterek, "Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33.2'lik artış göstererek 3 milyar 812 milyon dolara ulaşmıştır. Bu performans, ilk çeyrek ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33.2'lik artışın gerçekleşmesine de katkıda bulunmuştur" dedi. Türk insanına güven veren bu ihracat artışının arkasında sanayi ürünlerinin payının büyüklüğüne işaret eden Oğuz Satıcı, "Toplam ihracatın yüzde 86'sını gerçekleştiren sanayi ürünleri, geçen yıla göre yüzde 35.9 artarak 8 milyar 775 milyon dolara ulaşmıştır. Özellikle taşıt araçları ve yan sanayiinin hem Mart Ayı hem de ilk çeyrek olarak geçen yıla göre gösterdiği yüzde 50'nin üzerindeki ihracat artışı dikkat çekmektedir. Toplam ihracatın yüzde 25'i gerçekleştiren hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün Mart Ayında 1 milyar dolara yakın bir ihracat gerçekleştirerek ilk çeyrekte geçen yıla göre yüzde 28.3 artışla 2.6 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkması emek yoğun sektörlerin önemini hatırlatmıştır" diye konuştu. Sevindirici bir başka gelişmenin de, tarım sektörünün geçen yılki kötü seyrini unutturacak bir performans göstermesi olduğunu belirten Oğuz Satıcı, "Mart ayında 452 milyon dolar ve ilk çeyrekte 1 milyar 294 milyon dolara ulaşarak geçen yıla göre her iki dönemde yüzde 25.7'lik artış gerçekleştirmiştir. Madencilik sektörünün geçen yıla göre ilk üç ayda gösterdiği yüzde 3.7'lik artışta geçen ay gerçekleştirilen yüzde 21.6'lık hızlanmanın payı büyüktür. Söz konusu sektörün ilk üç aylık ihracatı 150 milyon dolara ulaşmıştır" dedi. EURO-DOLAR PARİTESİ İhracat artışının azımsanmayacak bir kısmının euro/dolar paritesindeki gelişmeler nedeniyle kaynaklanmasının da incelenmesi ve tedbir alınması gereken bir olduğuna dikkat çeken TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Kısa bir süre içinde 1.1 seviyesine kadar çıkan parite, Irak'taki gelişmeler nedeniyle 1.05 seviyesine kadar gerileyerek, gelecek için bazı sinyaller vermiştir. Amerikan Dolarının değer kaybının Avrupa Ekonomisinin kuvvetinden değil, Amerikan Ekonomisinin güçsüzlüğünden kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Başta Almanya olmak üzere Avrupa Ekonomilerinin daralma içinde olması oldukça dikkat çekicidir. Irak Savaşının sonucu belki de iki güçlü para arasından bir tanesinin belirgin şekilde öne çıkmasına neden olacaktır. Bu tüm sektörler için dikkate alınması gereken bir uyarıdır" diye konuştu. PİYASALARIN YÖNÜ Mart ayında, iç borç faizlerinin tolere edilemeyecek noktalara gelmesi karşısında, bir panik havasına giren piyasaların, Türk-Amerikan ilişkilerinin 2 haftalık gelişimi doğrultusunda yön bulmakta zorluk çektiğine işaret eden Oğuz Satıcı, "Dolar ve euronun Türk Lirası karşısındaki hızlı çıkışının yarattığı rüzgar nedeniyle halkımız, 2001 krizinde ağır darbe alıp erimiş tasarruflarını nerede değerlendireceği konusunda endişelere kapılmıştır. Bu panik havasını yatıştırmak yerine, yaptıkları sert açıklamalarla körükleyen bazı çevreler, yeni kurulan 59. Hükümetin işini daha da zorlaştırmıştır. Bahsi geçen çevrelerin geçen yıl Türkiye'yi erken seçim atmosferine hızla çektiklerini bir kere daha burada hatırlatmak istiyoruz. Türkiye bir takım çevrelerin canları istediği zaman ve canları istediği şekilde değiştiremeyeceği kadar büyük bir ülke olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Bir başka gelişme de, kanaat önderlerinin kendi çıkarlarını, fikirlerini veya belli zümreleri öne çıkardıkları konuşmalar olmuştur. İş dünyasının Türkiye'nin çıkarlarından başka hiçbir şeyi öne çıkarmaya hakkı yoktur" dedi. "ELİMİZ GÜÇLENİYOR" Oğuz Satıcı, ihracatın ve üretimdeki artışın, uzun vadede gerçek anlamda güçlendirecek en önemli kart olduğunu birkez daha hatırlatmak istediklerini belirterek, "Vergi barışı sonundan beklenen kaynağın üç katrilyonu aştığı şu günlerde diyoruz ki; kaynak içimizdedir, içimizdeki moraldedir ve motivasyondadır. Biz üretici ihracatçılar olarak, ihracatın arttırılmasının en temiz kaynak olduğunu, bu nedenle ihracat politikalarımızın milli politikalar olarak kabul edilmesi gerektiğini hep söyledik ve söyleyeceğiz. Tarih bazı sözleri çeşitli dönemlerde daha önemli kılıyor. Bugün ihracat ve üretimin, ekonomimiz güçlendiren bu yolla ulusal onurumuzu ayakta tutacak temel güç olduğu gerçeği daha fazla ortaya çıkıyor" dedi. Ülkelerin hiçbir hesaba katılmayan ve hiçbir rasyonel temeli olmayan tehditlerle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatan Oğuz Satıcı, "Bu durumlarda ya ulus devlet olmanın gereğini onurlu ve akıllıca yerine getirirler ya da yanlış tercihlerinin bedelini yıllarca öderler. Türkiye böyle bir dönemeçten geçiyor. Türkiye bugüne değin kötü yönetilerek borç sarmalına sokulmuş bir ülke olabilir. Türkiye bazı iktisadi politikalarında isabetsiz ve yavaş kararlar verdiği için kaybediyor olabilir. Tüm bunlara iç borcun astronomik faiz yükü eklenebilir. Türkiye'de herkes, olağanüstü bir tarihsel dönemden, yönetilmesi gayet zor iç ve dış gerilimler eşliğinde geçtiğimizi kabul etmelidir" diye konuştu. Türkiye'nin ihtiyacının moral olduğuna dikkat çeken Oğuz Satıcı, "Bizim moralimizi yüksek tutmamız ve motivasyonumuzu arttırmamız şarttır. Gerçekçilik ve akılcılık kimsenin tekelinde değildir. Şablonlarla düşünmek yerine yaratıcı olursak, sorunlarımıza mutlaka bir çözüm buluruz. Biz Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğunu, Türkiye'nin dinamiklerinin Türkiye'nin sorunlarını aşacak güçte olduğunu düşünüyoruz. İhracatımızın artıyor olması bu dinamiklerin en önemlilerinden biridir" ifadelerini kullandı.

Günün Önemli Haberleri