İhmal, 18 ocağı söndürdü
Abone olKütahya’nın Gediz ilçesinde 10 gün önce yaşanan maden faciasının nedeni ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar ve şahitlerin ifadeleri, "İhmalkarlığı" gösterdi.
Kütahya’nın Gediz ilçesinde 10 gün önce meydana gelen grizu
faciasının altında yatan bir dizi ihmali, uzmanların hazırladığı
raporlar ve şahitlerin ifadeleri ortaya koydu.
18 kişinin hayatını kaybettiği patlamadan sonra olay yerine giderek
rapor hazırlayan uzmanlar, gerekli tedbirler alınmadan işçilerin
madene sokulduğu görüşünde. 6 ay boyunca havalandırma bacası
olmadan üretim yapılan madende grizu patlamasına sebep olmayan
dinamit lokumları da kullanılmamış. Her vardiya değişiminde metan
gazını ölçmesi gereken eleman ise haftada bir defa madene girmiş.
Olayla ilgili hazırlanan iki raporda çarpıcı cümleler yer
alıyor.
Altında Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü
İşgüvenliği Şubesi Başmühendisi Mustafa Keskinpala’nın imzasının
bulunduğu raporda; “Ocağa ilk girdiğimizde 18 madencinin
cesetleriyle karşılaştık. Kollarındaki saatlere baktığımızda
11.30’u göstermesi dikkatimizi çekti. Demek ki olay 11.30’da
meydana gelmiş ve ani bir metan şoklamasıyla saatler bile durmuş.
Bizim girdiğimizde içeride 2000 ppm’nin üzerinde karbonmonoksit
gazı vardı ki bu, çok yoğun ve tehlikeli bir oran. Normalde 600
ppm’nin üzeri insanı öldürür.” deniliyor.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) adına Jeoloji
Yüksek Mühendisi Şevki Bayraktaroğlu’nun hazırladığı raporda ise şu
tespitler ortaya konuluyor: “Üretime hazırlanan bir ocakta
yapılması gereken en önemli işlemlerden bir tanesi havalandırmanın
sağlanması olur. Bu ocakta havalandırma bacası yapılmadan üretim
için hazırlıklar bitirilmiş, kömür damarına girilerek üretime
başlanmış ve her vardiyada en az 20 ton olmak üzere üretim
yapılmıştır. Bu durumun altı aydır devam ettiği ifade edilmiştir.
Biz olay yerine vardığımızda havalandırma bacasının olması gereken
yerde hâlâ sondaj çalışması devam etmekteydi.”
Maden ocağında 18 mesai arkadaşını kaybeden Ahmet Aksu da
yaşananları ‘cinayet’ olarak yorumluyor: “Üretim fazla yapılacak
diye madene nefeslik delinmeden işçiyi soktular. Sonunda da bu
patlama oldu. Bu resmen cinayettir. Bunun hesabı sorulmalıdır.”
Grizu patlamasının gerçekleştiği 21 Nisan’dan 4 gün önce
vardiyasını değiştireren Ahmet Aksu, grizu tehlikesi olan bu tür
kömür madenlerinde, grizu emniyetli dinamit lokumu ve kapsül
kullanılması gerektiğini söylüyor. Aksu’nun verdiği bilgilere göre;
Gediz’deki işletmede bu dinamitin kullanılmama sebebi daha fazla
üretim yapmak. Havalandırmanın iyi yapıldığı ve nefeslik diye tabir
edilen bacanın bulunduğu madenlerde grizu emniyetli lokum ve kapsül
kullanılmasına gerek kalmıyor. 18 kişiye mezar olan madende
nefeslik bacasının delinmesine 9 metre kalmış ve vantüp diye
adlandırılan havalandırma sistemi de asıl kömürün çıkarıldığı yere
kadar uzanmıyor.
Uzmanların verdiği bilgiye göre patlamanın gerçekleştiği ocaktaki
gibi yüksek kalitede kömür çıkarılan madenlerde metan gazı
nedeniyle grizu oluşması kaçınılmaz. Oksijenden daha hafif olan bu
gaz belirli bir seviyeye ulaştığında en küçük bir kıvılcım bile
patlamaya yol açabiliyor.
Maden işçisi Ahmet Aksu, “Ben yetkili kişinin içeriye ancak haftada
bir defa girdiğini görüyordum. Diğer günlerde hiç görmedim.” diyor.
Emniyetçi diye tabir edilen görevlinin içeride grizu ölçümü yapması
ve tehlikeli bir durum tespit ettiğinde bunu rapor etmesi
gerektiğine dikkat çeken Aksu, gerekli malzemenin bulunduğunu;
ancak standartlara uygun kullanılmadığını ifade ediyor.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına maden ocağında
inceleme yaparak rapor hazırlayan Jeoloji Yüksek Mühendisi Şevki
Bayraktaroğlu, madenin yeterli güvenlik tedbiri alınmadan
işletildiğini söylüyor. Bayraktaroğlu şu bilgileri yer veriyor:
“Ocaktan çıkarılmış olan kömürler incelendiğinde, kömürün nitelik
itibari ile yüksek kalorili olduğu görülmekte. Bu kalitedeki bir
kömürde jeolojik olarak metan gazının bir sorun olabileceği
bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu gibi ocaklarda metan gazının
devamlı kontrol altında tutulması gerekir. Üretime hazırlanan bir
ocakta yapılması gereken en önemli işlemlerden birisi
havalandırmanın sağlanmamış olmasıdır. Bu ocakta havalandırma
bacası yapılmadan üretime geçilmiş ve her vardiyada en az 20 ton
olmak üzere üretim yapılmıştır. Bu durumun altı aydır devam ettiği
ifade edilmiştir. Biz olay yerine vardığımızda havalandırma
bacasının olması gereken yerde hâlâ sondaj çalışması devam
etmekteydi. (Belediye başkanı ve ocakta çalışan işçilerin
ifadelerine göre bu sondajın henüz kömür damarına girmediği
belirtilmiştir.)”
Saatler 11.30’da durmuş
Bayraktaroğlu, ocak girişinde gördüğü manzarayı ise şu cümlelerle
aktarıyor: “Ocak ağzında 2 adet vantüpün çalıştığını gördük.
Bunlardan biri eskiden beri ocağa hava basıyormuş. Diğeri ise yeni
takılmış ve bezden yapılmış borularla hava basıyordu. Bez boruların
patlamadan sonra gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.”
Kurtarma çalışmaları için Gökler’e giden Türkiye Taşkömürü Kurumu
(TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü İşgüvenliği Şubesi
Başmühendislerinden Mustafa Keskinpala da gördüğü manzarıyı şöyle
özetledi: “Ocağa ilk girdiğimizde 18 şehit madencinin cesetleriyle
karşılaştık. Kollarındaki saatler 11.30’u gösteriyordu. Demek ki
olay 11.30’da meydana gelmiş ve ani bir metan şoklamasıyla saatleri
bile durmuş. Biz girdiğimizde içeride 2000 ppm’nin üzerinde
karbonmonoksit gazı vardı ki bu çok yoğun ve tehlikeli bir oran.
Normalde 600 ppm’nin üzeri insanı öldürür.”
Keskinpala, Maden ve Taşocakları Tüzüğü’ne göre olması gerekenin
ise; gaz oranı 50 ppm’nin üzerine çıktığı anda ocağın kapatılması
olduğunu vurguluyor. Kömür İşletmeleri (KİAŞ) yetkilileri ise 1957
yılından beri işletilen maden ocağında gereken tedbirlerin
alındığını savunuyor: “Özelleşmesi nedeniyle yatırım yapılmaması
diye bir şey yok. Biz oraya trilyonlarca liralık yatırım
yaptık.”
CHP heyeti de maden ocağında incelemelerde bulundu. Ocağın yüzde
30’unun Enerji Bakanlığı’na ait olduğuna dikkat çeken CHP’li Cevdet
Selvi, “Ocak özelleştirme kapsamına alındığı için yıllardır hiçbir
yatırım yapılmamış, en basit güvenlik önlemleri bile alınmamış.
Bakanlık, kömür çıkarma işini bir müteahhide devretmiş, müteahhit
de taşerona. Taşeron, çevredeki kahvehanelerden işçi toplayıp ocağa
sokuyormuş. İçeride ne bir havalandırma sistemi ne de grizu ölçüm
cihazı varmış... Biraz araştırınca dehşetle öğrendik ki, bu ocak
meğerse bölgedeki ocaklar içinde en iyi, en güvenli durumda
olanıymış. Bana göre bu olay iş kazası değil, kesinlikle bir iş
cinayetidir. Ama insanlar o kadar çaresizler ki, cenazeler
kaldırılırken bile yüzlerce kişi burada çalışmak için kuyruğa
girmişti.” Öte yandan madende çalışmak için 100 kişinin sırada
beklediği öğrenildi.
18 işçi için mevlit okundu
Kütahya’nın Gediz ilçesine bağlı Gökler beldesinde, Kömür
İşletmeleri AŞ’ye ait ocaktaki patlama sonucu meydana gelen göçükte
hayatını kaybeden 18 işçi için mevlit okutuldu. Gökler
Belediyesi’nce Gürenli Meydanı’nda organize edilen mevlide, Gediz
Kaymakamı Ali Nazım Balcıoğlu, AK Parti Kütahya milletvekilleri
Soner Aksoy, Abdullah Erdem Cantimur, Hasan Fehmi Kinay ve Aleattin
Güven, KİAŞ İşletmeler Genel Müdürü Turan Kayıkçı, İşletme Müdürü
Tuğyan Ahıska ile madenciler ve ailelerinden oluşan yaklaşık 5 bin
kişi katıldı. Gökler Belediye Başkanı Murat Bardakçı, acılarını
paylaşanlara teşekkür etti. Mevlide katılanlara yemek verildi.
Gediz, aa
HABER: Cemil Türken - Abdullah Karabacak
KAYNAK: www.zaman.com.tr