İHH El Kaide üyesi mi?
Abone olİsrail Gazze'ye yardım götüren İHH'yi El Kaide üyesi olmakla suçladı. İHH yönetiminden cevap geldi.
İsrail tarafından terör örgütü El-Kaide üyesi olduğu
iddia edilen İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç ile gemide
bulunan doktorlar açıklama yaptı.
Oruç, "Bu bir iftira. Gözaltına alınınca orada saatlerce sorgulandık. Madem böyle bir şey biliyorlardı. O sorguda niye bize sormadılar" diye konuştu.
Oruç, "Bugün Mavi Marmara gemisinde olanlarla ilgili buraya geldik. Sivil ve silahsız insan hakları savunucusu ve insani yardım gönüllüsü insanlara karşı yaptığı terör saldırısı yetmezmiş gibi şimdi de bu insanlara iftira yapıyor. Çok ucuz bir karalama kampanyası yağıyor. Yalan ve iftira üzerine kurulu bir karalama kampanyasıdır. İHH vakfı, Türkiye'de hukuka uygun bir şekilde kurulmuştur. Düzenli olarak hem mali yapısı hemde faaliyetleri Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmektedir" diye konuştu.
Oruç, İsraillilerin kendilerini sürekli taciz ettiklerini ifade
ederek, "İsrail hükümeti uluslararası sularda bu sivil,
elinde silah olmayan bu insanlara bir terör saldırısında bulundu.
Bazılarını şehit etti, bazılarını yaraladı. Geri kalanını
tutukladı" şeklinde konuştu. Oruç, "İsrail tarafından
yayımlanan listede 5 isim olduğunu ve bu isimlerin El-Kaide terör
örgütü üyesi olarak nitelendirdiğini belirterek' Bu
isimlerden iki tanesi bu masada. Terörist olarak açıklanan biri
benim diğeri de Hasan Aynacı.Bizim El-Kaide ile ilgimiz
yoktur" dedi.
Gemide bulunan Ercan Kayrak ise amacının bebeklere mama ulaştırmak
olduğunu belirterek, "Sabah namazından sonra selam verdik ve birden
bombalar arasında kaldık. Böyle bir şey hayatımda görmedim.
Bu arada daha birinci dakikada şehitlerimizi vermeye
başladık. Bu arada Mahmut ve Bahadır adlı doktor arkadaşlar
yaralılara müdahale etmek için hamle yaptılar. Maalesef bu
arkadaşlarımızı da vurdular. Ben bizzat kendim ellerinden aldım.
Aşağı götürdüm. Orada tedavisini yaptım. Bu arada iki asker daha
geldi. Onlara da hiçbir şekilde darbe almamaları için gayret ettim.
Tedavilerini gayet iyi şekilde hijyen kuralları içinde yaptım. Ön
güverteden teslim etmek üzere çıkarttım. Ben onları teslim ederken
göğsümden ve kolumdan vurdular. Sendeledim ve Kadir
arkadaşım beni içeri çekti. Çekmeselerdi ben de şehit
olacaktım" diye konuştu.
Anestezi uzmanı olan ve gemide görev alan Mevlüt Yurtsever ise
"İşim insanları hayatta tutmak' dedi. 'Planlı bir katliam
eylemine şahit oldum" diyen Yurtsever, "Yaralılara
müdahale etmeye çalıştım çaresizliği yaşadım. Buradan yola çıkarken
tamamen gönüllüğe dayanan bir sistemle gemiye katılmak istediğimi
söyledim. Sadece yanımızda göz damlaları, göz yaşartıcı
oksijen tüpü ve oksijen başlığımız vardı. Herhangi bir yaralanma
olursa müdahale için 5 tane dikiş seti vardı. Saat 04.00
sıralarında geldiler dendi sesler duyduk ve 1 dakika sonra ilk
yaralı geldi. O arada çaresizliği yaşadık. Faydamız olmayacak
hastaya müdahale etmeyelim dedik. Çünkü 38 insan sizden
bir şey bekliyor. İsrail ordusu bir katiller sürüsüdür. Günde
ortalama 3 insan öldürüyor. Bunlar için özür dilememiştir. İsrail
askerlerinin bugün söyleyeceği her şey dezenformasyondur" dedi.
İsrail'in yayınladığı listede El-Kaide üyesi olarak anılan Hasan
Aynacı ise kendisine atfedilen suçun terör örgütüne fon sağlamak
olduğunu belirtti. Kendisinin bu iddialara gülüp geçtiğini söyleyen
Aynacı, "Beni görevim Ortadoğu'daki sivil toplum
kuruluşları ile bağlantıyı sağlamak. Gemide yayının yapıldığı katta
Arapça konuşan ülkelere çeşitli bilgiler veriyordum.
Sanıyorum İsrail'deki askeri örgütler benim buradaki Arapça
konuşmalarımı görüp bir suç atfetmek istediler" şeklinde
konuştu.