İhbar mektubundaki yalanı açıkladı!
Abone olCHP Lideri Deniz Baykal ihbar mektubundaki o bölümler için 'yalan' dedi. 'Bunu en iyi ben bilirim' diye de ekledi
CHP lideri Deniz Baykal'ın grup toplantısında değindiği üç konu
vardı. Baykal ilk olarak "CHP'ye küfredilen TRT'ye çıkmıyoruz" dedi
ve vatandaşa da bir müjde verdi. "TRT zamlarını Danıştay'a
götürüyoruz"
Daha sonra dağdan inişlere değindi. 'Hükümet Öcalan'la iş tuttu" diye konuştu ve süreci durduranın millet olduğunu söyledi.
Son olarak da Türkiye'nin gündemini değiştiren belgeye getirdi konuyu. 4,5 ay önce de gerçekler ortaya çıksın demiştik diye başladı ve yeni ortaya çıkan ihbar mektubundaki CHP'yi itham eden kısımların yalan olduğunu söyledi. "Diğer kısımlar da CHP'li kısımlar gibiyse samimiyetinden kuşkuluyum" diye konuştu.
Baykal şöyle konuştu.
"TRT iktidarın borazanı haline gelmiştir. AKP partizanlığı geçmişte
hiçbir iktidar döneminde yaşamadığımız ölçüde ileri noktaya
gitmiştir. Tatmin edilmesi gereken, idare edilmesi gereken kim
varsa TRT’nin kaynakları ona akmıştır. Bir avuç insanın çıkar
peşinde koştuğu bir kurum haline dönüşmüştür. Bundan
şikayetçiyiz.
TRT'YE ÇIKMIYORUZ
Biz CHP olarak TRT’ye kesinlikle çıkmıyoruz. Bunu bilerek
yapıyoruz. Başka bir yayın kuruluşu, yasalar çerçevesinde bize
istedikleri eleştiriyi yapabilirler, biz de gideriz.
Sen bu milletin vergileriyle kuruldun. 9 milyonun oy verdiği bir
partiye TRT’den nasıl hakaret ettirirsin? Program yapıyorlar, 'CHP
nasıl muhalefet yapamıyor?' anlatın diyorlar.
Bütün yeminli CHP karşıtlarını çağırmışlar. Böyle milli anayasal
yayıncılık olur mu?
MAHKEMEDEN DÖNDÜRECEĞİZ
Şimdi bu kurum diyor ki vatandaşlara, benim paraya ihtiyacım var.
Vatandaş araba alacak, arabanın fiyatı üzerinden belli bir oran
TRT’ye gidecek. Matrahı değiştiriyor. Ne yasa, ne hukuk! Böyle bir
yetkin var mı? Sana bakanlar kurulu matrahı değiştir dedi mi?
Derhal bunu danıştaya götürüyoruz
Derhal bunu Danıştay’a götürüyoruz. Bunu da mahkemeden
döndüreceğiz.
Uçan kuştan vergi alacaklar, her şeyden, teypten, videodan,
televizyondan, cep telefonundan TRT’yi besleyeceğiz. Yağma yok,
buna karşı CHP olarak gerekli mücadeleyi yapacağız. Vergi
almayacağız, ne yapacaksın zam yapacaksın. Nasıl zam böyle zam.
Adam niye kime verdiğini bilmeyecek. CHP’liler aldıkları arabayla
TRT’yi besleyecekler, sonra CHP’ye küfrettireceksin. TRT'ye
Kanada’dan getireceksin, o ruh hastası insanı, sonra orada
konuşturacaksın.
HÜKÜMET ÖCALAN VE PKK İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
HALAY ÇEKEREK ÖCALAN POSTERLERİYLE GELDİLER
Aylardır Türkiye açılımla yattı, kalktı. Bir baktık ki bütün devlet
Ankara’dan Habur’a taşınmış. O büyük jiplerin içinde insanlar
geldiler ve bir mahkeme kuruldu. Savcılar orada, hakimler orada,
gece yarıları mahkemeler çalıştı. Baktık bir noktada gelenler
ellerini kollarını sallayarak geçtiler, otobüsün üzerine çıktılar,
on binlerce insanlar onları orada bekliyor. Otobüsün üzerinde PKK
bayrakları, Öcalan posterleri, gelen PKK’lılar ve tepenin bütün
yönetim kadrosu hep beraber halaylar çekiyor.
İKİ GÜNDE ÇARK ETTİLER
Bu ortaya çıktığı zaman Başbakan dedi ki “Bu bir sevinç tablosudur”
ve bu tablodan duyduğu mutluluğu anlattı. Ama bundan bir iki gün
sonra, birdenbire Türkiye, tablo karşısında bilinen tepkisini
ortaya koydu. Bütün millet, herkes bu tabloya karşı gereken
duyarlılığı tepkiyi anında ortaya koydu.
Ağrı’ya gitti açılımı methetti, Erzurum’a gitti 'sil baştan
yaparız' dedi. Bir gün içinde. Pakistan’a giderken ise “Bu işe ara
verdik” dedi. Ne oldu ne yaşanmıştır da, yüksek bir bekleyişle,
kararlılıkla iddiayla ortaya konulmuştur, sonra iki gün içinde bu
politikadan çark edilmiştir.
SÜRECİ MİLLET DURDURDU
Ne
oldu da "anaların gözyaşlarını dindireceği" söylenen politikadan
iki günde çekilmiştir. Başbakan 'şov yaptılar' diyor. Şov
yapmayacaklar diye sana taahhütte mi bulundular? Bu süreç niye
tıkandı?
İlk akla gelen taraflar anlaşamamıştır, pazarlık paylaşılamamıştır,
istenilenler artırılmıştır. Pazarlıkta uyuşmazlık var mı?
Pazarlıkta anlaştılar. Aralarında bir anlaşmazlık mı var? Allah
muhabbetlerini artırsın, o da yok! Ne oldu, şov yapma bitirmek için
yeterli mi?
Üzerinde anlaşma sağladığınız bir planı ortaya koydunuz, daha ilk
adım atıldığında millet tepkisini koydu. Bu işi engelleyen ne
başbakandır, ne başka biridir. Bu işi engelleyen doğrudan doğruya
milletin kendisidir.
İKTİDAR, PKK, ÖCALAN VE DTP İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Terörle aynı anda hem mücadele, hem müzakere
yapılamaz. İkisi aynı anda olmaz. İngiltere İRA ile sonuna kadar
silahı bırakacaksın diye diretti. Sonunda silahlar bırakılınca
oturup anlaşıldı. Mücadele ile müzakere aynı anda olmaz.
PKK, Öcalan ve DTP arasında siyasal bir ayrım yapmanın gerekli
olmadığı ortaya çıktı. Ama aynılar. Hepsi birbirinden güç alıyor,
hepsi birbiri için çalışıyor. Bu üçlü ile iktidar işbirliği yaptı.
Müzakere yapıldı, birlikte bir plan hazırlandı.
Devletin müsteşarı Habur'a o gün niye gitti? Hadi diyelim müsteşarı
biz gönderdik, PKK'lıları kim gönderdi? Onlar diyor ki bizi APO
gönderdi? Peki nasıl oluyor, hükümetin isteğiyle, APO'nun isteği
orada buluşuyor? AKP Öcalan'la, PKK'yla birlikte iş tutmuştur.
PİŞMAN DEĞİLİZ DEDİLER, ÖYLE DEMEYİN DEDİNİZ
Nasıl geldiler? Teslim olmak için gelmeyiz, barış
elçisi olmak için geliriz, Öcalan'ın talimatıyla geliriz, geliriz
ama bizi tutuklayamayacaksınız diyorlar. Onlara 'mahkeme gerekeni
yapar, sen riskini al gel' mi deniyor? Tabii ki 'sen gel, biz
gerekeni yaparız' diyorlar. Orada kuralan mahkemeye 'pişman
değiliz, biz APO'nun talimatıyla geldik' diyorlar. APO'nun
talimatıyla geldik demek, örgüt üyesiyim demek. 221 örgüt üyelerine
uygulanıyor mu? Biz pişman değiliz deyince 'öyle demeyin' dediğiniz
gazetelerde yazıyor. Bu hukukun katledilmesidir. Ne şovu, ne şark
kurnazlığı! Olay sizin anlaştığınız çerçevede gidiyor.
TANIDIK HAKİM VE SAVCILARLA BU İŞ GİDER Mİ?
Türkiye'de seyyar mahkeme uygulaması var mı? Hadi
savcıyı taşıdık oraya başsavcı talimat verdi. Hakimi nasıl
gönderdiniz? Sürece çok destek veren bir gazeteci 'AKP'nin derhal
kanun çıkarması gerek. Tanıdık hakim ve savcılarla bunu bir kez
yaparsın. Onlar pişman değiliz diyecekler, yasanı ona göre tanzim
et" diyor.
ARA MI VERDİN, HAZMETTİRMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUN?
Ara mı verdin? Hazmettirmeye mi çalışıyorsun? Bunları önümüzdeki
günlerde göreceğiz. Bu kavganın özü ne? Bu kavganın özü Türkiye
Cumhuriyetini etnik temelde ayrıştırmak... Bu kavga bildiğimiz
kavga... Vatanımızı bölmek isdedikleri için, bizi birbirimize
düşündükleri için karşı çıkıyoruz. Yapılmak istenen ne? Sen
Kürtsün, kendini Türikye'den görme dedirtmeye çalışıyorlar.
Önlenmesi gereken budur. Biz beraber yaşayoruz. bu memleket
hepimizin. Kimsenin kimseyi etnik kimliğinden dolayı, mezhebinden
dolayı dudak bükmesi mümkün değil. Bizim buna göz yummamız mümkün
değil... Milleti de bölelim, devleti de bölelim! Orada dur, bu
yanlış, senin için de yanlış, herkes için yanlış!
İHBAR MEKTUBUNDAKİ YALANI AÇIKLADI
[PAGE]
İRTİCA İLE EYLEM PLANI
Yaz başında bu belge tartışması gündeme geldiği zaman biz
anlayışımızı ortaya koymuştuk. Bu konunun iç yüzünün hukukla
açıklığa kavuşturulmasının büyük bir önem taşıdığını ortaya
koymuştuk.
Şimdi yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Türkiye'de temel
kurumlar arasında çok ciddi güven kaybını oluşturan bir büyük iç
çatışmanın sahnelenmesi olayıyla karşı karşıyayız.
Yaz başında bu bir albay problemi olarak çıkmıştı, şimdi
genelkurmay problemi olarak çıktı. Aradan 4,5 ay geçti, silahlı
kuvvetlerin komuta kademesini doğrudan hedef alan bir tablo
oldu.
Bu bir Albay problemi olarak çıkmıştı. 4.5 ay sonra şimdi silahlı
kuvvetlerin, kurumsal kimliğini, komuta kademesini doğrudan hedef
alan bir tablo ortaya çıkmaya başlamıştır.
ALBAY PROBLEMİ, GENELKURMAY PROBLEMİ OLDU
Bu belge 4,5 ay önce de şimdi ortaya çıkaran kişinin elindeymiş.
Bunca zamandır ne bekleniyordu? Albay problemi genelkurmay problemi
olması tesadüfen mi oldu?
Kim yaptı böyle bir şeyi? İhbar mektubunda siyasi partilere yönelik
ithamlar o mektupta yer almış. Bu konuda büyük bir tartışmayı açma
kararı alındıysa bu tartışmaya gireriz.
CHP silahlı kuvvetlerle ilişkisini büyük bir sorumluluk doğrultusu
içinde, Türkiye'nin kurumlarına gereken saygıyı göstererek
sürdürmüştür. Gün olmuştur, TSK'nın yanlışlarını da ortaya
koymuştur. 1 Mart tezkeresinde tezkereyi genelkurmay destekliyor
dediklerinde herkes kendi işini yapsın demiştik.
İHBAR MEKTUBUNDA CHP'Lİ KISIMLAR YALAN
Yine CHP Dolmabahçe buluşmasının gizli kalmasının yanlış olduğunu
biz söylemişiz. Bizim demokrasi konusundaki inancımızı kimseye
ispat etmek zorunluluğumuz yoktur. Şimdi içinde bulunduğumuz
tabloda TSK'Ya karşı, bu arada CHP'ye karşı bir itham
mektubu...
Diğer yanını bilmiyorum ama CHP'yi itham eden bir ihbar mektubunun
samimiyetini kuşkulu buluyorum. Diğer ithamları da bizimki
gibiyse...
Biz böyle ithamlara alıştık. Danıştay cinayetini de Başbakan CHP'ye
ve bana bağlıyordu, ama bunun ne kadar saçma bir itham olduğu
ortaya çıktı. Bu ihbar mektubunu zaafa uğratan en temel unsur
CHP'yle ilgili kısımlarıdır. Çünkü bu ithamların doğru olup
olmaacaığını bilebielcek en iyi konumdayım.