İğne deliğiyle 60 hastalığa tedavi
Abone olBıçağa yatmana gerek yok. Onlarca hastalık vücutta iğne deliği açılarak tedavi edilebiliyor. Nasıl mı?
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve
Uygulama Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Mert Köroğlu, Girişimsel Radyoloji Ünitesinde, cerrahi müdahaleye
gerek duyulmadan 60'a yakın hastalığın tedavi edilebildiğini
bildirdi.
Doç. Dr. Köroğlu, daha önce ameliyat ile gerçekleştirilen tedavi ve
tanıların büyük bölümünün, bugün iğne deliği kadar küçük bir
delikten girilerek yapılabildiğini söyledi.
Girişimsel Radyolojide birçok organdan biyopsiler alınabildiğini,
kistler ve apselerin tedavi edilebildiğini, tıkanmış safra ve idrar
yollarının açılabildiğini ağrısız diyaliz kateterleri
takılabildiğini, karaciğer tümörlerinin özel iğne ve ilaçlarla
yakılabildiğini belirten Doç. Dr. Köroğlu, şöyle konuştu:
''Girişimsel Radyolojide, ameliyatlardan farklı olarak büyük
kesikler yerine iğne deliği küçüklüğündeki yollarla vücuda
girilerek tanı ve tedavi işlemleri yapılıyor. Vücuda girilirken,
anjiyografi, bilgisayarlı tomografi ve ultrasonografi gibi
görüntüleme yöntemlerinin kullanılması bir çok sorunu da ortadan
kaldırıyor. Zira bu yöntemle körlemesine girimlerin yol açabileceği
sorunlar ortadan kaldırılıyor.''
Ağrısız ve riskleri oldukça az olan bu yöntemle hastaların yaşam
kalitesinin arttığını ifade eden Doç. Dr. Köroğlu, hastanın
hastanede kalış süresinin de kısaldığını söyledi. Doç. Dr. Köroğlu,
tedavi edici işlemlerde çoğunlukla yüksek teknolojili cihazlar
kullanıldığını, malzemelerin her işlem ve amaç için özel olarak
tasarlanıp üretildiğini kaydetti.
Doç. Dr. Mert Köroğlu, girişimsel radyolojik tedavi teknolojisine
Türkiye'de en fazla 5 büyük üniversitenin sahip olduğunu
bildirerek, ''Birçok kentte uygulanmayan bu teknolojiye, Isparta
sahip. Girişimsel radyolojik teknikler sayesinde başarılı sonuçlar
elde ediyoruz'' dedi.
VARİS TEDAVİSİ
Kronik venöz yetmezliği ve bunun sonucu oluşan varislerin
tedavisinde dünyada son 3-4 yıldır lazerle endovenöz ablasyonu
tedavisinin kullanımının yaygınlaştığını ve klasik cerrahi
tedavinin yerini aldığını ifade eden Doç. Dr. Köroğlu, açıklamasını
şöyle sürdürdü:
''Klasik cerrahi tedaviye göre birçok yönden üstünlüğü bulunan
lazer ile varis tedavisinde büyük oranda başarılı sonuçlar
alınmaktadır. Varise neden olan hastalıklı damar içerisine uygun
iğne ve kılavuz teller yardımıyla lazer enerjisini damar duvarına
verecek olan fiber gönderilir, daha sonra lazer enerjisi damar
duvarına uygulanır. Hiçbir cerrahi müdahaleyi gerektirmeden, ince
birkaç iğne girişi ile ağrı ve acı duyulmadan uygulanan bu yöntem
45-50 dakika sürmekte ve hasta tedaviden sonra normal yaşantısına
kısıtlama olmadan geri dönmektedir.''
Ayrıca bu yöntemle estetik açıdan da müdahale yapılabildiğini
bildiren Doç. Dr. Köroğlu, yüzeysel kırmızı ve mavi renkte
görünebilen ince damarlar için, damar üzerine lazer ışığını
odaklayarak hoş olmayan görüntünün yok edilebildiğini söyledi.