İftarda Gülen'in ses kaydı dinletildi
Abone olGazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın her yıl geleneksel olarak düzenlediği iftar programı, Four Seans Otel’de gerçekleşti.
İftar programında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal
Başkanı Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 1996 yılında Lütfi Kırdar
Kongre Salonu’nda yaptığı konuşmanın ses kaydı
yayınlandı.
İftara siyaset, sanat, spor, iş ve medya dünyasından tanınmış
bir çok isim katıldı. Program öncesi katılımcılara daha önceden
çekilmiş çeşitli röportajlar izletildi. Ezan okunmasıyla birlikte
oruçlar açıldı. Farklı renkleri buluşturan iftar sofrasında
davetliler birbirleri ile uzun süre sohbet etti.
'VAKIF BIKMADAN USANMADAN BİRLİKTE YAŞAMA ÇAĞRISI
YAPTI'
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil programda
yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Vakıf, kurulduğu günden bugüne
bu sofralarda bıkmadan usanmadan birlikte yaşama çağrısı yapmış,
yaşatmak için yaşama vurgusu yapmış ve yapmaya da devam etmektedir.
İhtiyacımız olan şey, detayların kavgası değil, temel insan hak ve
özgürlüklerinde buluşmaktır. Katılımcı demokrasidir. Hukukun
üstünlüğüdür. Çoğunluğun iktidarı olsa da azınlığın mağdur olmaması
ve kucaklanmasıdır. Yıllardır bütün olumsuzluklara rağmen hem
anlamaya hem anlatmaya gayret ettik. İnsanlarla bir fikir
sofrasında, bazen seyahat atmosferinde düşüncelerimizi paylaştık.
Milletimiz adına yapılanları gezdik gördük, ancak derinlemesine
anlamanın ve idrakin; birlikte projeler yapmada, başarıyı, sevgiyi
ve imkânı paylaşmada olduğunu da defalarca gördük. Sofrayı, sefayı
paylaşma, derdi dermanı paylaşma, endişeyi ümidi paylaşma ve daha
nice paylaşabileceğimiz şeyleri görme ve inanmaya muvaffak
olduğumuz sürece parçalanma korkusunun yerini bütünleşme ve
birlikte yaşama ümidi ve iradesi alacaktır. Alevisi, Sünnisi ile,
laiki ve dindarı ile, Kürdü ve Türküyle, Müslüman’ı,
gayrimüslimiyle, birbirimizden beslenecek, birbirimizi büyütürken
bütün bir ülkenin büyüdüğünü göreceğiz. Başkalarının oyuncağı
olmayacak, istediklerinde karışıklık ve kargaşa çıkaramadıkları
sarsılmayan ve sağlam bir toplumsal yapıya sahip olacağız. İftar
sofraları bu topraklarda asırlardır kurula gelmiş ve kendi
geleneğini oluşturmuştur.”
Konuşmaların ardından davetlilere çeşitli hediyeler verildi.
İFTARDA FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİ'NİN SES KAYDI
YAYINLANDI
İftar programında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 1996 yılında Lütfi Kırdar Kongre
Salonu’nda yaptığı bir konuşmanın ses kaydı da yayınlandı.
Hocaefendi o gün yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanıyor:
“Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kuruluşuna esas teşkil eden
pek çok şey olmasına rağmen o kurulduğu andan bu yana temsil eden
arkadaşlarıma teşekkürlerimi arz ederim. Beni içlerine kabul
ediyorlar ve bütün alakam ondan ibaret. Bir kabulden ibaret.
Genelde kuruluşu esas teşkil eden şeylerden daha çok hoşgörüye
yöneldiler. Buna ihtiyaç da vardı. Buna Türkiye’nin ihtiyacı vardı.
Dünyanın ihtiyacı vardı. Zira bir iki asır var ki belki daha eskiye
gidilebilir, insanımız farklı düşünceleri, farklı kulvarlarda adeta
farklı başkalaşmalara çekti. Başkalaşmalar sürecine çekti. Ve bugün
başkalaşmalar süreci yaşanıyor. Başkalaşırken neyi elde edecektik?
Elde ettik mi? Çok rahatlıkla ifade edeyim ki; hayır. Merkez
hareketlerde fiziğin kanunlarında da çok defa görüldüğü gibi
birbirimizle sürtüştük, vuruştuk, kakıştık. Ayrılmanın
parçalaşmanın çözüşmenin gereği olarak bunları yaptık ama
beklediğimiz şeye de ulaşamadık. Birbirimize katlanamadık.
Birbirimize hazmedemedik. Birbirimizi kendi konumu içinde
kabullenemedik. Dolayısıyla vifakımızı ittifakımızı belki daha
doğrusu kendi cennetimizi kaybettik. Katlanmamız gerekli olan
şeylere katlanamadığımızdan dolayı biraz kabaca yaklaşma gibi bir
şey oldu.
'KAYBETTİĞİMİZ ŞEYLERE ULAŞMANIN YOLU BİRBİRİMİZE KATLANMA
KENDİ KONUMUNDA KABUL ETMEDİR'
Bugüne kadar kaybettiğimiz şeylere ulaşmanın onları yeniden elde
etmenin yolu da kanaati acizanemce birbirimize katlanma birbirimizi
kendi konumunda kabul etmektir. İnsanımızın en çok ihtiyaç duyduğu
şey budur. Ben diliyorum; Türkiye bir dönemde bulunduğu coğrafyada
devletler muvazenesinde bu önemli misyonu eda ettiği gibi geleceğin
dünyasında gelişen şekillenen dünyasında yine katkısı olacak ve
büyük tesiri olacaktır. Şimdi biz hepimiz sadece Gazeteciler ve
Yazarlar Vakfı değil, o toplumumuzun ruhunda olan bir hakikati
eskilerin ifadesiyle vakti merhumu geldi mülahazasıyla zamanı ise
tutacak mülahazasıyla ortaya attı. Aslında üç seneden beri biz şunu
gördük ki, toplumun gerçekten hoşgörüye, diyaloga, müsamahaya
açıkmış ve sineleri onunla doluymuş.
'HİÇBİR ADIM MUKABELESİZ KALMADI'
Hoşgörü adına atılan adımlarda ilahi ahlakla karşı karşıya kaldık.
Ne demek ilahi ahlak? Allah ilahi ahlakı bizlere anlatırken, ‘Kulum
bana bir adım gelirse, ben ona yürüyerek gelirim, kulum bana
yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim. Kulum bana koşarak
gelirse, ben onun gören gözü, işiten kulağı, konuşan ağzı, tutan
eli ve yürüyen eli olurum’ diyor. Bu ilahi ahlaktır. Bu diyalog
süreci içinde gördüm ki, kime yarım attıksa o bize doğru koşa koşa
geliyor. Hiçbir adım mukabelesiz kalmadı. Hiçbir sine kendisine
açılan sinelere karşı lakayt kalmadı. Şimdi hoşgörüyü seven,
hoşgörüyü arzulayan, sineleri hoşgörü ile atan, topyekün hoşgörülü
insanlar olarak,gözlerimizi yummuş toplumun değişik kesimlerini
sımcıcak, birbirini kucaklayacağı günleri, medya ve aydınımımızın
toplumun değişik kesimlerinin birbirini kucaklaması mevzuunda
rehberlik yapacağı günleri bizi idare edenlerin idare etmeye talip
olanların üsluplarını bir kez daha gözden geçirerek,sevgi ve
hoşgörü ile de bazı şeylerin olabileceğini düşüneceklerini
düşlüyor, bekliyor ve gelecek adına bütün hoşgörülüler ile beraber
el ele diyorum. Gerekirse bu mevzuda her köşe başında bir hoşgörü
derneği kurulmalı, bir hoşgörü vakfı kurulmalı, herkes hoşgörü
soluklamalı, böylece gelecek adına muhtemel eğer Türkiye’de
muhtemel kanlı düşünceler, kanlı görüşler, Türkiye’yi kanlı arena
haline getirmeyi düşünüyorlarsa, bunu daha muhtemeller
planındayken, engelleme, önleme ve buna meydan vermeme, mülahazası
düşüncesi gerçekleştirilmelidir. Buna açık olduğunuzu görüyor ve
buna inanıyorum.”
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği geleneksel iftar programı farklı kesimleri bir araya getirdi. Programa katılan iş, siyaset ve sanat dünyasının tanınmış isimleri birlik ve beraberlik mesajları verdi.
MESAJLAR
İftar programına katılan tanınmış isimlerin mesajları şöyle:
İşadamı Ali Ağaoğlu: Farklı kesimden insanlar bir
araya gelerek burada tanışmalarına imkan sağlanıyor. Vakıf son
derece başarılı bir sivil toplum kuruluşu. Bu hoşgörünün en güzel
örneklerinden bir tanesi. Farklı kesimden bir çok insan buraya
geliyor ve birbiri ile tanışıyor. Fikir alışverişi yapabiliyor.
Ülkemizin en fazla ihtiyacı olan birlik ve beraberliğe katkı
sağlıyor.
Gazeteci Mete Çubukçu: Umarım ki Türkiye’nin
içinden geçtiği zor dönemde, bütün her yerde yerine getirilen
iftar, Ramazan boyuncu bütün ülkeye hayırlı gelir. Umarım biraz
daha aklı selime çağırır diye düşünüyorum. Sokakta yapılan
iftardan, otelde yapılan iftara kadar. Ramazan’a uygun herkes bir
kez daha düşünsün, memleket için hangisi daha iyi olacak diye.
Benim dileğim budur.
Rize eski milletvekili Şevki Yılmaz: Hepimiz
Allah’ın kullarıyız. Son din olan İslam dininin evrensel mesajını
insanlara sunmak durumundayız. Kimsenin o ışığa engel olmaya hakkı
yok.
Süryani Ortodoks Kilisesi, İstanbul Metropoliti Yusuf
Çetin: Türkiye inançları ile zengin bir ülke. Değişik
mozaikleri var. Birlik ve beraberlik bu kutsal ayda Müslüman
kardeşlerimiz bizi davet ediyorlar. Biz de mümkün derecede
katılmaya çalışıyoruz. Bu sevgi sofrasının dışında kalmak
istemiyoruz. Bu sene de aynı şekilde geldik. Ülkemizin dünyamızın
birlik ve beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacı var. Dua ve temennimiz
Ramazan ayının huzura, barışa, kardeşliğe, insanların birbirine
yakınlaşmasına, savaşların ve kanın durmasına vesile olmasını
temenni ediyoruz.
Yönetmen Hamdi Alkan: İnsanları bir araya getiren
büyük bir havuz gibi düşünün. Bu havuz; huzurun, inancın,
mutluluğun, saygının, sevginin kaynaştığı bir havuz, benim için
öyle, burası da öyle.