İftar çadırı iddianamede
Abone ol162 sayfalık iddianamede ilginç gerekçeler var. İşte Yalçınkaya'nın sunduğu örneklerden bazıları..
BAYRAMLAŞTILAR
AK Parti'ye yönelik iddianamenin 'c' bölümünde "Siyasi partiler, herhangi bir şekilde dinî tören ve ayin tertipleyemez veya parti sıfatıyla bu gibi tören ve ayinlere katılamazlar. Dinî bayramlar, ayinleri ve cenaze törenlerini parti gösterilerine ve propagandalarına vesile yapamazlar." ifadesi yer alıyor.
Ayrıca, 'Dinî bayram ve günlerin ulusal bayramları gölgeleyecek bir tanıtım ve gösteriş içinde kutlanması' suçunun parti kapatmayı gerektirdiği ileri sürülüyor.
İFTAR ÇADIRLARI
AK Parti Ankara Gençlik Kolları'nın Kurtuluş'ta öğrencilere açtığı iftar çadırı da laikliğe aykırı görüldü. İftar çadırları, Türkiye'nin her yerinde yıllardır fakir vatandaşlar için her partiden belediye tarafından kuruluyor.
CAMİDE NAMAZ KILDIRDI
Dinar Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı'nın 'camide namaz kıldırdığı' iddiası. Başsavcı, Tarlacı'nın, 2005 yılı Ramazan ayında 8 camide teravih namazı kıldırdığı ve valiliğin, buna izin veren 8 cami imamı hakkında soruşturma açtırdığı iddiasını kapatma gerekçesi olarak sundu.
DANIŞTAY SALDIRISINDAN HÜKÜMETİ SORUMLU TUTTU
Başsavcı, Başbakan Erdoğan'ın AK Partililere yaptığı 'Mütevazı olun, ölümün ne zaman geleceği belli mi?' şeklindeki uyarısının Danıştay saldırganını azmettirdiğini iddia etti. Erdoğan, 2006'nın Şubat ayında Danıştay 2. Dairesi'nin, okul yolunda başörtüsünü yasaklayan kararını eleştiren bir konuşma yaptı. Bu konuşma, iddianamede kapatma davasının 42. delili olarak yer aldı.
ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNE 367'Yİ HATIRLATTI
Davayla alakası olmadığı halde Anayasa Mahkemesi üyelerini etkilemek için 367 şartıyla ilgili tartışmaları hatırlattı. Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin başvurusu yönünde karar veren mahkemeye yönelik eleştirilerini 'Sizin hakkınızda bunları söyledi' diye sundu. Yalçınkaya, "Partililerin laiklik ilkesini savunanlara ve yargının laiklik ilkesini koruyan kararlarına karşı takındıkları bu sert üslup yeni değildir. Erdoğan, bu sözleriyle çoğulcu demokrasinin güçler ayrılığı ilkesine dayandığı gerçeğini adeta reddederek totaliter bir anlayışın savunuculuğunu yapmıştır." görüşlerini savundu.
DOĞAN MEDYASINA ELEŞTİRİ SUÇ
Doğan Medya Grubu'nu eleştirirken, "Bunların derdi laiklik değil, menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen" demesi
BEYAZ ÇARŞAF GEREKÇELER ARASINDA
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın darbe iması üzerine "İdam sehpasının yolunu gösteriyor. Biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık. Biz bu konuda bedel ödemeye hazırız. Bu konuda rahatız." cevabını vermesi.
İŞKENCEYLE MÜCADELE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü Dışişleri Bakanlığı dönemindeki sözleri nedeniyle dava konusu eden Yalçınkaya akıllara durgunluk verecek biçimde Gül'ün ifade ve inanç özgürlüğünü sağlamada, işkenceyle mücadele kararlı olduklarını anlatan sözlerini AK Parti'nin kapatılması için delil saymış.
AK Parti'ye yönelik iddianamenin 'c' bölümünde "Siyasi partiler, herhangi bir şekilde dinî tören ve ayin tertipleyemez veya parti sıfatıyla bu gibi tören ve ayinlere katılamazlar. Dinî bayramlar, ayinleri ve cenaze törenlerini parti gösterilerine ve propagandalarına vesile yapamazlar." ifadesi yer alıyor.
Ayrıca, 'Dinî bayram ve günlerin ulusal bayramları gölgeleyecek bir tanıtım ve gösteriş içinde kutlanması' suçunun parti kapatmayı gerektirdiği ileri sürülüyor.
İFTAR ÇADIRLARI
AK Parti Ankara Gençlik Kolları'nın Kurtuluş'ta öğrencilere açtığı iftar çadırı da laikliğe aykırı görüldü. İftar çadırları, Türkiye'nin her yerinde yıllardır fakir vatandaşlar için her partiden belediye tarafından kuruluyor.
CAMİDE NAMAZ KILDIRDI
Dinar Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı'nın 'camide namaz kıldırdığı' iddiası. Başsavcı, Tarlacı'nın, 2005 yılı Ramazan ayında 8 camide teravih namazı kıldırdığı ve valiliğin, buna izin veren 8 cami imamı hakkında soruşturma açtırdığı iddiasını kapatma gerekçesi olarak sundu.
DANIŞTAY SALDIRISINDAN HÜKÜMETİ SORUMLU TUTTU
Başsavcı, Başbakan Erdoğan'ın AK Partililere yaptığı 'Mütevazı olun, ölümün ne zaman geleceği belli mi?' şeklindeki uyarısının Danıştay saldırganını azmettirdiğini iddia etti. Erdoğan, 2006'nın Şubat ayında Danıştay 2. Dairesi'nin, okul yolunda başörtüsünü yasaklayan kararını eleştiren bir konuşma yaptı. Bu konuşma, iddianamede kapatma davasının 42. delili olarak yer aldı.
ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNE 367'Yİ HATIRLATTI
Davayla alakası olmadığı halde Anayasa Mahkemesi üyelerini etkilemek için 367 şartıyla ilgili tartışmaları hatırlattı. Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin başvurusu yönünde karar veren mahkemeye yönelik eleştirilerini 'Sizin hakkınızda bunları söyledi' diye sundu. Yalçınkaya, "Partililerin laiklik ilkesini savunanlara ve yargının laiklik ilkesini koruyan kararlarına karşı takındıkları bu sert üslup yeni değildir. Erdoğan, bu sözleriyle çoğulcu demokrasinin güçler ayrılığı ilkesine dayandığı gerçeğini adeta reddederek totaliter bir anlayışın savunuculuğunu yapmıştır." görüşlerini savundu.
DOĞAN MEDYASINA ELEŞTİRİ SUÇ
Doğan Medya Grubu'nu eleştirirken, "Bunların derdi laiklik değil, menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen" demesi
BEYAZ ÇARŞAF GEREKÇELER ARASINDA
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın darbe iması üzerine "İdam sehpasının yolunu gösteriyor. Biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık. Biz bu konuda bedel ödemeye hazırız. Bu konuda rahatız." cevabını vermesi.
İŞKENCEYLE MÜCADELE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü Dışişleri Bakanlığı dönemindeki sözleri nedeniyle dava konusu eden Yalçınkaya akıllara durgunluk verecek biçimde Gül'ün ifade ve inanç özgürlüğünü sağlamada, işkenceyle mücadele kararlı olduklarını anlatan sözlerini AK Parti'nin kapatılması için delil saymış.