Otelciliğin kanayan yarasıdır, büyük hayaller ve iddialı
vaatlerle açılıp hüsranlarla kapanan otel yatırımları. Sonuç
itibari ile son durumlarında ya ipoteği olan bankalara geçer ya da
çürümeye yüz tutar bu otel yatırımları. Atıl, boş ve günden güne
anlamsızlaşan kapısına kilit vurulmuş bir şekilde yeni süreçlerini
beklerler.
Kulislerde en çok konuşulan, merak edilenlerdendir dedikoduları
hiç bitmez. Halbuki açılışlarından ne ünlüler gelip geçer. En çok
okunan, paylaşılan haberlerin konu başlıkları olurlar. Sonrasında
bu şaşalı günler biter suskunluklar, iflas haberleri başlar. Boş
otel odalarını ise sessizlik kaplar. İşte tam bu noktada
özellikle ülkemizin Ege-Akdeniz sahillerinde konumlanmış ünlü
resort otellerinin merak edilen son durumlarını sizlerle paylaşmak
istedim.
Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için öncelikle şunu ifade
etmeliyim ki bu otel yatırımlarının, işletme anlayışlarının otel
yönetim şekillerinin doğru yapılamadığı yanlış hesaplardan ve
kurgulardan kaynaklı işletim sistemlerinden dolayı bu çöküşleri ve
hazin sonları yaşadıklarını gözlemlemekteyim. 2018 turizm sezonuna
baktığımızda Türkiye’nin turizmde en parlak dönemini yaşadığı, otel
doluluklarının yüzde yüzlerde geçtiği bir sezon finalindeyiz. Ancak
işletilemeyen bu yatırımlar da turizm çalışanlarına ve sektöre
zararlar vermektedir. Bu olumsuz örnekleri gelecekte hatalardan
ders çıkararak Türk turizmi adına artıya çevirmek ve bu yaşanmış
tecrübelerden ders çıkarmak hem ülkemiz ekonomisi için hem de
turizm sektörü için önem arz etmektedir.
Bankalara geçen işte o oteller
Mardan Palace - Halkbankası
Vera Mare - Fibabank
Club Phaselis - İşbankası
Dionysos Hotel - Şekerbank
Vera Stone - ingbank
Blue Dreams - Denizbank
Bunlardan bazıları ve bunlara kısa sürede eklenecek hukuki
işlemleri süren oteller var. Aynı zamanda Ankara ve İstanbul’da da
bir çok şehir otelli de maalesef bu durumda. Bu
otellerden bazıları bakımsız, kapalı ve talan edilmiş durumda.
Bu otellerin ortalama çalışan sayısı 1800 ve rakamsal olarak
da 500 milyon dolar değerinde. Yılda ortalama 60 milyon dolar ciro
yapabilecek olan bu otel yatırımları turizm çalışanlarına
aileleriyle birlikte 6 bin 300 kişiye ekmek, tedarikçi firmalara
ise 50 milyon dolar gelir kazandıracak bir ekonomiyi sağlıyor.
Üstlerinde ki karabulutları dertleri bitmeyen bu ünlü oteller
iflaslar, ceza davalarıyla dikkatleri çekiyor. Bir de halen kamuya
ait olan Manavgat’ta ki tesis işletilmeye devam ediyor ama 120
milyon Euro borcu batık, iflas erteleme sürecinde davası devam eden
20 milyon Euro’a yakın devlet kurumlarına borcu olan, geçmiş
personel alacakları sebebiyle yüzlerce otel personelini mağdur
eden, tahsis belgesi iptali davası olan, Maliye Bakanlığı
tarafından hasılat payı, yatak katkı ve benzeri gibi resmi
borçlarını ödemeyen ve iki hissedarının mahkemelerin aldığı kararla
iki ayrı davadan hapis ve para cezası alan bu otel ve diğerleri
bankalara olan ipoteklerine karşılık icradan alınıp kime ve kimlere
satılacak merak konusu. Ama burada önemli olan bu turizm
yatırımlarının yeni süreçlerinde hak ettikleri, layık oldukları
değerleriyle işletilerek turizm sektörüne ve ülkemiz ekonomisine en
doğru şekilde kazandırılması olacaktır.
Tatil tadında kalın…