İfade eksikliği şiddet nedeni
Abone olTürk insanının, sorunlar karşısında tepkisini, aktaramadığı için şiddete başvurduğu bildirildi.
Ankara Üniversitesi TÖMER Türkçe ve Yabancı Dil Araştırma ve
Uygulama Merkezi Kayseri ube Müdürü Oktay Durukan, yaptığı
açıklamada, ana dilinin, bir milletin can damarı olduğunu, ancak
Türkiye'de istenen seviyede bir ana dili eğitiminin verilemediğini
önesürdü. Türkçede yaklaşık 90 bin sözcük bulunduğunu ve günlük
hayatta kullanılan sözcük sayısının da 400-500'ü geçmediğini ifade
eden Durukan, ''Üniversite sıralarına gelmiş bir öğrenci, ana dil
eğitimi yetersizliğinden dolayı kendini yeterince ifade
edememektedir. Avrupa ülkelerinde bir öğrenci haftada bir ve yılda
en az 50 kitap okurken, bizde böyle bir sayı tespit etmek
olanaksız'' dedi. "DAVRANIŞLARI, TAMAMEN İÇGÜDÜLER YÖNETİYOR" Dil
yetersizliğinden dolayı kendini ifade edememenin, insanları şiddet
kullanmaya ittiğini öne süren Oktay Durukan, şunları söyledi:
''Halkımız ekonomik, sosyal, politik ve kültürel sorunlar
karşısında genellikle sessiz kalıyor. Halkımızın bu tepkisizliği,
çoğunlukla dilsizliğinden kaynaklanıyor. İnsanlarımız, bu sorunlar
karşısında tepkisini, duygu ve düşüncelerini karşısındakine tam
olarakaktarabilecek sözcük dağarcığına sahip olmadığı ve Türkçeye
hakimiyetide yetersiz olduğundan, köşeye sıkışınca şiddete
başvuruyor. Böyle durumlarda davranışları tamamen içgüdüler
yönetiyor ve sözcüklerin yerini silahlar, yumruklar alıyor.''
Medyada şiddet olaylarının büyük yer kapladığını, özellikle aile
içi şiddetin son yıllarda arttığını kaydeden Durukan, şöyle devam
etti: ''Bunun sebebi, ebeveyn-evlat, karı-koca arasındaki
iletişimsizlik, yani birbirleriyle konuşamama, sorunları dile
dökememe, duygu ve düşüncelerini yeterince aktaramamadır. Boşanma
olaylarının temelinde de iletişimsizlik ve kendini anlatamama ya da
karşı tarafı anlayamama yatıyor. Veya tartışma programlarında,
başta son derece düzeyli başlayan diyalog, bir süre sonra ifade
güçlüğü doğunca, yüksek sesle tartışmaya ve karşılıklı hakaretlere
dönüşebiliyor. Bütün bunların sonucu olarak, konuşan ve anlaşan bir
toplum yerine, gün geçtikçe bağıran, dayak atan ve öldüren bir
toplum haline dönüşüyoruz. Sözcüklerden ziyade silahı, baltayı daha
ustaca kullanır hale geliyoruz.''