İdris Bal ile Hakan Şükür aynı değil
Abone olBaşmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti milletvekili Hakan Şükür'ün partisinden istifasıyla ilgili konuştu.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK
Parti milletvekili Hakan Şükür'ün partisinden istifasıyla ilgili
olarak, "Hakan ile bir konuşmak isterdim. Bilmiyorum ama entrasan
geldi ama İdris Bal ile Hakan Şükür'ü aynı kefeye koymak doğru
olmaz" dedi.
Özel bir kanalda katıldığı programda bugün imzalanan Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşmasıyla ve gündemdeki konuları değerlendiren Bağış, anlaşmanın 30 yıllık mücadelenin neticisesinde yaşandığını belirterek, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye'ye vize uygulamasının 1980 darbesinin yanlış kararları ve çarpık zihniyetinin eseri olduğunu vurguladı. Türkiye vatandaşlarının halihazırda 70 ülkeye vizesiz seyahet edebildiğini, 3,5 yıl içerisinde rakamın 100'ün üzerine çıkacağını dile getiren Bağış, 3,5 yıllık sürenin artabileceğini veya azalabileceğini, bunun ise tarafların karşılıklı olarak mesuliyetlerini yerine getirmesiyle alakalı olduğunu ifade etti. Bağış, sivil bir sınır güvenliğinin kurulması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin sınırlarını koruma görevinin askeri birimlerden alınarak İçişleri Bakanlığına bağlı aynı polis, emniyet teşkilatı gibi ayrı bir sınır güvenliğinden uzmanlaşan bir kadroya geçilmesi gerektiğini anlattı.
AK Parti'den ilk istifa yorumu
“En uzun sınıra sahip olunan Suriye iç savaş sarmalında. İnsani
nedenler ve genetik akrabalıklar nedeniyle 500 bine aşkın Suriyeli
burada hayata tutunma şanşı verdi.
Türkiye, geçmişte Iraklı Kürtlere yaptı. Türkiye böyle hayati
evsahipliği yapıyor. Suriyelilerden kimileri de başka ülkelere
gitmek için ölüme yolculuğa çıkıyor. Suriyeli sığınmacılar da AB
için kaygı oluşturacak mı? Bu anlaşmayla beraber onların durumunda
farkılık olur mu olmaz mı?” sorusuna ise Bağış, Türkiye, BM
Mülteciler Teşkilatı ve mültecilerle ilgili uluslararası hukuk
bakımından kendi doğusundan gelen insanları mülteci olarak kabul
etmeme hakkını koruduğunu hatırlattı.
Bakan Bağış, konuşmasında şunları kaydetti:
“Suriye'den gelen kardeşlerimize biz hiç 'mülteci' demedik, o
yüzden 'misafir veya konuk' dedik, hep komşu komşununun külüne
muhtaçtır dedik. Irak'tan gelen kardeşlerimize yaptığımız
yaklaşımlar insanı bir şekilde bu hassayeti gösterdik. Ümit
ediyoruz ki Suriye eninde sonunda huzura kavuşur, kendi
demokrasisini inşa eder ve bu kardeşlerimiz gider orada kendi
demokrasilerinin inşasında önemli katkı sağlayabilir. Biz özellikle
Eğe'de sahillerimizi koruma adına sahil güvenlik teşkilatımızı
güçlendirdik.
Türkiye'den deniz yoluyla Yunanistan'a gitmeye çalışanların
sayısından oldukça bir azalma oldu. Yunan yetkililerle de hummalı
bir çalışma içerisindeyiz ama şu da bir gerçek. 500 binin üzerinde
Suriyeli kardeşlerimiz Türkiye'de. Biz yine de bu yolda 2 milyar
doların üzerinde kaynak ayırdık. Sadece 26 kamp kurduk. Şu anda
küresel insanı değerleri ulusal çıkarlarının üzerinde tutan ender
ülkelerden bir tanesiyiz. Biz sadece ulusal çıkarlar bazında
hareket etseydik, tamamen artı, eksi hesabı yapsaydık, belki Mısır,
Suriye, Filistin politikamız da farklı olabilirdi ama biz 'önce
insan' dedik.”
İSTİFA KARARI ÜZDÜ
Ak Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür'ün istifasıyla ilgili
olarak da Bağış, “Hakan ile bir konuşmak isterdim. Bilmiyorum ama
entrasan geldi ama İdris Bal ile Hakan Şükür'ü aynı kefeye koymak
doğru olmaz. İdris Bal, Disiplin Kuruluna sevk edilmişti. Kendi
istifa etmesi büyük ihtimalle partiden ihraç edilmesi öncesi bir
manevra olarak değenlendirmiştim. Hakan ile ilgili bugüne kadar bir
şey yok. Sayın Başbakan da kendisine çok kıymet vermiştir, birçok
milletvekiline göstermediği teveccühü, muhabbeti ona göstermiştir.
Şaşırdım, üzüldüm. Parti içerisinde birçok kişiye gösterilmeyen
hukuk, teveccüh, ilgi kendisine gösterilmiştir. O yüzden şaşırdım.
Kendisiyle konuştuktan sonra daha kapsamlı değerlendirme yapmayı
tercih ederim” şeklinde yanıtladı.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, Diyarbakır KCK davasında
tutuklu yargılanan Bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş ve BDP
Şırnak Milletvekili Selma Irmak ile Şırnak KCK davasında tutuklu
yargılanan BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın tahliye
talebinin rededilmesiyle ilgili ise Bağış, kapsamlı bir
değerlendirme yapacak kadar henüz üzerinde düşünmeye fırsatının
olmadığını kaydetti. Bağış, “Ama mantıken Anayasa Mahkemesi madem
ki bireysel başvuru hakkı geliştirilmiş. Ona başvuran, CHP
milletvekili Mustafa Balbay'ın başvurusunun gerekçeli kararında
seçilmiş olmasını bir tahliye sebebi olarak görmüş, diğer
milletvekilleri için aynı sebebi görmemesini aslında hukukçu
olmadığım halde mantığımı da zorluyor” dedi.
“Neden Türkiye'de tutuklu milletvekilleri var” intibasının
yaratıldığını söyleyen Bağış, “Türkiye'de milletvekillerinden
tutuklanan yok. Tutuklu olan bazı kişillerin bazı muhalefet
partilerimiz seçilebilecek yerlerden listelere koyarak onlara
milletvekilliği dokunulmazlığı kazandırma çabası var. Milletvekili
seçildikten sonra herhangi bir şekilde tutuklanan ben
hatırlamıyorum. Yıllarca dokunamazlığa karşı olduğunu söyleyen
Türkiye'nin anamuhalefet partisi, son seçimlerde birçok tutukluya
dokunulmazlık zırhı kazandırmak için onları seçilebilecekleri yüzde
100 garanti olan yerlerden CHP milletvekili olarak göstermiştir.
Aynı hatayı MHP'de yapmıştır. BDP zaten bunu gelenek haline
getirmişti. Bu da Türkiye'nin imajına zarar veriyor. Balbay'ın
çıkmış olmasını Türkiye'nin dış imajı açısından olumlu görüyorum.
Sayın Balbay eğer tahliye edilebilmişse o da AK Parti iktidarının
CHP'ye rağmen halkımızın desteğiyle getirdiği Anayasa değişiklik
paketi içerisindeki bireysel başvuru hakkından yararlanmasına
vesile olduğu için olmuştur” şeklinde konuştu.