İdrar kaçırma sorununa karşı 9 öneri
Abone olKadınlarda daha fazla görülen idrar kaçırma problemi, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor ve hayat kalitesini düşürüyor.
İdrar kaçırmada sürekli ıslaklık, tahriş, koku olması
endişesiyle oluşan rahatsızlık hissi, depresyona kadar varan ruhsal
sorunların gelişmesine yol açabiliyor. Ancak bu sorun cerrahi
yöntemlerin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri ve egzersizlerle
de çözüme kavuşabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Gülseren Kayalar, idrar kaçırma
ve fiziksel rehabilitasyonla tedavisi hakkında bilgi verdi.
ZORLU DOĞUM, ŞİŞMANLIK RİSKİ ARTIRIYOR
“Üriner inkontinans” olarak tanımlanan idrar kaçırma sorunu,
aşırı aktif mesane sonucu açığa çıkmaktadır. Erkeklerde nadiren
görülen idrar kaçırma, genellikle öksürme, aksırma gibi stres
yaratan fiziksel çaba sırasında veya ani, güçlü bir idrara çıkma
isteğiyle ortaya çıkmaktadır. Daha çok kadınlarda görülen bu
sorunun gelişiminde; yaş, doğurganlık sayısı, zorlu doğum, zayıf
bağ dokusu, şişmanlık, sigara kullanımı, kronik öksürük, kabızlık,
anal yetmezlik ve mesane sarkıklığı, geçirilmiş pelvik cerrahi ya
da yaralanma, üriner sistem enfeksiyonları ile menopoz gibi risk
faktörleri önemli rol oynamaktadır.
TEDAVİDE İLK BASAMAK
Normal bir idrara çıkma için, pelvik tabanı oluşturan kemik, bağ
ve kas dokusundan oluşan anatomik yapıların ve periferik sinir
sisteminin sağlıklı çalışması gerekmektedir. Söz konusu yapılardaki
bağ dokusunun zayıflaması ya da kopması işlev kaybına, aşırı aktif
mesaneye ve istemsiz idrar kaçırmaya yol açmaktadır. Tedavide ilk
basamak mesane rehabilitasyonudur. Bu yöntem; hafif-orta derecede
semptomu olanlar, stres tipi idrar kaçırma için cerrahi tedavi
bekleyenler, cerrahi tedaviyi kabul etmeyenler, doğurganlık yaşında
olup gebelik planlayanlar ve cerrahi tedaviye uygun olmayan
hastalar için uygundur.
GÜNDE 7 KEREDEN FAZLA İDRARA ÇIKIYORSANIZ DİKKAT!
Mesane rehabilitasyonu; yaşam tarzı değişikliğinden işeme programlarına, mesane eğitiminden pelvik taban kas egzersizlerine dek farklı yöntemleri kapsamaktadır. Tedaviye başlamadan önce hastadan 24 saat boyunca idrara çıkma günlüğü tutması istenmektedir. Bu veriler, bir günlük periyotlarla hastanın sıvı alımı ile atım miktarını gösterir. İdrara çıkma günlüğünde hasta aldığı ve çıkarttığı sıvı miktarı ile frekansını 24 saat boyunca kaydetmektedir. Ayrıca alınan sıvının cinsi, kaçırma epizotları, idrara çıkma sıklığı ve idrar kaçırma anındaki aktivite de saatleriyle birlikte kaydedilmelidir. Hastadan alınan bu günlükle idrar volümü, idrara çıkma sıklığı, ne sıklıkta kaçırma olduğu ve bunu artıran ya da azaltan durumların nedenine karar verilmektedir. Sağlıklı bir kişi için günlük idrara çıkma sıklığı gündüz 4-6, gece de 1-2 arasında olmalıdır. Dolayısıyla gündüz 7’den fazla idrara çıkmak normal kabul edilmemektedir.
Mesane eğitimi programı kapsamında hastaların dikkat edilmesi gerekenler
1) Aşırı sıvı alımı azaltılıp, yetersiz sıvı alımı artırılmalıdır.
2) Günde en az 1,5-2 litre sıvı tüketilmelidir.
3) Gece uyumadan dört saat önce sıvı alımından kaçınılmalı, yatmadan önce mesane boşaltılmalıdır.
4) Akşam saatlerinde sulu meyve ve sebze tüketiminden uzak durulmalıdır.
5) Aşırı kafeinli, asitli, baharatlı yiyecek ve içecekler ile aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
6) Fiziksel aktivite artırılmalı, kilo vermeyi destekleyecek şeklide dengeli ve düzenli beslenilmelidir.
7) Varsa sigara alışkanlığından vazgeçilmelidir.
8) Kronik kabızlık ve tuvalete çıkarken zorlanmanın önlenmesi için diyete lifli gıdalar eklenmelidir.
9) Rutin bir tuvalete çıkma programı oluşturulmalı ve şiddetli durumlarda rahatlatıcı tedaviler uygulanmalıdır.
Mesane eğitiminde, hastanın idrar yapma hissini bastırarak mesane kapasitesini artırmak ve günlük 3-4 saat aralıklarla idrar yapmasını sağlamak hedeflenmektedir. Kişi idrar yapma ihtiyacı hissettiğinde, son tuvalete gidişinin üzerinden 2 saatten fazla süre geçmişse idrar yapabilmektedir. Aksi halde aşamalı program uygulanmaktadır. Bağımsız mesane eğitimi kapsamında uygulanan diğer yöntemleri; Kegel egzersizleri, vajinal ağırlık kullanımı, pelvik tabanın elektriksel stimülasyonu ve biofeedback tedavisidir. Kegel egzersizleri sayesinde; pelvik taban kaslarının koordinasyon ve fonksiyonundan haberdar olma, periüretral levator ani çizgili kas liflerini hızlı kasılan lif özelliğinden, yavaş kasılan lif özelliğine değiştirmek, kasın dayanıklılığının ve gücünün artırılması ile semptomlarda azalma amaçlanmaktadır. Tedavide vajinal ağırlık kullanımı, pelvik taban kaslarını güçlendirme ve değerlendirme aracıdır. Egzersizler, ağırlıkları 20-100 gram arasında değişen beş vajinal koninin vajinada sırayla taşınmasıyla yapılmaktadır. Pelvik tabanın elektriksel stimülasyonu, pelvik taban kas gruplarına vajina ya da yüzeyel elektrotlar yardımıyla, vajinal ya da rektal yoldan uyarıcı olarak düşük doz elektrik akımı verilmesiyle uygulanmaktadır. Biofeedback tedavisi, pelvik tabanın kasılmasının ve gevşemesinin, ekran ve ses düzeni aracılığıyla görsel-işitsel sinyaller halinde hastaya yansıtılmasıdır.