İDO sonunda pes etti!
Abone olSon dakika biletlerine uygulanan yüksek fiyat ve internet satışında yaşanan sorunlarla büyük tepki çeken İDO, tek fiyat uygulamasına döneceğinin sinyalini verdi.
İDO sonunda pes etti! İDO’nun yüzde 30 ortağı Akfen
Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Benim de bilet
alamadığım oldu, hata yaptık. Tüm yolculardan özür diliyorum”
dedi.
İstanbul Deniz İşletmeleri (İDO) yönetimi, yolculardan gelen
yoğun tepkilerin sonucunda uyguladığı “dinamik fiyat” politikası
yerine tek fiyat politikasına döneceğinin sinyallerini verdi. Son
dakika biletlerinin çok yüksek fiyatlara satılması, internet
üzerinden bilet alma konusunda yaşanan güçlükler gibi birçok
nedenle tepki gösterilen İDO’nun yüzde 30 ortağı Akfen Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “İDO’da uygulanmaya
çalışılan dinamik fiyat politikasında hatalar yapıldığını kabul
ediyor ve özür diliyorum. Bu kadar tepkiyi hak etmedik ama ben yine
de tüm yolculardan özür diliyorum. Yönetiminde bile olmadığım
İDO’nun fiyat ve bilet satışı konusundaki aksaklıklarından sorumlu
tutulmak beni çok üzdü. Ama yanlışlarımızı anladık, çözmek için bir
eylem planı hazırladık. Cuma (yarın) gününden itibaren biletlerde
tek fiyat uygulamasına geri dönüyoruz” dedi.
ZAM YAPMAYI BECEREMEDİK!
İDO’nun 16 Eylül’e kadar sürecek yeni bir kampanya başlatacağını
söyleyen Akın, fiyatlar ve teknik aksaklıklar nedeniyle yaşanan
sıkıntılı sürecin detaylarını Hürriyet’e anlattı. İDO’nun yeni
kampanyasını ilk kez açıklayan Akın şöyle konuştu: “İDO’da Belediye
döneminde ekonomi sınıfı 22 lira olan bilet fiyatını sadece yüzde
10 zamla 24 lira olarak sabitlemeyi planlayan bir çalışma
yürütülüyor. Bunun dışında haftasonları yoğun talepten dolayı bilet
fiyatının 26 lira olması planlanıyor. Ayrıca son dakika
fiyatlaması, farklı koltuk fiyatı gibi tüm uygulamaları kaldırdık.
Yeni fiyat tarifesi ve uygulamalar önümüzdeki günlerde kamuoyuna
açıklanacak. Kısacası hakkımız olduğu halde zam yapmak istedik
ancak bunu bile beceremedik.”
2 GÜN YAKINDAN İZLEDİM
Geçen yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı İDO
özelleştirme ihalesini 861 milyon dolara kazanan
Tepe-Akfen-Souter-Sera konsorsiyumu olmuştu. Konsorsiyumda Sera’nın
yüzde 10, diğerlerinin yüzde 30 payı var. İDO’nun yönetim kurulunda
bile olmadığını belirten Akın, “Gelişmelerden, krizin medyaya
yansımasından sonra haberim oldu. Çok doğru başlamış bir proje
haklıyken haksız duruma düştük. Ben de çok şaşırdım. Ben o süreçte
iki gün üst üste İDO’ya gittim. Ne olup bittiğini öğrenmeye
çalıştım. Önder Sezgi ve ekibinin çok iyi niyetli çalıştıklarını
gördüm. Her gün kendim bilet almak üzere dışardan sisteme girdim ve
bir keresinde ben de bilet alamadım. 16 Haziran’daki yönetim kurulu
toplantısına bile girdim. Arkadaşlara, ‘Ne olur yolcunun hayatını
kolaylaştırın, bunun için fiyat dahil ne gerekiyorsa yapın’ dedim.
Ondan sonra oturduk fiyatları yeniden düzenledik.”
YÜZDE 20 DEVALÜASYON!
Krizi fiyatlar açısından çok büyük fedakarlık yaparak aşmaya karar
verdiklerini belirten Akın şunları anlattı: “Bir kere Türkiye’de
döviz performansı açısından bakıldığında geçen yıldan bu yana yüzde
20 devalüasyon oldu. Dolar geçen yıldan bu yana yüzde 20 değer
kaybetti. Biz İDO’ya 900 milyon dolara yakın para ödedik. Euro 1.50
iken aldığımız borcumuzu şu anda Euro’nun 1.80 olduğu bir ekonomik
ortamda ödüyoruz. Hesapladığınızda tam yüzde 20 devalüasyon oldu.
Biz TL olarak gelir elde ediyoruz ve borcumuzu dolar olarak
ödüyoruz. Eğer bu işletme belediyede olsaydı belediye yüzde 10
enflasyon ve yüzde 20 devalüasyondan dolayı zaten zam yapacaktı.
Haklı olduğumuz halde bu zammı bile yapamaz duruma düştük.”
YOLCU ORANI DÜŞTÜ!
BU tür dinamik fiyat uygulamalarının aslında yolcu kapasitesini
artırmaya yönelik olması gerektiğini söyleyen Hamdi Akın, “Ancak
durum İDO için böyle olmamış. Yolcu sayısı artmamış. Aslında
yönetimin bu durumda hemen uyanması gerekiyordu uyanmamış. Bu yılki
planlara göre ilk 6 ayda yolcu sayısında yüzde 2, bütçede de yüzde
4 düşüş var. Tam bir yıl önce devraldık. 2011’de yüzde 2 artış
yakalamışız yolcu sayısında” dedi.
Aksaklıkların ikinci köprünün tadilatı nedeniyle trafiğe kısmen
kapatılmasının ardından iyice arttığını belirten Akın, şunları
anlattı: “Yolcular İDO’ya bu kadar birden yönelmeselerdi belki
sorunlar yine çözülürdü. Ama iyi oldu. En azından ben farkına
vardım.”
İYİ NİYETLİ BİR PROJEYDİ!
İYİ niyetle başlamış, sürekli ve önceden plan yapan yolcuya
avantajların sunulduğu iyi bir uygulama olduğunu kaydeden Hamdi
Akın projenin yürümemesinin sebeplerini şöyle açıkladı: “İDO’yu
hergün kullanan, sürekli yolcunun daha avantajlı olduğu, önceden
plan yapıp biletini önceden alan yolcunun avantajlı olduğu ve son
dakikada da bilet alanın bunun bedelini ödediği tıpkı havayolu
şirketlerinin yaptığı bir sistemdi bu. Bugün her alanda önceden
alım yapan müşteriye avantaj sunuluyor. Fakat burada hem İDO
yolcusunun böylesi bir dinamik fiyatlamaya hazır olmaması hem de
kurulan sistemin teknik altyapısının yetersizliği tüm bu sorunlara
neden oldu. Ancak biz sorunların fazla büyümesine müsaade etmeden
yeni bir eylem planı hazırladık.”
İNGİLİZ ORTAKLARDAN DESTEK GELDİ
Tüm bu yaşananların İngiliz ortak Souter Investmensts Başkanı Brian
Souter’e de yansıdığını söyleyen Hamdi Akın, şunları kaydetti:
“Brian bu süreçte tamamen bizi destekledi. Aslında dinamik fiyat
politikasının kaldırılmasını desteklemeyeceğini, çünkü kaldırılırsa
bir daha getiremeyeceklerini belirtti. Ancak bu süreci sağlıklı bir
şekilde atlatmak için yapılması gerekenin bu olduğunu söyledik,
kabul etti. Aslında erken rezervasyon olması lazım, sürekli
kullananların avantajının olması lazım. Bizim bir takım sempatik
hareketlerimizin olması lazım. Tüm bunları ortaya daha iyi
koymalıyız. Bu süreçte bir sürü iyi şey yaptık,
para kazanmadan yatırım yaptık ama sonuçta bunları anlatamadık.
Aslında bir çok açıdan zarar etmelerine rağmen, bunu gidermek için
zam yapma yoluna gitmedikleri halde, ‘kazık atan’ şirket konumuna
düşmelerinden büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Hamdi Akın, şöyle
konuştu: “Bizim aslında devraldığımızdan bu yana dövizdeki
yükselişin dışında bir de hükümetin aldığı kararlardan dolayı çok
büyük maliyet artışımız oldu. Biz İDO’yu aldığımızda deniz
otobüslerinde kırsal yakıt kullanılıyordu. Şimdi ise, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yaptığı değişiklikle bize de
euro-dizel yakıt kullanma zorunluluğu getirildi. Euro-dizel’e
geçtiğimiz için aradaki maliyet farkı yıllık 68 milyon TL. Ve şu
anda hükümetin aldığı bu kararla bize yansıyan ek maliyeti biz ne
yazık ki yolcu fiyatlarımıza yansıtıp sonuç alamıyoruz. Çünkü bu
süreçte hatalar yapıldı. Şu anda zararına çalışıyoruz. Normalde
bizim yüzde 40’a yakın zam yapmamız lazımdı.”
GELECEĞİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ!
İDO’da fiyat krizinin etkilerini silene kadar artık zam yapmadan
çalışmak zorunda olduklarını söyleyen Hamdi Akın, şöyle devam etti:
“Bu kötü şöhreti silinceye kadar çalışmamız lazım. İçinde
bulunduğumuz psikolojik durumu anlatmama gerek var mı bilmiyorum.
Maliyet artışlarına rağmen gereken zammı yapmadık ama yine de
kazıklayan şirket konumuna düştük. Bu arada özeleştirimizi de
yaparak, hatalarımızı da kabul ediyorum. Ve bu hatanın bedelini de
fazlasıyla ödedik. Bu yıl bizim açımızdan kayıp. Ama şirketi
aldığımıza pişman değiliz. Önemli olan geleceğimizi kaybetmemek.
Kötü şöhretle bütün bir geleceği kaybedebiliriz. Çünkü herkesin
aklında bu kötü yorumlar kalacak. Bu süreçte pahalıya bilet
alanların yanı sıra ucuza da bilet alanlar oldu. Ama onların sesi
çıkmıyor. Demek ki biz yeteri kadar ucuza bilet satamamışız ki
arkamızda bir destek grubu oluşturamamışız.”