İdam edilen Erdal Eren'in yaşı kaçtı?
Abone ol12 Eylül döneminde yaşı büyültülerek idam edildiği iddia edilen Erdal Eren'in yaşı kaçtı? Saygı Öztürk'ün yazısı koşuluyor.
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, 2 Şubat 1980'de inzibat eri Zekeriya Önge'yi silahla vurarak öldürmekle suçlanan Erdal Eren'in suç tarihinde 18 yaşını 4 ay 7 gün geçtiğini savundu. Yazar, ayrıca Eren hakkındaki idam cezası kararının darbeden aylar önce verildiğini yazdı.
12 Eylül'ün en çok konuşulan isimlerinden biri de şüphesiz yaşı büyütülerek idam edildiği söylenen Erdal Eren'di. Kenan Evren, 3 Ekim 1984'deki Muş gezisi sırasında yaptığı konuşmada Erdal Eren'in idamına ilişkin şunları söylemişti:
"Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?"
Saygı Öztürk, "Evren, bu zalimliği yaptı mı?" başlıklı sinde Kenan Evren'in ölümüyle birlikte gündeme gelen Erdam Eren'in yaşıyla ilgili tartışmalara katıldı. 13 Aralık 1980'de asılarak idam edilen Eren'in yaşı hakkında ilginç detaylar aktaran Öztürk'e kulak veriyoruz:
"GERÇEKLERİ YAZMAK GAZETECİNİN GÖREVİDİR"
"İdam cezası verilinceye kadar yaş konusu gündeme getirilmemişti. Temyiz aşamasında iddia şöyle gündeme getirildi:
“Erdal Eren’in nüfustaki doğum kaydı 25 Eylül 1961’dir. Ancak, fizyolojik yapısı itibariyle 18 yaşından küçük olduğu, bu nedenle gerçek yaşının tespiti için kemik grafilerinin çekilerek tıbbi tespit yapılmasının gerekli olduğu.”
Askeri Yargıtay Daireler Kurulu da, Eren’in “doğum tarihinde bir ihtilaf olmadığı” gerekçesiyle bu iddiaya itibar etmedi ve idam cezasını onayladı. Eren, hakkında Sıkıyönetim Mahkemesi idam cezasını 19 Mart 1980 tarihinde, yani darbeden aylar önce vermişti.
Söylenenin aksine, Erdal Eren’in yaşı büyütülmediği gibi suç tarihinde de 18 yaşını 4 ay 7 gün geçmişti. Bunlar, Askeri Yargıtay’ın 1980/111 esas ve karar sayılı dosyasında da yer alıyor.
Birilerini incitme pahasına da olsa sadece gerçekleri yazmak gazetecinin görevidir. Evren’in eleştirilecek çok yönleri bulunabilir. Ama “yaşını büyüttürüp Erdal Eren’i idam ettirdi” denilirse bu belgelenmeli. Aslında Evren Ailesi’nin söyleyecekleri çok şey var. Ama kimseyle polemiğe girmek istemiyorlar. Sonuçta onlar bir baba kaybetmenin acısını yaşıyorlar."
ERDAL EREN’İN SON SÖZLERİ
12 Eylül tartışmalarının simge isimlerinden biriydi Erdal Eren. Erdal Eren asılmadan önce iç çamaşırlarının içinde annesi, babası ve kardeşlerine yolladığı mektupta diyordu ki:
“Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.”
EREN, İDAMDAN SAVAŞ'A AY'A ÖNCE NELER DEMİŞTİ?
Eren'in asılmadan önce son fotoğrafı çeken gazeteci Savaş Ay, yıllar sonra Eren ile aralarındaki diyaloğu böyle anlatmıştı:
Erdal’a sordum; “Bizimle duygularını paylaşır mısın Erdal?” Bana bir baktı Emin Abi ve koluma vurdu. Hani “burada soruları ben sorarım” havasında. Doğru da aslında. Muhtemelen kimin ne yapacağı, hangi görevi üstleneceği yazılmıştı. Ama ben iyi ki de sormuşum. Yanıtladı Erdal: “Beni ibreti âlem için asacaklar. Çünkü hiçbir savunmamı ve söylediklerimi dikkate almadılar. Karar verilmiş. Tamam, erin bulunduğu tarafa doğru bir el sıktım ama vurulan er yüzüstü düştü. Mermiyi benden yese arkaya doğru düşmesi gerekirdi. Arkadan vurulmuştu. Hem de iki mermiyle. Arazi davamız vardı; benim yaşımı büyüttüler; ben 17 yaşındayım 18’ime tamamlamadım! Kemik raporum ortada, bunu dikkate almadılar! Beni burada bitki hâline getirtmek istiyorlar. Ailemle görüştürmüyorlar, gazete bile okuyamıyorum. Çözmek istiyorlar. Halkımı korumak için yaptım. Kitlemi korumak görevini üstlenmiştim, bunun için canımı bile verirdim.” Başbakan hani söylüyor ya; “Diklenmeden dik durmak!” Erdal aynen öyleydi. Son derece ağırbaşlı, bu kadar tertemiz bir yüz. Düşün 17 yaşında çocuk karşında duruyor. Yakası kürklü bir palto var üstünde. Ekim ayı. Nasıl soğuksa o hücre. Konuştuk yatağının üzerinde. Sonra çıktık. Bitmişiz hepimiz duygusal olarak.