İÇMEYE BAHANE ÇOK

içmeye bahane, sanatçı, devlet sanatçısı, muhtaç sanatçı, emekli sanatçılar, haksız kazanç,

Mustafa Sadık İNCEDEMİR sadiki@internethaber.com

İÇMEYE BAHANE ÇOK


Hali içler acısı denilen cinsten bir durumdayken çekilen resimleri magazincilere malzeme olan bir sanatçımız “İçiyorsam sebebi var”  demiş.

Belli ki gündüz gözü ayakta duramayacak kadar sarhoş olması nedeniyle gündeme gelince; içmesine gerekçe olarak sığındığı bahanesi bu olmuş.
 
Bence en aptal insan bile her şeye her zaman bir bahane bulabilecek kadar düşünen bir varlıktır.
Yine bence kafada ve dilde hiçbir konuda hiçbir zaman bahaneler hiç bitmez.

Onun sığındığı bahanesi ise; içkinin esiri olmuşların en kolay sığındıkları bahanedir.
Hatta hatta içmek için klasik bahanedir.

Çünkü sıkıntı üstüne sıkıntı çekince doğal olarak çoğu insanın gardı düşer, evet dertler bazen insana yük olur ve o yük kaldırılmayacak gibi hissedildiğinde; insan kendince yapabileceği en kolay unutma yollarından olan alkole sığınabilir.
Ve belli ki bu sanatçımızın sığınacağı liman da farklı değilmiş.

Sadece o mu?
Artık sanat anlamında yaptıkları ile değil de saklamadıkları, saklayamadıkları özel yaşantıları ve belki de kepazelikleri ile gündeme gelenlerin bakın özel hayatlarına; hemen hepsi kendi yaşam karanlıklarında kaybolmaya başlamışlardır.

“İçiyorsam sebebi var” diyen de bir süredir özel yaşantısı ile kamuoyunun dikkatini çekmektedir.
Yani aslında çöküş yılları hızlı olan ve ne yazık ki gittikçe hızlananlardan birisidir.

Yine ne yazık ki karanlıktan kurtulmanın yolu olarak seçtiği kadehlerde boğulmak ise kendi karanlığında kaybolmaktan daha kötü olan; o karanlığının içindeki dibi gözükmeyen kör kuyulara düşmek gibidir.
Işıktan uzaklaştıkça çıkması daha zordur yani…

Kendisi özel tiyatrolarda çalıştığı için bana pek inandırıcı gelmedi ama sarhoşken; “devlet sanatçısı” olduğunu söyleyen bu kişi açısından en umut verici olan ise durumunu bilmesidir.

Eğer söylediği doğruysa, yani devlet sanatçısı ise bence bu unvanının da yetkililerce sorgulanması gerekenlerdendir.

Ayrıca bir zamanlar devlet sanatçısı unvanı almış olan sanatçılarında; yaşamları boyunca bu titre uygun olarak davranmaları; en azından sanatçılık etiğine uygun düşecektir.

Ki ben devlet sanatçısı unvanı sahibi olan ne kadar kişi varsa; neden devlet sanatçısı unvanı aldıklarının (mesela bir kurul tarafından) sorgulanmaları gerektiğini fırsat buldukça yazan birisiyim.

Sanatla veya devletle hiçbir ilgisi olmayan onlarca kişinin halen devlet sanatçısı gibi özel maaşlar aldıklarını bilen birisi olarak yazmaya da devam edeceğim.
Ama bunu sorgularken sanatçılarımızı, değerlerimizi sorgulamak ve onlara “tu kaka” demekte; hem bize, hem de devletimize zaten yakışmayacaktır.

Yani usulünce; devlet sanatçılığı unvanının kimlere, niye verildiğinin sorgulanması gerektiği kanısındayım.

Devletin hangi nedene dayalı olursa olsun zor durumdaki vatandaşına yardım etmesi, onun ihtiyaçlarını gidermesi, onun sağlık sorunlarını halletmesi ve tüm bunları beklentisiz yapması doğru ve zorunlu olandır.

O yüzden de bu sanatçımızın kamuoyuna yansıyan hali; yetkili ve etkilileri acilen harekete geçirmeli ve onun gibi içki kadehlerinde kaybolanları ya da kaybolmayı seçecek kadar bile parası olmayan nice kaybolmuş değerlerimizi bulmalarına vesile olmalıdır.

Ama bulup iki kare fotoğraf çektirmek için değil, bulup sahiplenmek, bulup el vermek, bulup değer vermek için…

Ki belki böylece devlet vicdanı; herkes tarafından çok daha yoğun hissedilir olacaktır.
Ki böylece sanatçılarımızın yaşlılıklarındaki hallerine üzülenlerin yüreklerine su serpilecektir.