İçli'den sansür eleştirisi

Son günlerde Cumhuriyetimizin nitelikleriyle bağdaşmayacak şekilde ve artan oranda örtülü ve açık bir baskı, sansür uygulanmaktadır. Özgürlük, hak ve olanak eşitliği ve adalet, demokrasinin gerekleridir; ve bunlar ancak demokrasiyle güvenceye kavuşur. AKP İktidarı’nın iç ve dış politikada özellikle de son günlerde Kıbrıs konusunda kitle iletişim organlarına uygulamak istediği baskı ve sansür uygulamaları demokrasi ile bağdaşamaz. 28 Mart 2004 tarihinde yapılacak Yerel Seçimler’in de baskıdan uzak, özgür bir ortamda yapılması ve adaylara hak ve olanak eşitliğinin sağlanması demokrasinin gereğidir. Yüksek Seçim Kurulu’nun 6 Ocak 2004 tarih ve 21 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, “Tarafsızlık, gerçeklik, doğruluk ilkelerine uygun davranmakla yükümlü radyo ve televizyon kuruluşları, tek yönlü, taraf tutan, yalnızca tek bir siyasi partinin propagandasına yönelik yayın yapamazlar. Bu kuruluşlar yayınlarında, kamunun siyasal beklentilerini dikkate alarak, siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır.” Basına yönelik baskı ve sansür uygulamaları Cumhuriyetimizin niteliklerinden olan demokratik devlet ilkesine aykırıdır. Bunun yanında toplumsal muhalefete rağmen TBMM’de sayısal çoğunluğa güvenilerek çıkartılmak istenen Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı da sosyal devlet ilkesini zedelemektedir. Bu ve benzeri uygulamalar Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri arasında yer alan demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini örtülü olarak aşındırma çabalarıdır. Nazizm, faşizm ve molla rejimleri hep demokrasiyi kullanarak demokrasiyi tahrip etmişler; önce kendi halklarını, sonra da dünya halklarını kan ve göz yaşına boğmuşlardır. Demokrasi dışı böylesi rejimlere özenti duyanların akıbeti, geçmişte olduğu gibi gelecekte de hüsran olacaktır.