İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...
Galerinin tamamı için tıklayınız- Peki ya annenin hastalığı? - Kendimi bildim bileli hep başı ağrırdı. Hemen her gün ağrı kesici alırdı. Çabuk sinirlenirdi. Burnu koku almazdı. Her şeyi on kez, yüz kez kontrol ederdi. Yıllar içinde dalgınlığı artmaya başladı. Para harcamaları, renklere düşkünleşmesi, eşyalarını, telefonunu, anahtarını sık sık kaybetmesi, sorduğu soruları durmaksızın tekrarlaması ama en çok davranışlarındaki genel değişiklikler haber veriyormuş meğer. Bir gün “Evi bulamadım ben” diye aradı beni. - Peki sonra? - Bu tür olaylar artmaya başladı. Parka gidip oturuyordu, eve nasıl döneceğini bilemiyordu. Son yıllarda hiç uyumuyor, bizi de uyutmuyordu. Sadece davranışlarında değil, bedensel olarak da denge sorunu başlamıştı. Sürekli bir şeyler kırılıp dökülüyor, gece beş-altı kez uyanıyor, kapıları çarpıyordu. Kaygılar, öfke nöbetleri, kaba davranışlar, olmayan hikâyeler anlatmalar... Fakat bir türlü doktora götüremiyorduk. Sonunda bir gün dedim ki, “Ben çok hastayım, doktor seni de görmek istiyor. Genetik olup olmadığını öğrenmek istiyor. Hepimiz muayene olacağız, ne olur bana yardım et.” Zar zor götürdük. Daha ilk testte, “Durum kötü” dediler.