İclal Aydın'dan eleştirilere yanıt
Abone olYazar Tuna Kiremitçi ile birlikte olan gazeteci İclal Aydın, haberin duyulması üzerine Kiremitçi ile kendilerine yöneltilen eleştirileri cevaplandırdı.
Yaklaşık üç ay önce bir toplantıda tanıştığı yazar Tuna
Kiremitçi ile birlikte olan gazeteci İclal Aydın, haberin duyulması
üzerine Kiremitçi ile kendilerine yöneltilen eleştirileri
cevaplandırdı. Aydın, ‘İkinci ‘Gamze’ Vakası’ başlıklı yazısında
şunları söyledi: ‘Madem herkesin bu kadar merak ettiği, abarttığı
ve peşine düştüğü bir konu ve kişisi haline dönüştük, bari kendi
köşemde yazayım. Sabahın bir saatinde yine havaalanında elime
gazeteyi aldığımda ‘Aha’ dedim ‘şimdi ayıkla bakalım pirincin
taşını!’ Bu gerçekten çok saçma bir durum biliyor musunuz?
Kendinizi birinci sayfada görüyorsunuz ve bir başkasının gözüyle
okuyorsunuz. Uçağa bindiğimde gözlerimi kapadım ve başıma
gelecekleri düşündüm. Açıkçası bu hadisenin bu kadar ciddiye
alınacağına pek ihtimal vermedim (...) Aslında eğlenceli ve olayla
dalga geçen bir yazı kaleme almak için oturdum. Ama yapamıyorum.
Hálá anlamaya çalışıyorum çünkü. Bu yok etme, bu kirletme çabası
niye? Susmak en güzeli sanırım. Susmak ve seyretmek. Yine de bugün
ilk ve son kez olarak son günlerde işgal ettiğim gündem ile ilgili
bir iki şey söylemek istiyorum. Yaşamımdaki hiçbir kararım için
savunu vermek durumunda kalmamalıyım. Hele ki Allah’ın bana bir
karanlık gün hediyesi için. Yine vermiyorum o savunuyu ama bir özür
borcum var. Sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşımın telefonda
sorduğu sorulara ayaküstü, telaşla, esprilerle, heyecanla
anlattığım bir gerçeğin, açık bir beyanat olarak sunulması sonucu
son günlerde birkaç kişinin sıkıntıya girmesine sebep olduğum için,
son derece basitleştirilmiş bir resmin içine sokularak ve gündemi
istemeyerek işgal ettiğim için; önce bana sevgiyle beraber sonsuz
bir güven duyan okurlarımdan, sonra anne ve babamdan ve günlerdir
telefonları acımasızca çalan, sinirleri harap olan eski hayat
arkadaşlarımızdan ve de bu köşeyi bu sefer gerçekten çok özel bir
meseleyle doldurduğum için bütün çalışma arkadaşlarımdan özür
diliyorum. Sanırım adımın içinde olduğu haber heyecanını
yitirdiğinde bana bir özür borcu olacak pek çok meslektaşımın.
Özellikle kadın olanların. Asılsız bir sorgulamaya, yargılamaya
girerek, özensiz kelimelerle bizi hançerlemeye kalkıştıkları için.
Açık yüreklilikle sorulan soruya verdiğim bir cevabın gerçeğine
inanmayıp terbiye sınırını aşarak kurcaladıkları için. Bu arada
bütün bu olanlar bana ders olsun.’