İçkili sokaklara Danıştay freni
Abone olDanıştay, İçişleri Bakanlığı'nın içkili yerlerin tespitine imkan veren 14 Ekim 2005 tarihli genelgeyi iptal etti.
Danıştay, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel
Müdürlüğü'nün, içkili yer bölgesi tespiti yapılırken uyulması
gereken esasları belirleyen 14 Ekim 2005'te yayımladığı genelgeyi
iptal etti. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Danıştay 8.
Dairesi, Ankara Barosu Başkanlığı'nın genelgenin iptali ve
yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığı davayı esastan
sonuçlandırdı. Daire, genelgeyi oybirliğiyle iptal etti.
Daire'nin kararında, Bakanlar Kurulu kararıyla 10 Ağustos 2005'te
çıkarılan İşyeri Açma ve Ruhsatlarına Dair Yönetmelik'te ''içkili
yer bölgesi'' tanımının, ''...mülki idare amirinin görüşü alınarak
tespit edilen ve içerisinde şarap ve bira dahil her türlü alkollü
içeceğin verilebileceği iş yerlerinin açılabileceği bölgeyi ifade
eder'' tanımının yer aldığı hatırlatıldı. Yönetmelikte, içkili yer
bölgesinin, mülki idare amirinin görüşü doğrultusunda, belediye
sınırları ve mücavir alanlar içinde belediye meclisi, bu sınırlar
dışında il genel meclisi tarafından tespit edileceği, bu bölge
dışında içkili yer açılamayacağının belirtildiği anımsatıldı.
''YÖNETMELİKTE SAYILMAYAN KISITLAMALAR''
İçkili yer bölgesi tespit edilemeyecek yerler yasal düzenlemelerde
açıkça sayılmışken, dava konusu genelgeyle, ''konut ve yerleşim
alanlarında, konutlardan ayrılmış, özel olarak bu şekilde faaliyet
gösteren işletmelere tahsis edilmiş, alt yapısı, ulaşım hizmetleri
buna göre yapılmış ayrı bir bölgede'' tanımları yapılarak, üst
hukuk normu olan yönetmelikte sayılmayan kısıtlamalara yer
verildiği ve içkili yer bölgesi konusunda yeni kısıtlamalar
getirildiğinin görüldüğüne işaret edildi. Genelgeyle ihdas edilmiş
bu kısıtlamalara, yönetmelikte yer verilmediği vurgulanan kararda,
''Bu nedenle genelgede, üst hukuk normuna uygunluk bulunmadığı
gibi, getirilen bu kısıtlamalarla içkili yer bölgelerinin tecrit
anlamında şehir yaşamının dışına itilmesi sonucu
çıkarılabileceğinden içerik yönünden de hukuka uygunluk
bulunmamaktadır'' denildi.