İçişleri Bakanı ’’Yüksekova’yı’’ değerlendirdi
Abone olİçişleri Bakanı Muammer Güler, iki kişinin hayatını kaybettiği Yüksekova’daki izinsiz gösteriyle ilgili Mardin’de önemli açıklamalarda bulun...
İçişleri Bakanı Muammer Güler, iki kişinin hayatını kaybettiği
Yüksekova’daki izinsiz gösteriyle ilgili Mardin’de önemli
açıklamalarda bulundu.
AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Vejdi Kahraman ile
birlikte Mardin’de tanıtım turuna çıkan İçişleri Bakanı Muammer
Güler, Hakkari Yüksekova’da yaşanan olayları değerlendirdi. Bakan
Güler, "Hakkari Yüksekova’da yaşanan olaylar bir provokasyondur.
Ama asıl önemli olan, provokasyonun kimler tarafından yapıldığının
araştırılmasıdır. Burada içeriden ve dışarıdan çözüm sürecinin
baltalanmasını isteyen, bunun devamını istemeyen merkezlerin veya
grupların ve anlayışların ürünü olduğuna inanıyorum. İçeriden ve
dışarıdan maalesef bu süreç baltalanmaya çalışılmaktadır.
Yüksekova’da maalesef önceki gün on ayrı noktadan uzun menzilli
silahlarla polisimize hedef gözetmeksizin ateş edildi. Bu çok
enteresan bir konudur ve şunu söylemek isterim. Ortaya atılan bir
şayia mezarlıkların tahrip edildiği şeklinde bir halk içerisinde
dolaştırılan bir söylentilerle insanlar tahrik edildi. Asıl oradan
başlaması lazım bu işin. Öyle bir şey yok. Hiçbir mezarda öyle bir
tahrip söz konusu değil. Böyle bir bahaneyle insanlar kışkırtıldı
ve polisle karşı karşıya getirildi. 10’a yakın polis aracında
isabetler var. Hemen polis kuvvetlerinin yakınında 50’ye yakın uzun
namlulu silahlara ait kovanlar var. Bunun kabullenilmesi mümkün
değildir" dedi.
’’POLİSİN KARŞILIK VERME YETKİSİ VAR’’
Şimdiye kadar hiçbir demokratik protestoya, gösteriye bu şekilde
bir müdahaleleri olmadığını ifade eden Bakan Güler, şöyle
konuştu:
"Polisimiz olayın başından itibaren el yapımı bomba, fişekler,
molotof kokteyli saldırılara karşı hep biber gazıyla, tazyikli
suyla müdahale etti. Ama uzun menzilli silahlarla hedef
gözetmeksizin yapılan müdahalede polisin karşılık verme yetkisi
var. Polisin kanunlardan kaynaklanan silahlı saldırıya silahlı
karşılık verme mükellefiyeti var. Bu onu görevidir. Masum insanlara
karşı şimdiye kadar hiçbir şekilde demokratik şekilde
özgürlüklerini kullananlara hiçbir şekilde müdahalesi olmamıştır.
Polisin, güvenlik kuvvetlerimizin bu anlamda intikam nitelikli,
kışkırtıcı nitelikli beyanatları da kabul etmiyorum. Böyle bir şey
olmaz. Eğer gerçekten barışa hizmet etmek istiyorsa, gerçekten
çözümün devam etmesini istiyorsa bu tip beyanlardan kaçınılması
lazım. Bu tip araştırmalar yapılıyor. Ama benim bahtsız üzüntüm
insanların polisle karşı karşıya getirilip böyle bir olayı ortaya
çıkaran sebeplerin üzerinde durmaktır. Asıl mesele budur. Bu olayla
ilgili bütün görüntüler, bütün kayıtlar elimizdedir. Ve maalesef
bir öğrenci yurdu tahrip edilmiştir. Bir kız yurdunun tahrip
edilmesine çalışılmıştır. Müdahale eden polislere 20 ayrı noktadan
dün ateş edildi."
Bunun kabullenilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Bakan Güler,
konuşmasına şöyle devam etti: "Devlet asla zaaf içinde olamaz. Bu
devleti zaaf içinde göstermek isteyenlere de asla fırsat
verilmeyeceğini buradan ifade etmek istiyorum. Hastane basılmış,
güvenlik görevlisinin bulunduğu yer ateşe verilmiştir. Polis linç
edilmek istenmiştir. Buna hiçbir güvenlik gücünün müsaade etmesi
mümkün olamaz. Özellikle belirtiyorum ve gerçekten de orada daha
fazla insanın ölümüne sebep olabilecek bir provokasyon gündeme
getirildi. Bu mizanseni biz biliyoruz ne olduğunu ama sebeplerine
derinlemesine iniyoruz. Bütün siyasi partilerden bu konuda
hassasiyet içerisinde davranmalarını ve kışkırtıcı beyanlardan uzak
kalmalarını bekliyorum. Ben Yüksekovalı vatandaşlardan bu konuda
kendilerini devletle, polisle, güvenlik güçleriyle karşı karşıya
getirmek için tezgahlanan bu oyuna gelmemeleri konusunda
kendilerinden istirham ediyorum. Devlet orada bütün gücüyle mutlaka
olacaktır. Devlet vatandaşın can, mal, ırz ve tasarruf güvenliğini
korumakla mükelleftir. Hiçbir masum insana polisin şimdiye kadar
yanlış bir davranışı olmamıştır. Vatandaşlarımız da bunu biliyor.
Ama sene başından beri her gün belli şekillerde polise saldırı
düzenlendi. Ama bu kez uzun menzilli silahlarla yapılan saldırı
elbette kanunlar çerçevesinde kendisine yönelen silahlı saldırıya
karşı elbet silah kullanma yetkisi vardır. Ben bu genç insanları
polisin karşısında bu şekil ve bu türden provokasyonlarla karşı
karşıya getiren insanları toplumun iyi fark etmesini
bekliyorum."
"BU BÖLGEDE, SEÇİMLERİN ÇÖZÜM SÜRECİNİN GETİRDİĞİ GÜVEN ORTAMININ
İÇİNDE YAPILMASINI İSTEMEYENLER VAR"
Güler, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bu bölgede, seçimlerin huzur
içinde, çözüm sürecinin getirdiği güven ortamının içinde
yapılmasını istemeyenler var. Bu konuda dikkatli olmak lazım.
İçeriden çabalar var, dışarıdan çabalar var, ama biz bu konudaki
kararlığımızı sürdüreceğiz. Çözüm sürecinin devam etmesi
konusundaki samimiyetlerini herkesin bu konuda beyanlarıyla anlamış
olacağız. Polisimizi değişik sıfatlarla, ön yargılarla, yargısız
infazlarla değerlendirmeye çalışanlar da bu olayları iyi şekilde
değerlendirerek, olayın gerçeklerine inerek, o zaman değerlendirme
yapmalarını bekliyorum. Asıl olan odur. Oradaki insanlar da, polis
de, jandarma da, asker de bu milletin evladıdır. Oradaki insanların
hizmetindedir. Onlara yönelik bu şekildeki bir saldırıyı asla
kabullenmek mümkün değil diyorum. Tekrar diyorum devlet asla zaaf
içinde değildir. Oradaki insanların can ve mal güvenliği için
oradadır. Ama bu tür beyanlardan da kaçınılması gerekir.
Yüksekovalı kardeşlerimin, Hakkarili kardeşlerimin bölge insanının
bu konuda duyarlılığına inanıyoruz. Çözüm sürecinin bu bölgede
getirdiği huzur havasının ve huzur ortamının bozulması için büyük
gayretlerin olduğuna şahit oluyoruz. Ebetteki çok üzüntü vericidir.
En kısa zamanda sona ermesini diliyorum."
(İHA)