İçinde ne olduğunu ben de bilmiyorum
Abone olBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Hatay'da durdurulan tıra ilişkin, açıklamalarda bulundu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Hatay'da
durdurulan tıra ilişkin, "İçinde ne olduğunu ben de
bilmiyorum ama bazı olaylar herkesin önünde
tartışılmaz. Devlet geleneğimizde de bu var. Açıklanan
resmi ifadelere itibar etmek durumundayız" dedi.
Partisinin Antik Kapı Restoran'da düzenlenen İl İstişare Kurulu Toplantısı'n katılan Işık, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ülke gündemindeki gelişmelerle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Işık, Türkiye'nin gerçekten demokratik bir devlet olmanın doğum sancılarını yaşadığını, hukukun sadece millete hesap veren, bağımsız ve tarafsız işlemesi gerektiğinin herkes tarafından görüldüğünü söyledi.
Yargının sadece bağımsızlığının yetmediğini, aynı zamanda tarafsız, millete hesap verilmesi gerektiğinin, "ben hiç kimseye hesap vermem" mantığının doğru olmadığının görüldüğünü kaydederek, "Bundan sonra umut ediyorum ki gerek anayasal, gerekse yasal düzenlemelerle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının garanti altına alınması, sadece ve sadece millete hesap vermesi, kendisini millete karşı sorumlu hissetmesinin altyapısı hazırlanacak" diye konuştu.
Işık, Hatay'da durdurulan tırla ilgili soruyu, "İçinde ne
olduğunu bilmiyorum ama bazı olaylar herkesin önünde tartışılmaz.
İçinde ne var bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. Devletin her
şeyi ulu orta tartışılmaz. Devlet geleneğimizde de bu var.
Açıklanan resmi ifadelere itibar etmek durumundayız" şeklinde
yanıtladı.
TÜRKİYE ARTIK KENDİ MARKASIYLA ÜRÜNÜYLE TASARIMIYLA MAL SATMASI GEREKİYOR
Gazetecilerin, "KOSGEB'in verdiği kredilerin son durumu nedir" şeklindeki sorusu üzerine Işık, KOSGEB'in sadece bankaların kredi işlemlerine aracılık misyonu olduğunu düşünmediklerini vurguladı.
KOSGEB'i kendi işini ve ürününü geliştirmek isteyen KOBİ'lerin hibe destek programlarının yoğun yapıldığı mekanizma gibi değerlendirdiklerini vurgulayan Işık, şunları söyledi:
"Diğer türlü bankaların verdiği krediyi, KOSGEB'in veriyor olması, esnafımız ve küçük işletmecilerimiz açısından çok olmazsa olmaz değil. Mutlaka Türkiye'nin artık kendi markasıyla, ürünüyle, tasarımıyla mal satması gerekiyor. Yani inovatif yaklaşım gerekiyor. Biz küçük ölçekteki inovatif yaklaşımı çok büyük oranda KOSGEB'le desteklemek ve bu programları tamamına yakınını, 'önce hibeyle başlayalım, daha sonra her aşamada fikirden, ürüne artan oranda zaman zaman hibe, zaman zaman uzun vadeli geri dönüşle destekleyelim' diyoruz. KOSGEB'e yüklediğimiz ana misyon bu. Yoksa KOSGEB piyasada daralma olduğu zaman devreye giren mekanizma olmamalı."
NE KADAR KENDİ MARKAMIZI ÜRETİRSEK, O KADAR KARLI TİCARET YAPARIZ
Türkiye'nin yüksek teknolojiye dayalı üretim ve ihracat yapması gerektiğini, bunun küçük, orta ve hatta büyük ölçekli işletmelerin ürettiği ürünleri önce geliştirmesi, marka oluşturması ve patent alması, faydalı modeller geliştirmesi ve endüstriyel tasarım yapmasıyla sağlanabileceğini dile getiren Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yani biz ne kadar kendi markamızı üretirsek, o kadar karlı ticaret yaparız, o kadar piyasada kalıcı oluruz. İşte bu amaçlara yönelik 'daha çok hibe desteğiyle ve sonraki aşamalarda da uzun vadeli geri dönüşlü kredilerle bu işleri yapalım' diyoruz. Ar-Ge projelerimizin daha büyük ölçeklerinde hem KOSGEB hem de TÜBİTAK ile destekleyelim. Bunun çalışmaları zaten şu an da var. Yani TÜBİTAK ve KOSGEB şu ana kadar yapılanları destekliyor. 'Bunu daha nasıl geliştiririz', şu anda bunun çalışmasını yapıyoruz. Türkiye mutlaka daha nitelikli üretim yapmak zorunda. Küçük esnafımıza bu zamana kadar sahip çıktık, sahip çıkmaya devam edeceğiz. Gerektiğinde kamu bankalarından krediler kullanılması noktasında, gerektiğinde de diğer destek mekanizmalarıyla zaten devreye her zaman giriyoruz.
KOSGEB'in birinci önceliği girişimciyi desteklemek, küçük ve orta ölçekli KOBİ'lerin üretimdeki sorunlarının çözülmesi, ürün, sistemlerin geliştirilmesi, üretim sürecinin daha kaliteli hale gelmesi noktasında destek vermek. Bu, bizim açımızdan çok önemli."