Her yıl Kara Harp
Okullarının yoklama geleneği tekrar ederken, ben de “1283 Mustafa
Kemal” dendiğini duyduğumda oradaki güzel öğrencilerle ayağa
kalkar, “İÇİMİZDE” diye bağırırım…
Yalnız değilim tabii…
Ekranları karşısında ayağa kalkan milyonlar var
biliyorum…
Her yıl
yaparım…
Çok da mutlu
olurum…
Çünkü biz, ülkenin Mustafa
Kemal’in devrimlerinin yolunda ilerlersek, Mustafa Kemal’in çizdiği
ışık dolu yoldan gidersek, Mustafa Kemal’in her devre mal olmuş
sözlerini, düşüncelerini anlayabilirsek, devrimlerine sahip
çıkabilirsek aydınlığa el uzatacağımızı ve bu fikirlerle yola devam
edersek aydınlığı yakalayabileceğimizi biliriz…
Çünkü biz, etrafımızı ne
kadar karanlık düşünceli insanlar sararsa sarsın ve onlar bir şeye
benzemeyen “hilkat garibesi” insanları protokole alarak show
yapmaya çalışsın, biz hemen Atatürk’ümüze sığınırız…
Yok, anlamadan dinlemeden
Atatürk diye sayıklamayız…
Onun fikirlerini anlarız,
anlarız anlarız… Ve fenerimiz sayarız onu hep karanlık
yollarda…
Vazgeçmeyiz…
Vazgeçmeyeceğiz…
Cumhuriyet ışığından
korkan, onu karanlığa boğmaya çalışan, her fırsatta milletin
sabrını zorlayarak olay çıkaran ve maalesef “hukukçu” sıfatıyla
ortada dolaşan “hukuk katillerinin” yaptıkları sadece üzer
bizi…
Onlar için üzülürüz,
anlamadıkları için, anlayamayacakları için…
Ama o kadar…
Anlatmaya çalışırız ama
dinlemezler, çünkü onlar sadece geriye gidebilirler…
Sonra ışığımıza yönelir o
aydınlık fikirleri hatırlar ve gülümseriz karanlığa…
O kadar ışık saçar ki
fikirlerimiz karanlığa…
Ateşten korkan kurtlar
gibi dağılırlar dört bir yana…
Ve hep onun fikirlerinin
ışığı yanar, okullarımızda, fabrikalarımızda, evlerimizde…
Ve her 13 Mart
yoklamasında “1283 Mustafa Kemal” dendiğinde hep bir ağızdan
bağırırız…
İÇİMİZDE!!!
nsrnylmz@gmail.com